35

4.2K 328 113
                                    

Kerem bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Sanki ne dediğimi anlamaya çalışıyor gibiydi. Bir kaç kez gözlerini kırpıştırdı. En sonunda dediği tek şey şu oldu.

"Ne?"

Kahkaha attım. Bana hala şaşkın şaşkın bakıyordu. Kıyamadım ve yanağından öptüm. Şaşkınlığından olsa gerek hiç bir tepki göstermemişti.

"Ben ve Buse ortaokulda şakacıktan evlenmiştik. Ama yanlış anlama. Şey değiliz. Öylesine evlenmiştik. Ama ben karımı seviyorum."

"Sen o yüzden mi böyle şeyler söyledin?"

Gülümseyerek kafamı salladım. Derin bir oh çekti.

"Ben de ayrılmak istiyorsun diye korktum."

Kendimi tutamayıp güldüm.

"Sen nasıl senden sıkılabileceğimi düşünürsün ampul kafalı."

Bu kez o güldü. Çok tatlı bir gülüşü vardı. Dayanamayıp yanaklarını sıktım. O da benim yanağımı sıktı.

Buse'den:

Bulut ile teneffüs olunca dışarı çıkmıştık. Kamelyalardan birine oturduk. Daha bir dakika geçmeden Bulut uyumuştu. Ofladım. Habire uyuyordu.

Bulut'u uyandırmak için türlü türlü şeyler denedim. Bir türlü uyandıramadım. Aklıma gelen şeyle sinsice sırıttım. Bulut'un masaya dayadığı başına yaklaştım. Yanağını öptüm. Bulut anında kafasını kaldırdı.

"Kim ırzıma geçiyor lan?"

Kahkaha attım. Gözleri beni buldu.

"Sen miydin? Ben de birileri ben uyurken benden yararlanıyor sanmıştım."

Daha çok güldüm. Ben gülmeyi kestiğimde o bana yaklaşmaya başlamıştı. Ne oluyoruz lan?

Bu kez Bulut benim yanağımı öptü. Aslında dudağım ve yanağım arasında bir yerdi. Daha sonra boynuma bir öpücük kondurdu. Huylanmıştım. Biraz da utanmıştım aslında. Hemrn etrafıma bakındım gören oldu mu diye. Allahtan kimse görmemişti.

"Sen ben uyurken benimle böyle uğraşırsan ben de seni öperim."

Yutkundum. Yanaklarım kızarmıştı galiba.

"Okuldayız Bulut."

Omuzlarını silkti. Zilin çalmasıyla ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim.

"Ders yine biyoloji. Hadi çabuk sınıfa çıkalım."

Bulut beni kafasıyla onayladı ve sınıfa çıktık.

Ders yine hocanın deftere yazı yazdırmasuyla ve tahtada bir şeyler anlatmasıyla geçiyordu.

Tahtada anlatılanları yazarken bir yandan da Bulut ile sohbet ediyordum.

"Neden bu kadar uykucusun Bulut?"

"Bilmem. Aslında uykuculuktan değil ya sıkıntıdan valla. Yapacak bir şey olmayınca uyırum ben. Konuşmayı zaten çok sevmiyorum. En mantıklısı uyku şu hayatta."

Aslında ona katılıyordum. Ben de hep sıkıntıdan patlardım. Ders çalışmak dışında yaptığım bir şey yoktu. Masal gibi dizi, film izleyen bir kız olmamıştım hiç. Boş boş duvarı izlerdim ben. Hazal gibi süslü hiç değildim. Makyaj malzemelerim bile sınırlı bir boyuttaydı onlarımda nadir kullanırdım. Pelin Su kadar sert bir kız da olmamıştım hiç. Ne bileyim değişikyim ben. Seda kadar deli dolu değildim. Sakin biriydim vr bu yönden Bulut ile benziyorduk.

5 Kız Bin BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin