Masal'dan:
Bugün çok bir şey olmamıştı. Pelin habire sıkıldığını söyleyip durmuştu. Sonra bana ladese girelim demişti. Nesine diye sorunca kendine çok güvendiğinden kaybedersem okula gittiğim gün etek giyerim demişti. O kazanırsa ben de ona bir sırrımı söyleyecektim.
Şu an Seda ve Buse, Pelin Su'nun odasındaki koltukta oturmuş Hazal'ı izliyordu. Çünkü Hazal işletmek için bir numara sallıyordu.
Hazal, Pelin'in pek kullanmadığı çalışma masasının sandalyesinde oturuyordu. Ben Pelin'in yanında yatağa oturmuştum.
Hazal sonunda bir numara tutturmuştu. Karşı taraftan bir kız alo demişti.
"Selam canım."
Dedi Hazal gıcık bir ses tonuyla. Gülmemek için kendimizi kasıyorduk. Bu kez karşı taraf konuştu.
"Kimsin ve Mustafa'yı neden arıyorsun?"
"Mustafa benim sevgilim canım."
Dedi Hazal yine aynı ses tonuyla. Seda gülmemek için yanaklarını ısırıyordu. Buse ise çoktan yerlerde yuvarlanmaya başlamıştı.
"Hayır o benim sevgilim."
Dedi karşı taraftaki ses. Kızın endişelendiği ses tonundan belli oluyordu.
"Ah tatlım sana acıyorum. Mustafa beni çok sevdiğini söyledi. Senden ayrılacakmış. Ya sen gururlu bir kız olup hiç onu uğraştırmadan aramızdan çekilirsin, ya da o ayrılır. Seçim senin."
Buse yumruklarını yere vururken Pelin Su yüzünü yastığa bastırmıştı. Yanaklarını daha fazla ısırmak istemeyen Seda odanın camını açıp kahkahasını dışarı salmıştı. Benimse gözlerimden yaşlar gelmişti. Gülmemek için çok uğraşıyordum. Hazal da gülmemek için dudaklarını ısırdı.
"İkinizin de allah belasını versin. Sizden nefret ediyorum."
Dedi ve telefonu kapattı karşı taraf. Kız kapatır kapatmaz beşimiz birden kahkahalara boğulduk. Gülmekten karnım ağrımıştı.
"Tamam sıra bende."
Dedi Buse. Uzandığı yerden kalktı ve yerde bağdaş kurdu.
"Kızlar Bulut'u işletelim mi?"
Diye sordu Buse. Ama sesinden tanırdı.
"Sesinden tanır."
Dedim net bir şekilde. Buse sinsice sırıttı.
"Telefonuma bir tane uygulama indirdim. Telefonda konuşurken istediğimiz ses tonuna ayarlayabiliyoruz."
Bu söylediğiyle hepimizin yüzünde sinsi bir sırıtış oluştu.
"Tamam ara o zaman."
Dedi Pelin. Buse kahkaha attı. O Bulut'u ararken ben de tepkisi acaba ne olucak diye düşünüyordum. Sonunda Buse aramayı başardı. Sesini bir adam sesi olarak kullanacaktı.
"Ne var lan? Beni uykumdan uyandırmaya nasıl cesaret edebilirsin?"
Gülmemek için kendimi sıkıyordum. Bu çocuk her dakika uyuyordu.
"Cesedi nereye gömeyim?"
Diye sordu Buse. Ama ses kalın bir adam sesi olarak çıkmıştı. Bulut bir süre ses vermedi. Sonra konuştu. Ama konuşurken sesi yarı gülümsüyormuş gibi çıkmıştı.
"Kuyuya at gitsin. Gömülmeyi haketmiyor şerefsiz."
Bu söylediğiyle hepimizin gözleri büyümüştü. Biz şaka yapıyorduk. Peki bu çocuk kimden bahsediyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 Kız Bin Bela
HumorNeden mi 5 Kız Bin Bela? Çünkü gülmeye, saçmalamaya ihtiyacımız var. Biz kızların en çok ihtiyaç duyduğu şey bu. Saçmalayan, eğlenen, aşık olan bu kızları okumak istiyorsanız durmayın. Başlayın şimdi. Bu kitapta kendinizden bir şeyler bulabilirseni...