sweet dreams on the hill

7.2K 392 335
                                    

Mercedes ve Elsa yine hükümetin toplumu uyutma oyunlarından birisi hakkında tartışıyorlardı. Bu tartışma öyle uzamıştı ki, bir süre sonra dinlemeyi bırakarak kendi düşüncelerime dalmıştım. Açıkçası pek mutlu değildim.

Neredeyse kıpırdayamaz bir şekilde gün boyu yatakta uzanmak bana sadece acı veriyordu. Üstelik bu yataktaki üçüncü günümdeydim ve şimdiden bir işkenceye dönüşmüştü. Sadece yanımda Zayn varken biraz gülümseyebiliyordum. Fakat o da her zaman benimle olamaz, ondan bunu isteyemezdim bile. Henüz dün sabah gelen bir çocukla, sürekli randevu saatlerini ertelediği için kavga etmişti ve kısmen bunun nedeni de bendim. Kendimi suçlu hissediyordum. Bu yüzden, dünden beri aralıksız çalışırken verdiği molalarda yanıma geldiğinde onu çok iyi olduğuma inandırmaya çalışıyor ve beni düşünmemesini istiyordum. İkna olduğunu sanmıyorum. Dün gece uyumadan önce "Belki de salak arkadaşlarını çağırmalısın." demişti isteksiz bir şekilde. Kızların beni eğlendirip ilgilenebileceğini düşünmüştü. Tabi bu, onları yanımızda istediği anlamına hiç gelmiyordu.

"Elsa, sus artık. Seninle konuşmanın hiçbir anlamı yok." diyen Mercedes ağrıyan başını tuttu ve yüzünü buruşturdu. Saatlerdir boşuna konuşuyordu lanet olsun.

Elsa kollarını birbirine bağlayıp arkasına yaslandı ve yüzünde kibirli bir gülücük oluştuğunda bana döndü. "Acıktın mı?"

"Hayır. On dakika önce de sana hayır demiştim. Hayır! Acıkmadım!"

"Hayır demen yeterliydi. Neden biliyor musun Winter? Çünkü evrene gereksiz ses dalgalarını gönderiyorsun... Bilim insanları hiçbir sesin yok olmadığını söylüyor. Yani senin şu an yaptığın sadece ses kirliliği oluş-"

"Kes artık Mercedes! Ses dalgalarına ne olduğu umrumda değil."

"Zayn' le sevişememek sana iyi gelmiyor." dedi Elsa gülerek.

"Sadece yatmaktan sıkıldım. Her sikik yanım kaşınıyor ve ağrıyor."

"Yürürken önüne baksaydın."

Gözlerimi devirerek bakışlarımı karşı duvara sabitledim. Gereksiz bir öfke elektrik dalgaları gibi bedenime yayılıyordu ve bu öfke üzerimdeyken her şeyi parçalamak istiyordum. Hiçbir şey yapmayan kızların nefes alışı bile beni delirtiyordu sikeyim!

Zayn' in bana aldığı papatya kolyesinin ucu enseme düşmüştü. Papatya ucunu tutup kolyemi duzeltirken zincirin kopması ve kolyenin bir anda elimde kalması anlık olmuştu. Parmaklarımın arasındaki kopmuş kolyeye bakmak, benim için son damlaydı. Ağlıyordum. Çünkü fiziksel ve manevi acı nefes alamıyormuşum gibi hissettiriyordu artık. Ağlıyordum. Çünkü Zayn' in hediyesi olan değerli kolyem kopmuştu.

"Winter." Elsa bir anne gibi kucakladı beni. Mercedes bir şey demedi ancak endişeli gözleri üzerimde dolanıyordu. Ağlayan bir insanın karşısında ne yapacağını bilemezdi genelde. Donup kalırdı.

"Sevgilini çağırayım mı?" diye sordu en sonunda. Gergindi.

Evet. Evet, onu istiyordum. Başımı aşağı yukarı sallarken Elsa ile birlikte beni bu odada yalnız bıraktılar. Saniyeler sonra ise salondan gelen dövme makinesinin cızırtılı sesi kesildi. Fısıltılarda saklı olan sözcükleri anlayamamıştım ancak buraya doğru gelen adım seslerini duydum. Sonra içeri o girmişti.

Hiçbir şey söylemeden yanıma uzanıp dirseğinden destek alarak bana baktı.

"Ağlamanı sevmediğimi söylemiştim."

"Ama kolyem koptu."

Avcumda duran kolyeyi ona gösterdiğimde ifadesiz gözleri bir müddet kolyede takılı kaldı. Ardından boştaki eliyle kolyeyi alıp arka cebine sokmuştu.

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin