mad bastard

6.7K 392 392
                                    

Günler geçtikçe iddiayı kazanma yolunda emin adımlar atıyordum. Çünkü bedenim antrenmanlara alışmış ve eskisi gibi kas ağrıları çektiğim de söylenemezdi. Bana sadece üç gün dayabileceğimi, bense üç ay boyunca gideceğimi iddia etmiştim. Yani sadece yaklaşık iki buçuk aydan biraz daha az direnmem gerekiyordu.

Bunun dışında her pazartesi, çarşamba ve cuma günlerim yuvada geçtiğinden eskisi kadar canım sıkılmıyordu. Çocuklarla kanka olmuştum. Jason ve Carla gibi beni öldürme şakaları yapmıyorlardı.

Yuvanın bahçesindeki piknik masasının oturma tahtasında otururken ellerimi montumun cebine sokmuş bir şekilde oyun oynayan çocukları izliyordum. Bazıları küçük kaydıraktan sırayla kayarken, bazıları sebepsizce birbirini kovalıyor, bazıları da kendi aralarında kurguladıkları -yüze kadar sayma yarışması gibi- oyunlarla meşguldü.

Kaydıraktan kaydıktan sonra yanıma gelen Giselle benim gibi oturarak derin bir nefes bırakmıştı.

"Yoruldun mu Barbie?" diye sordum önüne düşen altın sarısı bir tutamı kulağının arkasına sıkıştırırken. Burada ona Barbie diyorlardı. Yani Giselle öyle istiyormuş çünkü yakında sevgilisi olacak olan çocuk ona böyle seslenirmiş. Öyle birisi gerçekten var mıydı bilmiyorum. Ya da güney ve kuzeye ayrılan bir Bradford. Benim yaşadığım Bradford normaldi.

"Yoruldum. Ve buradan sonra yüzme dersine gideceğim Summer. Çok yoğun bir hayatım var."

"Altı yaşında hayat zor olmalı."

"Evet... Annem bana yeşil çorap aldı. Ve gelmeden önce kurabiye yedim."

"Kurabiyeleri ben de seviyorum. Sevgilim çok iyi kurabiyeler yapar."

"Sen yapabiliyor musun?"

"Hayır, mutfakta çok yetenekli değilim."

"Salaksın. Annem beni yemek kursuna da yazdıracak. Benimle gelebilirsin."

"Altı yaşında neden yemek kursuna gidiyorsun ki?"

"Bilmiyorum. Mükemmel olmak için."

"Barbie, yaşıtlarına göre zaten mükemmelsin."

"Değil mi?" dedi gülümseyerek. "Harikayım."

O sırada her zamanki siyah deri kıyafetleri ile havalı bir şekilde yanımıza gelen Ali, Giselle' ye bakarak başını yan tarafa doğru salladı. "Git buradan. Summer' la özel bir meseleyi tartışacağız."

"Gitmeyeceğim!"

"Gitmezsen sevdiğin boyaları saklarım."

Barbie öfkeli bir soluk bırakarak yanımızdan uzaklaştı. O boyaları gerçekten seviyordu.

"N'aber bebeğim?" diyen Ali yanıma oturarak sırtını ve dirseklerini arkamızdaki masaya yasladı.

"Size bakıcılık yapıyorum."

O sırada kaydıraktan kayan Charlotte neşeli bir çığlık atmıştı.

"Beni onlarla karıştırma. Bakıcılığa ihtiyacım yok."

"Öyleyse neden bu yuvadasın?" dedim gülerek.

Gözlerini devirdi. "Lanet bir annem var. Bebek olduğumu düşünüyor. Anlıyor musun?"

"Evet, galiba."

"Summer! Summer!" Az önce tuvalete gitmek için içeri giren Gina, heyecanla koşarak yanıma kadar geldi. "Çok yakışıklı birisi geldi Summer! Çok yakışıklı. Nastya' ya seni sordu. Galiba aşık oldum. Çok yakışıklı."

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin