5 Kız Bin Bela

43

Rüzgar'dan:

Doktora sorduğum soruyla hepimiz sustuk. Doktor konuşmaya başladı.

"Hastamız fobisi yüzünden çok korkmuş. Ve şu an uyandıramıyoruz. Uyanması için ona ikna edici şeyler söylemelisiniz. Hastamız yaşadığı korku yüzünden uyanmak istemiyor olabilir. Onu motive etmelisiniz. Ama hepiniz birden girmeyin. Lütfen sırayla girin ve onu mutlu edin. Uyanmak hastamıza kalmış."

Masal uyanmak istemiyor muydu? O da mı Arda gibi yapacaktı. O da mı dünyaya olan sinirini gözlerini açmayarak çıkaracaktı?

"İlk ben gitmek istiyorum."

Dedi Buse. Kızlar onaylayınca odaya girdi. Masal lütfen uyan.

Buse'den:

Masal'ı motive etmek ve ben. Ben genelde Masal'ı sinirlendiren taraf oluyorum. Şimdi nasıl mutlu edecektim?

Odaya girdiğimde Masal yatakta uyuyordu. Uyumak denirse tabii.

Yatağın yanındaki koltuğa kuruldum. Rahatmış.

"Naber lan benden sonra zeki?"

Diye bir giriş yaptım. Tabii ki tepki alamadım.

"Bak sana zeki dedim değerini bil. Normalde asla zeki demezdim. Eee hayat nasıl gidiyor? Gitmiyor mu yoksa? Şimdi hastane yatağında yatan birine hayat nasıl gidiyor diye sormam biraz tuhaf oldu galiba. Aman bana ne? Bak uyanman lazım. Sebep istiyorsan bolca var. Mesela eğer uyanmazsan seni gıcık edemem. Hem gidince meydan bana kalır. Bütün deneme sınavlarında ben 1. Olurum. Önceden de oluyordum ama arada bir sen de oluyordun. Yani anlayacağın gidersen okuldaki tek zeki olacağım. Kimse Buse'den sonraki zeki diye birini seçemeyecek. Bana da rakip kalmayacak. Çok kötü bir rakipsin. İnsan hiç rakibini yarı yolda bırakıp pes eder mi?"

"Ya Masal yapma böyle lütfen. Uyanman lazım. Sensiz ne yapacağız kızım biz. Bak sana bunu çok sık söylemiyorum belki ama seni seviyorum. Belki de en yakınım sensin. Sensiz yapamam."

Masal hala uyanmamıştı.

"Uyanmazsan uyanma be! Çok da tın!"

Dedim sinirle. Ve odadan çıktım. Bizimkiler heyecanla yanıma geldi.

"Uyanmıyor. İnatçı işte!"

"Bir de ben gideyim. Tehditlerim sayesinde uyanacaktır."

Dedi Pelin Su. Rüzgar kolunu tuttu.

"Unutma, mutlu etmelisin."

Pelin Su kolunu çekip odaya girdi.

Pelin Su'dan:

Nasıl uyanmazsın ya? Sen kim köpek!

Sinirle odaya girdim. Gerizekalı yatakta yatıyordu.

Yatağın yanında duran koltuğa oturdum.

"Niye uyanmıyorsun lan gerizekalı? Bizi perişan etmek çok mu hoşuna gidiyor lan? Kalkacaksın işte. Eğer uyanmazsan seni kezzap havuzunda yüzdürürüm. Ya uyanırsın, ya uyanırsın. Seçim senin."

Çok bir seçenek sundun sanki!

Diyen iç sesime el hareketi çektim.

"Önceden hep sen beni uyandırmaya çalışırdın. Ben uyanmak istemeyince üstüme otururdun. Saçma sapan şeyler yapardın uyanayım diye. Ama şimdi ben seni uyandırmak için çabalıyorum. Gerçekten çok gıcık bir durummuş. Şimdi seni daha iyi anladım. Bu yüzden artık beni uyandırmaya geldiğinde daha geç kalkacağım. Çünkü seni sinir etmek çok güzel. Ama sen beni sinir edemezsin. Uyan şimdi."