~Rose~
Uyandığımda, yanımda uyuyan bir adet Kim Jong-Im gördüm. Masum ve çok tatlıydı. Özellikle de uyurken.
Kafamdaki düşüncelerden sıyrılıp, yavaşça yataktan doğruldum. Sanırım uykusu hafifti. Çünkü ne kadar yavaş doğrulsam da uyanmıştı. Beni görünce o da hemen uyandı.
"B-ben özür dilerim. Sen ne ara geldin?" dedi.
"Sorun değil, ben de yeni uyandım. İstersen uyumaya devam et sen. Ben bir kızlara bakayım." dedim ve gülümseyerek yataktan indim.
"Kızlar!" diye bağırdım. Kimse yoktu. Aşağı indim ve kızlara baktım. Ama kimse yoktu. Masanın üzerindeki pembe kâğıtı gördüm ve elime aldım.
"Rose, eğer uyandıysan-ki uyanmışsındır. Haberin olsun, biz erkeklerle takılacağız. Seni uyandıracaktık, ama çok tatlı uyuyordunuz;) Herneyse, bay. Lisa"
Notu okuduğumda sinirle yerine koydum. Keşke ben de gitseydim. Şimdi Seulgi cadısıda oradadır.
Ben bunları düşünürken merdivenden ayak sesleri geldi ve ben bakışlarımı merdivene çevirdim. Kim Jong-Im, uykulu bakışları ile eve bakıyordu.
"Kızlar yokmu?" dedi, gözlerini ovarak.
"Ah, yok. Onlar takılmaya gitmişler. Aç mısın?" dedim.
"Biraz. Ramen yapabilirsin." dedi, masaya oturarak.
"Olur. Sen bekle." dedim ve mutfağa gidiyordum. Bana seslenince durdum.
"Chae, aslında yardım etsem iyi olacak. Beraber yapalım." dedi. Çok nazik ya.
"Olur." dedim ve tebessüm ettim. Sonra da mutfağa girdik.
"Önce ellerimizi yıkayalım." dedi ve ellerini mutfak lavabosunda yıkadı. Ben de yıkadım ve dolaptan sebze çıkardım.
"Ramen yapmayacak mıyız?" dedi. Doğru.
"Ah, evet. Ama sadece ramen olmasın diye çıkardım. Salata yapayım." dedim ve sebzeleri çıkardım. O da ramen yaptı. Birlikte sofrayı hazırlarken, aklıma Jimin ile makarna yaptığımız gün geldi.
"Afiyet olsun." dedim ve yemeye başladım. O da yiyordu, ama gözlerini üzerimde hissediyordum.
"Doydum." dedi, bir süre sonra.
"Bende." dedim, gözlerimi büyüterek.
"Ellerine sağlık, güzel olmuştu." dedi.
"Seninde. Neyse, hadi sen salona geç, ben de sofrayı toplayıp gelirim." dedim. Beni başıyla onayladı ve birlikte ayağı kalktık. O, salona geçerken ben de elime birkaç şey alıp mutfağa girdim. İçim daralmıştı. Çünkü gerçekten bu sessizlik beni delirtiyordu.
Bir süre sonra sofrayı tamamen toplamıştım ve salona geçtim. Kim Jong-Im, koltukta oturmuş ve televizyon izliyordu. Daha doğrusu bakıyordu. Ama eminim ki birşey düşünüyordu. Ben de dayanamayıp sordum.
"Bitti." dedim. Söze böyle başladım.
"Hah?" dedi, bana dönerek.
"Sofrayı topladım, bitti. Onu diyordum da. Sen neden böylesin?" dedim.
"Ben, birşey yok." dedi. Ama belliydi, birşey vardı.
"Yah, hadi ama. Arkadaş değil miyiz?" dedim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZİYET | RosMin [Düzenleniyor]
FanficOkulun Badboy'u olan Park Jimin ve eziyet ettiği kız Park Chaeyoung. Daha doğrusu Park Roseanne. İkisinin nefretten aşka dönüşeceği masalı dinlemeye hazır olun... •Kapağın tüm hakları Lilith'in Tasarım Marketi'ne aittir.