~Yazar~
Rose, rutin işlerini bitirip okula geldi. Kimse yoktu, çünkü saat daha erkendi. Ama bir kişi hariç, Jungkook...
Jimin...
Rose'ye ne zaman yaklaşmak istese pes ediyordu. Yine ona zarar vermekten korkuyordu. Ama bir bilse Rose'nin onu beklediğini.Jungkook...
Onun için bir fırsat gibiydi bu durum. Sevdiği kadın için arkadaşından vaz geçmek istemiyordu, ama mantığı her ne kadar bunu tekrarlasa da gönlü izin vermiyordu. Bir bilse Rose neler düşünüyor?~Rose~
Erkenden okula geldim, tabi doğal olarak kimse yoktu. Sırama çantamı koydum ve koridora çıktım. Kimse olmadığı için fırtına öncesi sessizlik gibiydi.
Panoları incelerken, omzumda bir el hissetmem ile yerimden sıçradım.
"Benim..." dedi Jungkook, yatıştırıcı bir tonda.
"Ah, korktum." dedim derin nefes vererek.
"Özür dilerim." dedi burukça, böyle çok tatlı oluyor.
"Ah, hadi ama. Senin bir suçun yok, yapma şöyle." dedim gülerek.
"Hım, Rose bu gün ne ister bakalım?" dedi, keşke söyleyebilsem...
"Rahat kalmak. Ah, biraz rahat kalmak benim de hakkım." dedim, bıkkınlıkla.
"Tamam, söz rahat bırakacağım. Ama önce makarna yiyelim." dedi, ne alakaysa?
"Ne alaka şimdi? Ama hayır diyemeyeceğim. Çünkü açım." dedim ve cevap vermesini bekledim.
"Olur, o zaman teneffüste kantindesin." dedi, başımla hızlıca onayladım ve sınıfa girdim.
"Selam," dedi Kang Chul.
"Selam, Hyo-Joo yokmu?" dedim. Ağzına, çubuk kraker koyup cevapladı.
"Onun antrenmanı var bugün. Gelemeyecek." dedi ve çıktı.
Ben de çantamdan ders için gerekenleri çıkardım ve masanın üzerine koydum. Sonra da müzik odasına indim. Oh, boştu.
Piyanonun başına oturdum ve Because Of You'yu çalmaya başladım.
Parmaklarım, nazikçe notaları çalarken ben sadece dinliyordum.
~Tatliş Yazar~
Rose, piyanosunu çalmak için aşağı inince, Jimin'de onu takip etti. Çünkü, ona bugün herşeyi hatırlatacaktı. Onu sevdiğini, onu istediğini.... Herşeyi.
Jimin, hafif adımlarla içeriye girdi ve kapıyı kapattı. Sonra kapıya yaslanarak dinlemeye başladı, Rose gerçekten çok güzel çalıyordu.
Rose, nakarat kısmına gelince söylemeye başladı. Jimin'de ona eşlik etmeye başladı. Ama sesi, Rose'nin kinden daha alçak çıkıyordu. Ama Rose, fark etmişti.
Bir anda arkasını döndü ve Jimin'e merakla baktı, biraz da şaşırmıştı. Çünkü burada tek olduğunu sanıyordu. Jimin, hala söylüyordu. Rose ise anlamadan ezberlediği notaları çalmaya devam ediyordu. Sonra kendini toparladı ve müziği böldü.
"Hey, neden izinsiz giriyorsun?" dedi kızgınlıkla.
"Neden müziği böldün?" dedi Jimin, Rose'nin en gıcık gittiği şeyi yaparak. Soruya soruyla cevap vererek.
"Sana soru sordum." dedi Rose, sesi öfkeli çıkmıştı.
"Bende." dedi Jimin, sesi aksine daha da alçak çıkmıştı.
"Ah, peki. Ne oldu?" dedi Rose, derin nefes alarak.
"Müziği böldün." dedi Jimin.
"Buraya bunun için mi geldin?" dedi tek kaşını kaldırarak.
"Hayır." dedi Jimin. Söylemeye hazır değildi. Konuyu değiştirmek istediğini fark etti.
"Peki neden geldin?" dedi Rose, sesinde ve içinde umut vardı, ama Jimin'in bu umuttan hiçbir haberi yoktu.
"Gelemez miyim?" dedi, gerginlikle.
"Ah, peki tamam. Anladım. Görüşmemek üzere." dedi Rose ve çıktı. İçinde kırgınlık vardı. Şu ânâ kadar hatırlamadığı sanıldığı tüm şeyleri hatırlıyordu. Jimin'in konuşmalarını, düşüşlerini... Dudaklarının değdiği anı... Hepsini hatırlıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/164911655-288-k109835.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZİYET | RosMin [Düzenleniyor]
FanfictionOkulun Badboy'u olan Park Jimin ve eziyet ettiği kız Park Chaeyoung. Daha doğrusu Park Roseanne. İkisinin nefretten aşka dönüşeceği masalı dinlemeye hazır olun... •Kapağın tüm hakları Lilith'in Tasarım Marketi'ne aittir.