joseph w. anders

6K 403 272
                                    

Öğlen vakitlerinde olağanüstü bir durum olmadıkça çocuklar hava almak için yuvanın bahçesine çıkar ve ben de kenarda oturarak onları gözetler ya da bir enerji patlaması yaşıyorsam onların oyunlarına katılırdım.

Bugün keyfim olmadığından boş gözlerle onları izliyordum. Keyifsiz olmamın nedeni sanırım Zayn' le alakalıydı. Garipti ki, onun keyifsiz olduğu günler ben de mutlu olamıyordum.

Sabah uyanıp kahvaltı yaptığımızda neredeyse hiç konuşmamıştı. Onun üzerine gitmedim çünkü yarın Joe' nin ölüm yıldönümüydü ve mezarlığa da gideceğimizi eklersek muhtemelen şimdiden büyük bir gerginliğin içinde olmalıydı. Üstelik günlerdir çalışmıyor. Ne zaman çalışmaya başlayacağı hakkında da bir fikrim yoktu.

Montumun cebindeki telefonun titreşimi ile düşüncelerim kum taneleri gibi dağıldığında telefonuma uzandım. Ekranda onun adını görmek bir tesadüf değildi çünkü günün her anında aklımda o vardı.

"Sevgilim?" dedim olumlu olmaya çalışarak.

"Ne yapıyorsun?"

"Bahçe saatindeyiz. Çocukları gözlüyorum. Sen?"

"Oradan çıkınca eve mi geleceksin?"

Neden bunu sorduğunu anlamamıştım. "Evet, bir planım yok."

"Akşam içelim mi?"

Biraz şaşırdım. "Sadece ikimiz mi?"

"Evet, evde. Konuşuruz... Belki."

Sarhoşken normalinden daha konuşkan oluyordu. Belki de tek istediği sarhoş olmanın verdiği rahatlıkla benimle konuşmaktı.

"Olur, nasıl istersen. Evde sevdiğim cipsten kaldı mı?"

"Dün hepsini yedim."

"Öyleyse ben gelirken alırım. İstediğin başka bir şey var mı?"

"Hayır."

"Tamam."

"Kapatayım."

"Seni çok seviyorum, dikkatli ol."

Bir süre sessiz kalıp "Evet." diye mırıldandıktan sonra telefonu kapattı. Ben de derin bir iç geçirerek telefonu cebime geri koydum.

Son kavgamızı atlatmış olsak da etkileri hala kalbimin üzerinde bir ağırlık yapıyordu. Ona söylediğim sözler... Kabus gibi boynuma yapışmıştı ve onun kalbini kıran kişinin ben olmasını kendime yakıştıramıyor, canım çok yanıyordu. Bunu nasıl yaptım? Kendime hep bu soruyu soruyor ama bir cevap bulamıyordum.

"Bugün üzgün görünüyorsun." dedi yanıma ne zaman geldiğini fark etmediğim Giselle.

"Öyle mi?"

"Evet, öyle... Sevgilinle mi tartıştın?"

"Hayır, sadece üzgünüm."

"Sebebi yoksa neden mutlu değilsin ki? Ben her zaman mutluyum." dedi aklı karıştığında.

"Ben de ama... Yetişkinler bazen sebepsiz yere mutsuz olabiliyor."

"Umarım büyümem." Pembe dudakları gerildiğinde yüzünde kocaman bir gülücük oluştu. "Kaydıraktan kayalım mı? Belki mutlu olursun."

"Nastya kaydıraktan kaymama kızıyor."

"Neden?"

"Çok büyükmüşüm. Kırılabilirmiş."

"Summer, hadi! Kaymak istediğini biliyorum. Kırılırsa babam daha güzelini alabilir. Çok paramız var."

Elimden tutarak beni çekiştirdiğinde sonunda gülümseyip ayağa kalktım. Bir nevi kaydırağın kralı olan Ali, kaydırağın tepesine kaymak için oturan Freddy' e kayma emrini verecekken beni gördü ve eliyle dur işareti yaptı. Freddy kıpırdamadan orada oturmayı sürdürdü.

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin