Adsız Bölüm 16

748 94 2
                                    

Emma, Fei'ye bakmaya başladığı gibi yaramazca bir gülümseme tüm yüzünü kaplamıştı. ''Majestelerinin sarayının ön yarısı! Orada tüm askerler için yeterince yer var. Hahaha, bu sadece senin bunu yapmaya istekli olup olmadığına bağlı!''

Fei'nin gözleri parlamıştı.

''Süper fikir, işte bu kadar! Brook, git ve kalan askerleri organize et. Tüm yaralı askerlerin benim sarayımın ön yarısına getirildiğinden emin ol. Ayrıca, tüm doktorlara da haber ver. Ağır yaralı olup olmamalarına bakmaksızın, yaralı askerlerin hayatlarını sürdürmek için ellerinden gelenlerini yapmalarını söyle onlara. Ben de geri kalanını halledeceğim!''

Brook şok olmuştu, ''Majesteleri, bunu yapamazsınız!''

''Neden olmasın ki?'' diyerek gülmüştü Fei, ''Onlar, sırf ben ve Chambord Krallığı için yara aldılar. Neden onlara kalıp iyileşmeleri için iyi bir mekan sağlayamayayım?''

Emma tam olarak sersemlemişti.

O, bu çözümü problemi çözmek amaçlı değil, çocukça bir şekilde Fei'yi duruma zıt düşürmek için önermişti. Fei'nin onu dinleyeceğini kesinlikle beklemiyordu... ''Hey Alexander! Bu konuda emin misin?'' Kralın, sarayını yaralı askerler için bir şifa tesisi yaptığı duyulmamış bir şeydi.

Fei elini kasten Emma'nın başına attı ve onun saçında büyük bir karışıklık oluşturarak kızın başını okşadı. ''Tabii ki! Hahaha, önerin için sağ ol ufaklık!''

''Sonuçta harbiden de bir veletsin!''

''Hahaha...''

Angela tek kelime etmemişti. Fei ile Emma'nın birbirleriyle oynaşını izlerken gülümsemişti sadece. Bir anda, eşi benzeri görülmemiş bir şekilde neşelenmişti. Son mutlu oluşundan bu yana ne kadar zaman geçmişti ki? Angela bile, bu sorunun cevabını bilmiyordu. Fei'ye olan bakışları, gitgide daha da parlaklaşıyordu.

***

Yaralı askerler, hızlıca kralın sarayının ön yarısına getirilmişti.

Yemek, su, yün battaniyeler ve kıyafetler Emma ile Angela'nın liderliğinde herkese dağıtıldı. Ayrıca, Fei askerleri motive etmek için servet ve hazinesinden bol bol vermişti. Bu vahim durumda, moraller son derece yüksek olmalıydı. Manevi motivasyon ve teşvikler bir kenara, bazı maddi kazançlar da olmalıydı onlar için. Geçmişte psikoloji dersleri almış bir öğrenci olarak, Fei, ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu.

Fei'nin yaptıkları, askerlerin ona daha da fazla saygı göstermesine neden olmuştu.

''Kral Alexander çok yaşa!'' nidaları, Chambord Kalesi'ni bir kere daha şiddetli bir şekilde inletmişti. Bazı yaralı askerler ondan fazlasıyla etkilenmiş ve ağlamaya başlayarak, hayatlarını Kral Alexander'a adayacaklarına ve onun emirlerini yerine getireceklerine yemin etmişlerdi. Bu dünyada, halkın hayatı oldukça önemsiz ve değersizdi. Bu yüzden de insanların desteğini kazanmak fazlasıyla kolaydı.

Yaralı askerlerin organizasyonu hallolduktan sonra Fei, sur güvenliğine ve suru korumaya, oraya birkaç bariyer daha yerleştirmeye yönelik görevlerin planını yapmak üzere, kontrolü ''Askeri Guru'' Brook'a devretti.

Saraya geri döndü ve kimsenin odasına girmemesini emretti. Yaralarını kontrol etmek zorundaydı. Neyse ki şansı yaver gitmiş gibi görünüyordu, hiçbiri çok ciddi değildi.

İlk savaşın fena olduğu söylenemezdi. İki tane Yıldız Seviye savaşçı ile savaşıp yara almamıştı. Yalnızca Üç Yıldız Seviyesi'ndeki savaşçı Landes ile kapışmaya başladığında yaralanmıştı. [Patlayan Güneş Saldırısı] ile kafa kafaya çarpışmış ve yalnızca, biraz kan kusmuştu.

Kralım Çok Yaşa!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin