Sevgilisi tacize uğradığında SEVENTEEN;
S.Coups;
"Bana dokunma!"
Birlikte katıldığınız bir kokteylde sen ailenin telefonuyla kokteylin olduğu otelin terasına çıkmıştın. Başka biri arasa kesinlikle açmanı istemeyecek kadar kıskanç bir durumda olan Cheol ailenle ne kadar az konuşabildiğini bildiği için-ülkeler arası saat farkı- sesini çıkarmamıştı.
Bir süre sonra sen hâlâ gelmediğinde o da terasa gelmişti ve senin sert sesini işitir işitmez hoşlanmadığın şeyler olduğunu farketmişti.
"Sana Cheol'dan daha fazla zevk veriri-"
"Buraya bak."
Önünde sana sarkmakta olan oğlan erkek arkadaşının sesiyle ona döndüğünde, anında yediği yumrukla beraber çenesinin nasıl yamulduğunu gördün ve kemik sesini işittin.
Jeonghan;
Bilirsiniz, Jeonghan kibardır ve melek gibidir. Ama bilmezsiniz, konu kız arkadaşı ve onun huzuru olduğunda bir iblise dönüşebilir.
Yanında kız arkadaşının bacaklarına dokunma cesaretinde bulunan adamı gözleriyle ortadan kaybedecek kadar iblis gözlerine sahip olabilir.
Adam gittikten hemen sonraysa sevgilisine melek suratıyla döner.
"Eve gidelim mi bebeğim?"
Joshua;
"Joshua, sana hak ettiğin gibi sert davranamıyor değil mi (adın). Ben sana-"
"Kaybolman için yalnızca on saniyen var. Def. Ol."
Çocuk pis bakışlarını sana atarak Joshua'nın yanında geçmeye yeltendiğinde erkek arkadaşın ayağını çocuğun önüne doğru götürdü, poker face hâlindeyken.
Çocuk sendeki bakışlarını yere tüm bedeniyle alıp yapıştırdığında Joshua yalnızca gözleri sendeyken konuştu.
"On saniye doldu."
Jun;
"Hayatım, nerede kaldı-"
Jun senin su almak için kafenin içine girmenden sonra uzun bir süre geçtiğinde endişeli yüz ifadesiyle yanına geldi.Neler olduğunu gördüğünde sesi kesilmiş, yüzü buz gibi bir mimikle kaplanmıştı.
"Açıklayabilirim Jun." dedin belindeki yabancı adamın elini iteklerken.
"Seni taciz mi ediyor?" dediğinde rahat bir nefes verdin olayları yanlış anlamayacak kadar sana güvenmesinden dolayı.
"Evet." dedin dürüstçe ve erkek arkadaşına yaklaştın.
Oysa hangi dövüş sanatı hareketlerini kullanacağını beyninin içinde planlıyordu.
Woozi;
"Kolunu daha sonra da kullanmak istiyorsan çek hemen üstümden."
"Nazlanma, Jihoon için fazlasın sen. Yalnızca bana göresi-"
"Siktir git, beyinsiz herif. Sen Jihoon'un tırnağı bile olamazsın."
Olanları kapının arasından izleyen Jihoon senin kendini korumana düşmüş olsa da hızla kendini toparladı ve seninle birlikte o herifin ağzının payını vermek için odaya girdi.
Hoshi;
Lise arkadaşlarınla bir buluşma düzenlemiştiniz, ormanda yeşilliklerin arasındaydınız. Hava kararmış ve ortalık siyaha bürünmüştü.