Ben Yenilmezim

736 96 2
                                    

Fei, Pierce'nin suru savunanların işgalcileri defetmesini sağlamak amacıyla kendi hayatını riske atıp, kuşatma merdivenlerini yok ettiği kahramanlık sahnesini görmüştü. Pierce'nin yaptıklarından derinden etkilenmişti. Neyse ki, son anda ''alışılmışın dışında'' bir taktikle hala hayatta olan bir insanı, silah olarak kullanarak Pierce'nin hayatını kurtarabilmişti.

''Hu- Hu- Hu----''

Çift elli, kudretli bir baltayı kullanıyor olan Fei, gittiği her yerde düşman savaşçılarını ezip geçmişti.

''İyi iş, Sayın Savaşçı!'' Ben Kral'ın korumalarının ikinci komutanıyım. Sen kimsin? Gerçekten de seni daha önce hiç görmedim...'', Siyah saçlı Brook, onun Pierce'yi kurtardığını gördüğünde şaşkına dönmüş ve coşkuyla konuşmuştu. Biraz önce, o da diğerleri gibi pek iyi bir durumda değildi. Sonuçta yetenekli bir düşmanla savaşıyordu.

Beklenmedik savaşçı savaşın ince dengesini kırmış ve onun seyrini değiştirmişti. Chambord'lu askerlerin umudu sonunda gelmişti.

''Komutan Brook? Haha, yakında öğreneceksin!''

Fei henüz, askerlere kendisinin kim olduğunu açıklamak istememişti.

Öldürmelere, çığlıklara, vahşet ve kana, Diablo dünyasında alışmıştı. Burasıyla orası arasında Fei için hiçbir fark yoktu. Savaş alanına girdiği gibi, herhangi bir adaptasyona ihtiyaç duymadan direkt harekete geçmişti.

Dahası, gözlerinin önündeki olaylar onu heyecanlandırmıştı.

Herkes, henüz gençken bir süper kahraman olup, ülkelerinde yaşayan vatandaşları koruyarak günü kurtarmayı hayal etmişti. Fei, şu anda çocukluk hayalini yaşıyordu. Baltası pek çok insanın hayatını biçmiş olsa da bir vicdan azabı çekmiyordu.
Çünkü diğerlerini öldürmek, kendi hayatını koruması anlamını geliyordu. Bu, bu savaş kadar basitti.

Fei, biraz önce koruduğu, Pierce'yi taşıyan askerlere sırtını döndü ve savaşın ön cephesine geri döndü.

Sıradan düşmanlar, şiddetli yetenekleri ve kudretli baltasıyla savaşan bir beşinci seviye barbar ile boy ölçüşemezlerdi. Hemen her biri, Fei son kuşatma merdivenine yaklaştığında çığlık çığlığa koşuşturmaya, ağlamaya başlamıştı. Baltası havada vızıldıyor, ışık, onun baltasının keskin tarafındaki kanların parıldamasını sağlıyordu.

Merdiveni koruyan son düşman grubu da çığlık içinde alaşağı edilmiş ve Fei'den gelen yatay bir saldırıyla surun içine gömülmüştü.

Saldırı, böylece duramayacak kadar güçlüydü.

"Bam!''

Fei saldırısını devam ettirdiğinde, baltası sert bir şekilde sura çarpmıştı.

Toz ve kıvılcımlar her yere dağılmıştı...

Otuz santim kalınlığında olan mazgallı siperler kırılmış, kalenin dışındaki düşmanlar bu tozun içinde feryat etmeye başlamıştı.

Tüm savaş boyunca korunmuş kuşatma merdiveni, yana doğru sürüklenmeye başlamıştı. Havada 360 derecelik bir takla atıp düşmanlar hala ona tutunuyorken, Zuli hendeğine yüz metre kadar varken yere düşmüştü.

''Ne güç ama!''

Savaş alanındaki herkes Fei tarafından şok edilmişti.

Chambord askerlerinin morali, bu yeni ''takviye'' ile son derece yükseltilmişti. Kazanma umudu çarpıcı bir şekilde yükselmiş, öte yandan da düşmanlar, Fei tarafından öldürülme korkusuyla kaplanmaya başlamıştı. Hiçbiri onunla karşılaşmak istemiyordu.

Kralım Çok Yaşa!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin