Ben Kral Mıyım?

2.3K 129 13
                                    

''Tehlike! Kral'ı koruyun!''

Birisi, yumurtalarını kaybetmiş bir tavuk gibi bağırıyordu. Fei sesi duydu. Uykulu gözlerini açmaya zorladı ve ona doğru uçan parlak bir nesneye odaklandı. Fei'nin beyni bu nesneyi, önündeki havayı yararak ilerleyen son derece hızlı bir ok olarak tanımlamıştı.

''Lanet olsun! Ne oluyor? Hangi şerefsiz beni hedef alıyor?''

Fei, kafasındaki tüm dik dik olmuş saçlarıyla birlikte hemen korkmuş bir şekilde uyandı.

Ancak ok, o daha tepki verememişken onu vurmuştu.

Beng----

Ok, onun miğferinin çınlamasını sağlamıştı.

Miğferi delememiş olsa da sallamış, Fei'yi şaşkına döndürmüştü. Kulaklarının çınladığını hissediyordu Fei, yer ve gök dönüyordu. Bu esnada yıldızlar, gözlerinin önünde daireler çiziyordu. Vücudu, bir pompalı tüfek tarafından uçurulan bir Barbie bebek gibi devrilmişti.

''Ah... Siktir!''

Vücudu, bir bez bebeğinki gibi havaya uçurulmuşçasına bir acı hissetmiş ve çığlık atmıştı.

''Tanrım! Kral yaralandı! Yardım edin hemen!''

''Asker, kralı yakala!''

''Andy, Andy! Neden hala orada duruyorsun?! Hemen git ve büyücülerle rahipleri al!''

''Hey! Aşağıdaki piç herifler yine kaleyi ele geçirmeye çalışıyor!'' Bir asker, kalenin etrafını sarmış siyah giyimli orduyu işaret etmişti.

''Siktir, siktir! Birisi bana onların neden kuşatma merdivenlerine sahip olduğunu söylesin!''

''Okçular, hazır olun!.. Ateş!''

Fei hala havadayken komut bağırışlarını ve karmakarışık adımları duymuştu, kafası karışıktı. Kral, büyücüler, okçular, kuşatma? Burası da neresiydi! Bir film akışının tam ortası mı? Neler oluyordu böyle?

Hemen sonra, soğuk zemin ile bedeninin çarpıştığını hissetti.

Miğferli kafasının duvara çarpmasının öncesinde kıçı sert zeminle temas etmişti.

Gözlerinin önünde dans eden daha fazla yıldız vardı artık... Etrafındaki seslerin daha da seslileşmesiyle birlikte, aklı yavaş bir şekilde gitmiş ve bayılmıştı.
''Ne kralı? Bu, neden benim hakkımda konuşuyorlarmış gibi hissettiriyordu?''

''Siktir! Kralları ya da kraliçeleri kim takar?! Siz iyisi mi benim o oku atanın kim olduğunu öğrenmeme izin vermeyin. Yoksa o piçi öldüreceğim!'' Fei belli belirsiz düşünmüştü.

Kafası, yeni uyandığında neredeyse o ok tarafından delinmişti. O bundan çok korkmuş ve aynı zamanda oldukça öfkelenmişti. Bu yüzden zihninin içinde küfür etmesine engel olamadı.

Acı hissiyatı, aniden tüm vücuduna akın etti. Tıpkı tonlarca çikolata yemiş, defalarca kere boğulmuş ve bayılmış bir köpek gibi zeminin üstüne çökmüş durumdaydı.
.........

.........

Ne kadar zaman aldığını bilmez bir şekilde Fei, ikinci kere uyandı. Halsiz hissediyordu ve yalnızca, etrafını saranları belli belirsiz bir şekilde anlayabilmişti.

Yumuşak bir bulutta yatıyormuş gibi hissediyordu ama hareket etmeyi denediğinde, acının keskin sancı ve ağrıları, vücudunun hareket etmeye olan isteksizliğini dile getiriyordu. Kafası, birisi onu sopayla dövmüşçesine ağırdı hala... Gözlerini de açamıyordu. Tek seçebildiği, etrafında fısıldaşan iki kadın sesleriydi.

Kralım Çok Yaşa!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin