Hazal'dan:
20 dakikadır Rüzgar ve Masal'ı bekliyorduk. Nerede kaldı bu şam şeytanları?
Artık endişelenmeye başlamıştık. Arda ise olmayan Masal'ın görevini üstlenerek onlara ne olduğu hakkında teoriler üretmeye başlamıştı.
"Belkide ormanda, tarzan gibi bir hayat sürmek istiyorlardır. 3 tane de çocuk yapıp sonsuza dek mutlu yaşamayı planlıyorlardır. Hain Masal! Rüzgar aşkımı ayartıp benden ayırdı. 7 çocuğumla sokakta kaldım resmen."
Arda saçmalayıp duruyordu. Bunlara dayanamayan Pelin Su elini Arda'nın ağzına bastırdı.
"Boş yapma! Sabahtan beri kafamı şişirdin. Masal'ın yokluğunu hiç aratmıyorsun maşallah!"
Pelin Su, Arda'ya kızarken konuşan Seda'nın Keremciği oldu. Pis Keremcik! Sen git Seda'ya romantiklik yap. Benim öküzde anca yan gel yat kebap!
"Gençler başlarına bir şey gelmiş olabilir. Bu orman korunaklı bölgede ama yaralanmış olabilirler."
Kerem yine ciddi ve mantıklı konuşmuştu.
"Aman boş verelim biz onları. Acıkırlarsa da bir birlerini yerler. Sonra ölürler. Ve mutlu son!"
Dedi Seda her zaman ki ciddiyetsizliğiyle.
Bir anda ormandan fırlayan Rüzgar ile bakışlar ona döndü. Rüzgar telaşlı ve nefes nefeseydi.
"Ne oldu kardeşim?"
Dedi Berkay aşkım. Ay yerim ben seni ponçik şey ya.
"M-Masal! Onu bulamıyorum. Hiçbir yerde yok. Buradadır belki diye geldim. Ama burada da yok! Başına bir şey mi geldi yoksa?"
Rüzgar çok endişeliydi. Onun dedikleri bizi de endişelendirmişti.
"Masal'ın açık alanda yalnız kalmak gibi saçma bir fobisi vardı. Eğer şu an yalnız ise deli gibi ağlıyordur. Bir keresinde de onu piknik alanında unutmuştuk. Onu almak için gittiğimizde ağlamaktan gözleri şişmişti. Neyseki sadece 10 dakika geçmişti. Biraz daha geç kalsaydık ne olurdu kim bilir?"
Buse'nin bu deyişi üzerine Rüzgar daha da endişelenmişti. Allahım lütfen başına bir şey gelmesin.
"Ona eğer bir şey olursa senin kafanı duvara sürterek kıvılcım çıkartırım. O kıvılcımla da bu ormanı yakarım lan!"
Diye adeta kükredi Pelin. Hepimiz ona bir şey olmasından korkuyorduk. Ama en çok belli eden Pelin olmuştu.
"En iyisi ormana gidip arayalım. Biriniz görevlilere de haber versin. Ne kadar kalabalık olursak o kadar çabuk buluruz."
Dedi Rüzgar. Ve tekrar ormana girdi.
"Ben dayımın yanına gidiyorum. Görevlilerle birlikte gelirim."
Dedi Kerem. O da ormanın ters istikametine doğru koşmaya başladı. Biz 7 mal ise ormana girdik.
"Dağılalım. Hazal sen benimle gel. Bulut sen şu Arda malı ve Pelin Su ile git. O ikisinin işi belli olmaz. Pelin bir yerlere saldırabilir, Arda ayrı bir kafada zaten. Seda sen de Buse ile git."
Berkay aşkım haklıydı. Pelin Su'nun resmen gözü dönmüştü. Arda ise korkmuş gibiydi. Masal'ı önemsediğini, onu kankası olarak gördüğünü hepimiz çok iyi biliyorduk. Ama yine de Bulut'un onlarla gitmesi daha iyiydi.
Berkay elimden tuttu ve ormanda Masal'ı aramaya başladık. Ara ara seslensekte bulamıyorduk. Masal neredeyse 45 dakikadır tek başına ormanın bir köşesindeydi. 10 dakika bile yalnız başına çıldırmış olan kız kim bilir şimdi ne haldeydi. İnşallah bir şey olmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 Kız Bin Bela
HumorNeden mi 5 Kız Bin Bela? Çünkü gülmeye, saçmalamaya ihtiyacımız var. Biz kızların en çok ihtiyaç duyduğu şey bu. Saçmalayan, eğlenen, aşık olan bu kızları okumak istiyorsanız durmayın. Başlayın şimdi. Bu kitapta kendinizden bir şeyler bulabilirseni...