~Rose~
Zarfı elime aldım ve üstüne de Soo-Min hocaya vereceğim listeyi aldım. Soo-Min hocanın öğretmenler odasında olacağını düşünerek öğretmenler odasına girdim. Tam tahmin ettiğim gibi, her zamanki koltuğunda oturuyordu. Hemen yanına gidip, elimdeki zarfı verdim ve olabildiğince hızlı çıktım. Elimdeki zarf ile birlikte, bahçede oturan Taehyung'un yanına gittim.
"Taehyung!" dedim bağırarak. Hepsi bana dönünce tekrar yürümeye başladım. Yanlarına geldiğimde, elimdeki zarf ile Taehyung'u işaret ettim.
"Hey, benimle gel ve bana bunu açıkla." dedim. Ne olduğunu anlamamıştı. Ama geldi ve bana soru sorar bir şekilde baktı. Cebindeki elleri ile oldukça cooldu. Bakalım birkaç saniye sonra da bu kadar cool olabilecek misin Taehyung Bey?
"Ne var?" dedi.
"Bu zarf, bana bunu gideceğim gün vermiştin. Ama o kadar olay oldu ki, yeni buldum ve hatırladım." dedim ve zarfı uzattım.
"Nereden çıktı şimdi bu?" dedi, ellerini cebinden çıkarıp, etrafına bakarak.
"Dolaptan." dedim.
"Hemen bunu yok et!" dedi.
"Nedenmiş o? Hem bunu bana neden verdin? Ve benim orada olduğumu nereden biliyordun? Ve de bunları kim çekti?" dedim, ardı ardına sorularıma.
"Öncelikle, Jimin görürse beni öldürür, çünkü haberi yok. Senin orada olduğunu da, sizi birlikte arabaya binerken öğrendim. Bunları da bizzat kendim çektim." dedi. Ama ben hâlâ bir sorumun cevabını alamamıştım.
"Peki, bana bunu neden verdim?" dedim.
"Gidiyordun ve Jimin seni seviyordu. Bu yüzden üzülüyordu. Ben da fazla bu manzaraya bakamazdım. Çünkü seni seviyordu ve sen geldiğinden beri çok değişti. Dövdüğü adam sayısı azaldı mesela. Ama senin gideceğini gün, yine eski Jimin oldu. Senin onu sevdiğin de çok belli. Kim Jong-Im'ı falan da katma. Çocuk çok masum ve sen çocuğun başına birşey getireceksin. O yüzden." dedi, son kelimesinde başını eğerek.
"Ah, peki tamam. Ama Kim Jong-Im konusunda kararım kesin." dedim. Bana inanmayarak baktı.
"Yürü hadi." dedim ve tekme attım bacağına. O sırada Jimin geldi. Dayanamadı tabi. Meraklı şey.
"Ne konuşuyorsunuz siz kaç saattir?" dedi.
"Bi-birşey yok." dedim ve zarfı arkama sakladım. Gözü zarfa takıldı.
"Ne saklıyorsun sen arkanda?" dedi.
"Sa-sana ne? Kim Jong-Im'dan mektup." dedim.
"Bu devirde mektup, öyle mi? Ver bakayım sen onu." dedi ve aniden elimden aldı. Taehyung, parçayı yırttı ve kaçtı. Ben kaldım tek.
"Bu ne? Sen benim fotoğraflarımı mı çekiyorsun?" dedi.
"Hım, ne demezsin? Farkındaysan resimde bende varım. Hem, neden öyle birşey yapacak mışım ki?" dedim, omuz silkerek.
"Bilmem, her neyse. Kim çekti bunu?" dedi.
"Ne bileyim ben? Al şunu at, Kim Jong-Im görürse hiç iyi olmaz." dedim.
"Ya, öyle mi? Sen sevgilinden birşeyler mi saklıyorsun? Bak, mesela ben Seulgi'den hiç birşey saklamıyorum." dedi. O sırada Seulgi bağırdı.
"Aşkım, kaç dakikadır ne konuşuyorsunuz?" dedi. Ben güldüm ve konuşmama devam ettim.
"Belli, nereye gideceğini bile biliyor." dedim ve yürümeye başladım. Yürümemi sona erdiren şey kızların karşımda dikilmesiydi.
"Park Chaeyoung! Sen ne hakla bize zarftan söz etmezsin?!" dedi Jennie. Bu kız fazla polisiye filmi izliyor.
"Yah, saçma şeyler işte. Hem, size kim dedi?" dedim.
"Kim..." dedi Lisa, ama o sırada Jisoo kolunu dürtükledi ve devam etti.
"Kimin dediğinin ne önemi var?" dedi Jisoo.
"Kim Seokjin mi? Kim Taehyung mu? Yoksa Kim Namjoon mu?" dedim, tek kaşımı kaldırarak.
"Kim Jong-Im?" dedi Lisa. Ah, kızın devreleri yandı.
"Ne?" dedim ve arkamı döndüm. Kim Jong-Im?
![](https://img.wattpad.com/cover/164911655-288-k109835.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZİYET | RosMin [Düzenleniyor]
FanficOkulun Badboy'u olan Park Jimin ve eziyet ettiği kız Park Chaeyoung. Daha doğrusu Park Roseanne. İkisinin nefretten aşka dönüşeceği masalı dinlemeye hazır olun... •Kapağın tüm hakları Lilith'in Tasarım Marketi'ne aittir.