Başarısız Savunma Hattı

754 97 1
                                    

Chambord Kalesi.

Herkesin kulağı, kederli bağırışlar ve savaş çığlıklarıyla dolmuştu.

Saldıranlar da savunanlar da savaşa sahip oldukları her şeyi veriyordu. Bu, ya sen ölürsün ya ben meselesiydi.

Siyah, hafif bir zırh giyinen düşman dalgaları, kaleye siyah bir tsunami gibi çarpıyordu.

Üç devasa kuşatma merdiveni ise savaş canavarları gibiydi; kancaları, mazgallı siperlerin kenarına bağlamış, devamlı olarak yukarıya daha çok asker yolluyordu. Kancalı kuşatma merdivenleri kurtulması zor şeylerdi. Düşmanlar, merdivenleri korumak için otuz kişilik gruplar halinde, daha da saldırgan bir şekilde savaşıyorlardı.

Zaman geçtikte daha fazla düşman, duvarların üstüne çıkıyordu.

Bu, Chambord Kalesi için iyi bir durum değildi. Orada, Chambord askerlerinden on kat fazla düşman askeri vardı.

''Pierce, Pierce... Neredesin? Seni şerefsiz!'' Bir seksen boylarında, siyah saçlı ve zincirden bir yelek giyen bir adam, bir yandan bir düşmanı imha ederken, bir yandan da bağırmıştı. ''Pierce! Birkaç büyük herif getir ve şu lanet merdivenlerden kurtul! Çabuk ol!''

''Emredersiniz!''

Çok uzakta olmayan beyaz saçlı Pierce, kanlarla sırılsıklam olmuştu. Onun ne olduğunu ve öldürdüğü düşmanların ne kadar olduğunu söylemek zordu. Komutayı duyduğu gibi birkaç askere eliyle işaret vermiş ve onlara yakınlaşmıştı. ''Hadi beyler, bitirelim! Bu şerefsizleri öldürüp, şu merdivenleri parçalayalım!''

Beyaz saçlı Pierce, Chambord'da vahşi kuvvetiyle bilinirdi.

Kollarındaki damarlar şiştiği gibi, elindeki iki basketbol topu büyüklüğünde olan demir çekicini savurmaya başlamıştı. Efsanevi vahşi savaşçı gibi, yolundaki düşmanları sanki birer sinekmişçesine ezip geçmişti. Düşmanlardan hiçbiri onu durduramamıştı.

Kuşatma merdivenlerine hızlıca yaklaşırken, arkasında bir kan ve ölüm yolu bırakıyordu. Yirmi kadar asker onu takip etti. Kendilerini görevi tamamlamaya adamışlardı.

Merdiveni koruyan düşmanlar da alarma geçmişti.

''Dikkat! İleri! Yarı-yay Oluşumu!''

Düşmanın koruma takımının lideri bağırmıştı!

''Kata, kata, kata, kata!''

Otuzlu düşmanlar, duvarın yanında yarım bir daire oluşturmuş ve bu üç merdiveni, bu yarım dairelerle korumaya başlamışlardı. Hala, uçlarından kan damlayan köpek balığı dişleri gibi görünen kılıçlarıyla, metal kirpiler gibiydiler. Düşmanlar, çıkar sağlamaya başlamadan önce bir hata yapmalarını ve bu şekilde onlara saldırıp işi bitirmeyi bekliyorlardı.

Düşmanlar, şüphesiz Chambord'un askerlerinden çok daha antrenmanlıydı.

On metre...

Altı metre...

Üç metre...

Bir metre...

Pierce tarafından liderlik edilen, askerlerle düşmanların arasındaki mesafe saniyeler içinde sıfırlanmıştı.

Sonunda...

''Hooo! Cehenneme gidin ulan!''

Pierce aniden bağırdı. Çekicini tüm gücüyle fırlattı. Çekiç, onun ellerinden bir cirit gibi çıktı ve düşmanın oluşumuna doğru fırladı.

Devasa kanlı çekiç ,havada güzel bir gidişat oluşturmuş ve düşmanın savunma oluşumunu yıkıcı gücüyle ezip geçmişti.

''Bam!''

Kralım Çok Yaşa!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin