5 Kız Bin Bela

13

Pelin Su'dan:

Dağ evini çok beğendim. Çünkü hiç pembe yok. Sonunda pembe olmadan biraz zaman geçireceğim. Bizim kızlar her zaman benim inadıma bana hediye alırken pembe alıyordu. Abi insan nasıl bu kadar gıcık olabilir?

Gıcık dedim de aklıma geldi. Biz Hazal ile maalesef ki Ayça salağı ile aynı evdeydik. Bu da yetmiyormuş gibi yataklarımız yan yanaydı. Ayça ve Hazal 9. Sınıfta kavga etmişlerdi. Biz de Hazal için kavgaya dahil olmuştuk. Cidden çok eğlenceliydi. O zamandan beri Ayça ile düşmandık.

Tabii bir de Burak var. O salak ile de aynı evdeydik. Burak Hazal'ın eski sevgilisiydi. 9. Sınıfta 4 ay sevgili olmuşlardı. Daha sonra Hazal, Ayça ve Burak'ın da sevgili olduğunu öğrendi. Gizli gizli sevgililermiş.

Hazal bunu bizim sınıftaki dedikodular ile öğrendi. Ayça kantinden geliyordu. Ayça sınıfa girdiği gibi Hazal onun saçlarına yapıştı. Sonra Ayça'nın kankaları Hazal'ı ayırmaya çalıştı.

Tam da o sırada devreye biz girmiştik. Tabii bu kavganın sonu müdürün odasında bitmişti. Müdür bizim 5'liden bunları beklemeyeceğini söylemişti. Tabii Ayça bu tür kavgaları çok yaptığı için onlardan beklerdi.

Hazal yandaki yatakta uzanmış telefon ile uğraşırken ben tıkınıyordum. Gelir gelmez zaten ilk girdiğim yer mutfak olmuştu. Aç olmam benim suçum değil. Masal'ın suçu.

Gerizekalı yol boyunca bana kusucam kusucam dedi. Ve benim midemi bulandırdı. Bu yüzden hiç bir şey yemedim. Malsal ise kusmadı. Üstüne kendisinin ve benim yiyeceklerimi yedi. Masal'a bazen Malsal diyorum. Çünkü mal. Ne kadar güzel bir açıklama yaptım.

İçeri Ayça girdi. Ve önce bize baktı. Sonra valizini alıp kıyafet dolabını açtı. Herkes için ortak bir dolap vardı. Ve cidden çok büyüktü. Ayça dolabı açınca bizim valizlerimizle karşılaştı. Ne? Hiç o valizi boşaltıp da özenerek o dolaba dizemem. Üşengeçlik kurallarına aykırı. Aslında Hazal dizecekti. Fakat ona ben engel oldum.

Ayça valizini açtı. Ve içindeki her şeyi özenle dolaba dizdi. Lan burada topu topu 1 hafta kalacağız. Kız 1 aylık kıyafet getirmiş. Bazı insanlar neden bu kadar gerizekalı olmak zorunda.

Bu görüntüye daha fazla katlanamayacağım. Benim dolabımda bile bu kadar fazla kıyafet yoktur.

"Hazal ben aşağı iniyorum. Geliyor musun?" Diye sordum. Ve daha sonra ayağa kalktım.

"Kesinlikle. Çünkü biraz daha burada kalırsam hiç iyi şeyler olmayacak."

O da ayağa kalktı. Birlikte alt kata indiğimizde Arda ve Berkay'ı koltukta oturmuş TV izlerken gördük. Ya da vazgeçtim. Oturmuyorlar. Bildiğin yatıyorlar. Biri bir koltukta, öteki bir koltukta. Anlaşılan valizlerini yukarı çıkartmışlar. Daha sonra gelip kendilerini TV'nin önüne atmışlar.

Hazal direkt gidip tekli koltuğa oturdu. Ve yine telefona gömüldü. Ama ben sıkılırım. Sıkıldığımda yapmayı sevdiğim çok eğlenceli hobilerim var.

Genelde okulda sıkılınca Masal ya da Buse'nin ayakkabı bağcıklarını birbirine bağlarım. Buse genelde fark etmez. Ama maalesef Masal ben daha bağlayamadan fark ediyor.

Bir de su şişemin kapağına su doldurup Buse'nin ensesine dökmeyi çok severim. Tabii sonra Buse'den kaçma çabaları biraz yorucu oluyor.

Bir de Masal ile iş birliği yapıp Buse'nin oturacağı alana su dökerdik. Buse hiç bakmadan otururdu. Biz Masal ile gülmeye başlardık. Sonra onu ayağa kaldırıp ıslanan eteğini gösterirdik.

Ama şu an okulda değiliz. Bu yüzden yeni eğlenceler bulmalıyım.

Buldumm! Şu an kafamda sarı bir ampul yandı. Fakat ucuz ampullerden. Bir de o kadar para ödeyemem.