Çözüm

589 71 6
                                    

''Neden böyle umutsuzca dövüşeyim ki?''

''Zayıf ama nazik ve güzel olan Angela için mi?''

''Cesur Brook ve Pierce ile diğer askerlerimin sadakati için mi?''

''Beni tanrıları ve tek umutları olarak gören savunmasız ve çaresiz olan ihtiyar vatandaşlar için mi?

''Hehe, ben ne zamandan beri bu kadar büyük bir adamım ki?''

Fei birkaç şeyi, defalarca kere yüzüne vurmuştu. Daha önceki kararından şüphe etmiş, onu sorgulamıştı. Ama şu anda, onun önünde duran adamı, köprünün öbür tarafında olmalarına rağmen geçmek için deli gibi bir yol arayan adamları ve arkadaşları ile krallarını desteklemek üzere kaleden fırlamış, koştura koştura buraya gelen adamları görünce... Fei, tereddüt edilecek hiçbir şeyin olmadığını hissetmişti, her şey olması gerektiği gibi ilerliyordu.

Bu, gerçek bir kralın kararıydı!

Savaş alanında derince bir soluk alıp, ciğerlerini kan kokusu ile doldurduktan sonra, Fei, Drogba'nın yanına yürümüştü. Ölmeye hazır olan, derin nefesler alan güçlü adama gülümseyerek konuştu daha sonra da: ''Geri gittiğinde, emirlerimi ilet. Brook ve Lampard'a askerlerimizi durdurup, hemen geri çekilmelerini sağlamalarını söyle. Ne olursa olsun kaleden ayrılmayın... Unutma bunu. Bu, benim kral olarak emrimdir. Kim olduğu fark etmeksizin, her kim benim emrime karşı gelirse, bu vatana ihanet olarak sayılacaktır!''

''Ne? Geri...'' Drogba'nın kafası karışıktı, Fei'nin ne dediğini anlamamıştı.

O anda Fei, Drogba'nın ellerindeki baltayı aniden çekip almış ve güçlü herifi belinden yakalamıştı. Onu üst vücudundan tutarak kaldırmış ve arkasına dönerek, momentumunu Drogba'yı o tarafa doğru fırlatmak için kullanmıştı.

Drogba'nın ise tepki verecek zamanı yoktu. Vücudu aniden hafiflemiş gibi hissetmişti.

Hemen sonra, rüzgarla uçmaya başladığında görüşü bulanıklaşmıştı. Nefesler tutulmuştu bir anda, Fei resmen onu bir kum torbası gibi tutup, büyük boşluğun öteki tarafına fırlatmıştı. Köprünün diğer kısmına inmişti Drogba. Fei'nin fırlatışı, Barbarlar'ın kendi güçlerinden nasıl yararlanabildiğini gözler önüne sermişti. Drogba köprünün diğer kısmına düştükten sonra dört ya da beş metre kadar kaymıştı. Sonunda da vücudu kaymayı, adam, güçlü adamların geri kalanının bulunduğu yere gittiğinde bırakmıştı. Düşüşten dolayı hafifçe başı ağrıyor olsa da, Drogba, neredeyse hiç yaralanmamıştı.

''Geri dönün! Hepiniz!.. Güvenin bana, geri geleceğim!''

Fei'nin sesi köprünün diğer tarafından yükselmişti. Hızlı akıntının üstünden geçmiş ve net bir şekilde Pierce, Drogba, Brook, Lampard, Angela ve diğer herkes tarafından duyulmuştu... Gökyüzünde yankılanarak bulutları sarsmış, uzun bir süre boyunca da kaybolmamıştı...

Bağırdıktan hemen sonra ise Drogba'dan aldığı baltayı ileriye doğru fırlatarak, hemen Landes ve diğer düşmanların arasına doğru hücum etmeye başlamıştı.

''Öldün sen! HAHAHAHAHA!''

Bu durumda, diğer düşmanın bu şekilde kaçtığını gören Landes öfkelenmişti. Büyük bir avantaja sahip olmalarına rağmen aldıkları bozgun serileri onu çılgına çeviriyordu adeta. Ayağını sertçe yere vurarak, Fei'nin kafasını almak üzere kendisini ileri göndermişti; kırmızı alev enerjisi vücudunun etrafını sarmış ve bir güneş gibi parıldamaya başlamıştı. Landes, kesinlikle zirve noktasındaydı.

''Hahaha, poşete bak sen! Biraz önce ananın kucağına kaçmaya çalışıyordun, ne değişti? Gel, gel bakayım da tek saldırıyla kafanı vücudundan ayırayım senin, köfte!''

Fei korkmuş değildi, hatta gülmüş ve Landes'i daha da kışkırtmıştı. Hücumu sırasında aniden Büyücü Modu'na geçiş yapmış ve güçlü bir büyü alanının, etrafındaki havanın ısınmasıyla birlikte aniden vücudunu sarmasına izin vermişti.

''Vızz!''

Birkaç ateş oku belirmiş ve Landes'i vurmuştu!

Büyücü'nün Ateş Yeteneği - [Ateş Oku]'ydu bu.

Bir sonraki ''Çat, çat!'' sesleri ise Fei'nin avuçlarından çıkmalarının ardından Landes'e doğru uçuyor olan gümüş yıldırım oklarından geliyordu.

Büyücü'nün Yıldırım Yeteneği - [Yüklü Ok]'tu bu da.

Bu son da değildi.

Yıldırımdan sonra, bir sonraki çatırdamalar genç adamın etrafındaki sıcaklığı bir anda düşürmüştü. Bir buz enerjisi bulutu Fei'nin avuçlarında belirmiş; daha sonra da buz okları görünüşünü alarak Landes'e doğru uçmaya başlamışlardı. Havada gidiyorken, etraflarındaki havayı dahi donduruyorlardı.

Fei hiç tereddüt etmeksizin 3. Seviye Büyücü'nün tüm yeteneklerini kullanmıştı. Bütün manasını tüketmesinin ardından ise hücum hızını artırmak için, Barbar'a geri dönüş yapmıştı.

Altın bir ışığın parıldamasını sağlarken...

Barbar'ın yedek silahlarını, [Gök Mavisi Çivili Kalkan]'ı ve [Yıldırım Kılıcı]'nı hemen eline almıştı.

Bir diğer yandan Landes, Fei'nin Büyücü yetenekleriyle panikleyivermişti.

En geniş hayallerinde bile düşmanının bir büyücü de olduğunu tahmin edemezdi.

Ancak, Üç Yıldız Seviyesi'ndeki bir savaşçı da zayıf değildi. Ateş oku serisini hızlıca savuşturmuştu. Ama vücut pozisyonunu ayarlayamamışken, yüzünün üstünde patlayan bir yıldırım oku serisinin olduğunu da görmüştü... Kılıcıyla onları bloklamayı denemiş olsa da, yıldırım okları onun kılıcına dokunmadan patlamıştı. Gümüş bir yıldırım patlaması, Landes'in vücudundaki her bir noktaya değmiş ve bir anda, onun vücudunun biraz yavaşlayarak uyuşmasını sağlamıştı.

Ama kırmızı alev enerjisinin hızlıca vücudundan yıldırım enerjisini atmasının ardından, savaşa geri dönmek üzereydi. Ama tam o anda da, bir buz oku tüm görüşünü işgal etmiş durumdaydı. Güçlü olsa da, bu sefer bunu savuşturabilmesi mümkün değildi.

''Bom!''

Buz oku vücuduna düştüğü gibi, ince bir buz katmanı birden tüm vücudunu sarmıştı.

Kırmızı alev enerjisini buz katmanını eritmek için kullanamamışken henüz, hızlı bir altın renkli bir ışığın parıldayışını görmüş ve boğazının soğuduğunu hissetmişti. Daha sonra da uçtuğunu hissetmişti Landes, tanıdık bir figür görüyordu. Tam karşısındaydı bu figür. Kendi vücudu, daha doğrusu omuzlarının üstünde olması gereken başı kayıp olan bir adamın vücudu, hemen karşısındaydı. Bu adamın boğazından ise kan, bir su fıskiyesinden çıkıyormuşçasına fışkırıyordu...

''Benim... Kafam mı kesildi?''

Bu, onun aklına gelen en son düşünceydi. Hiçbir korku dahi duyamamışken, bilinçsizlik tüm beynini sarmıştı...

***

Serimizin geri kalan kısmını daha hızlı okumak için ziyaret etmeniz gereken adresi biliyorsunuz arkadaşlar!

novelgunleri.com

Kralım Çok Yaşa!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin