◇59◇ TLD Part Five

627 36 14
                                    

23.04

(Adın), Dokyum, Seungkwan, Woozi

◇"Uyuyakaldıklarına inanamıyorum, kötü arkadaşlar!" Dokyum yukarı katta uyuyakalanları rahatsız ederek bağırmıştı merdivenin sonundan yukarıya doğru kafasını uzatarak.

◇Sen Dokyum'dan gözünü alır almaz şöminenin önündeki üçlü heyecanla konuştu. Telsizden ses almışlardı.

◇"Bulmuşlar!" Seungkwan kalkıp kapıya koştuğunda Dokyum yanından koşar adımla geçip yakaladı onu.

◇Kapıyı açık kendini karların arasına atacak gibiydi.

◇Olanlardan on dakika kadar sonra kapı iki defa tıklatılmıştı.

◇Hepiniz sanki dışarıda -60 derecede çıplakmışsınız gibi donduğunuzda Woozi kısık sesle homurdanıp-daha çok içine konuşmuş gibiydi, yazar bile duymadı- kapıyı açtı.

◇Kapı aralandığı an Minghao ve S.coups ellerindeki ucu yanmakta olan sopayı kara gömdü.

◇Jun ve Joshua ise Mingyu'yu içeri sokup salondaki koltuğa yatırmışlardı.

◇Hepiniz bir şeyler sormak istiyordunuz. "Kurttan nasıl kurtuldunuz?" "Canınız acıyor mu?" "Neden bu sokuk yere geldik?"

◇Fakat hiçbiriniz tek kelime etmedi.

◇Bir saat kadar Mingyu ve S.Coups'la ilgilendikten sonra hepiniz uyumuştunuz.

◇Bu aksiyon-sizin için büyü bir aksiyon- son bulmuştu.

◇Hepiniz odalarınıza gittiniz sessizce.

◇Ranzanın üst katına tırmanıp yatağa attın kendini ve tüm günün yorgunluğunu bıraktın ellerinden. Sabaha kadar yatağa aktı telaş ve yorgunluk.











08.54

Woozi, (Adın)

◇"(Adın)... Uyan."

◇Gözlerini araladın, Woozi gözlerinin açıldığını gördüğünde saçındaki elini geri çekip ranzadan indi.

◇"Hm.." Hırıltılı sesini duyduğunda seni bir kez daha dürttü aşağıdan.

◇"Bu tanrının unuttuğu yerden gideceğiz, çabuk ol."

◇'Gitmek'

◇Kulağın duyduğunu sana ulaştırdığında üstündeki yorganı ittin, ranzadan inip biraz gerindin. Gitmek istiyordun, bu gezi-Cheol'un deyimiyle 'macera'- sizin yiyeceğiniz bok değildi.

◇Tam olarak yirmi dakika sonra hepiniz aşağıdaydınız. Gözlerinizi avuşturuyor birbirinize tamamiyle boş bakışlar atıyordunuz.

◇İlk canlanan Mingyu oldu. Yarası geçmemiş olan Mingyu. Hani şu dün kurtların ham ham ettiği.

◇"Ben biraz daha kalmak istiyorum desem beni boğar mısınız?"

◇Woozi hiçbirinize izin vermedi.

◇"Ağzına kapı bile sokarız."

◇Mingyu kaşlarını kaldırıp indirdi. 'Pekala' deyişiydi bu.

◇"Kahvaltıyı kim hazırlayacak?" Cümlesinin sonunda sahteden bir esnemeyle sordu Seungkwan.

◇On iki kişinin bakışı her yerden üstünüze toplandığında Dino ve senin, kaşlarını çattın.

◇"Hep biz hazırladık ama hyung." Dino biraz trip biraz üşengeçlikle konuştuktan sonra sözü tekrar sen aldın.

◇"Karşılığında bir şeyler olursa, her şeyi pişirebiliriz."

◇Woozi alayla kıkırdadı.

◇"İşte benim (adın)ım."

◇"Seni Woozi'yle fazla bırakmamalıydık. En iyisi biz yapalım."

◇Jun'a gülüp Dino'yu sandalyenizden kolundan çekiştirerek kaldırdın ve pencerenin önündeki koltuğa ittin.

◇"En fazla yarım saat bekleriz. Çabuk olun."

◇Ardından gelen Jeonghan'ın sesi hepinizin kahkaha atmasına yol açmıştı.

◇"Ayh, götüm."






14.29

SEVENTEEN, (adın)

◇Yemek yedikten sonra-hazır noodle- evi bulduğunuz gibi derli toplu hâle getirmiş ve yola çıkmıştınız.

◇Amacınız arabayı bulup havalimanına gitmekti, fakat haritaya göre en az 2 saatlik yolunuz vardı.

◇Yola çıkalı on dakika olduğunda önde Wonwoo, Joshua, Cheol, Jun ve Jun'un haritası yürüyordu.

◇Onların arkasında Mingyu ve ona destek olmak için dibinde olan Hoshi ve Jeonghan. Onlarında arkasında en dağınık sıra vardı.

◇Sol tarafta Dokyum ve Seungkwan Dino'yu ortalarına alıp alay ediyorlardı. Onların sağında Vernon, The8. Ve iki grubun biraz gerisinde Woozi ve sen kol kola girmiştiniz.

◇Hepiniz kurtulmak isteseniz bile hâlâ işin eğlencesi sizi terketmemişti.

◇"Woozi, çok üşüyor musun?"

◇"Pek değil."

◇Kafanla onaylayıp tekrar önüne döndün.

◇Kar çok değildi, yoldan yürüyordunuz. Fakat yolun kenarlarında bir karış-Ming'in bir karışı- kar yığılıydı.

◇Aynı zamanda fırtınanın başlangıcı olan rüzgârlar vardı.

◇Beş dakika dolmadan rüzgâr hızı yüzünüze kar parçacıkları yapıştıracak kadar olmuştu.

◇Bunlar olurken hepinizin eli şapkasındaydı. En öndeki tayfaysa haritayı üç elle tutuyordu. Diğer üç el şapkalarını tutuyordu.

◇"Bir yerde durmalı mıyız? Fırtına çıkacak."

◇Jun sesini yükselterek rüzgârın sesini biraz bastırdı.

◇"Burası tekin değil. Fırtına akşama kadar sürerse ne yapacağız?"

◇Josh'ın kurtları kastettiğini anladıklarında Cheol cevap verdi kaşlarını çatarak.

◇"Fırtınayla da güvende değiliz. Çığ tehlikesi var Joshua."

◇Joshua kısaca 'haklısın' diyerek önüne döndü. Zihnine yeni bir fikir için yalvarmaya başlamıştı.

◇Hepinizin oluşturduğu büyük grup yarım saatlik yürüyüşün ardından gelen çatırdama sesiyle duraksadı.

◇Her biriniz etrafı süzerken sesin kaynağını bulmak için Dokyum yerdeki gözlerini çekmeden konuştu.

◇"Şimdi sıçtık."

◇Ardından her şey bir cesedin bedeni kadar soğuk olan suya gömülmüştü.




Kuesçın

Çok beklettim mi..?

Favori karakter ve anınız nedir bu bölümde?

Sonrasında olacaklar hakkında tahminleriniz ne?

Say the name! SEVENTEEN

Seventeen Tepkiler 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin