37 - Katil?

12 4 0
                                    

Medya - Taylor ve Damien (Temsili)

Mp3 - Little Dume - Dangerous man *epic*

* * * * * * * * *

"Sence de bana elveda etmek için henüz çok erken değil mi ufaklık?"

Ama vurulmuştum ben! Geri sayımın sonunda çekilen tetikle birlikte acıyı şimdi kafamda hissedecek, ruhumu da ebediyen kaybedecektim. Ben artık öldüğüme göre tüm duyularımı da kaybetmiş olmam gerekmiyor muydu şimdiye kadar? Peki, Damien'ın sesini nasıl duymuş olabilirdim bu durumda? Demek ki ölüm bile bu aşkımızı kutsuyordu!

"Artık açacak mısın şu gözlerini mavişim?"

Hayır, öldüm ben ve şuan cennette onun sesini falan duyuyor olmalıydım. Cehennemde onun sesi bu kadar güzel gelmezdi çünkü.

"Ama öldüm ben Dami! Sesini nasıl duyabilirim ki? Cennette bunu duymak mümkün mü?"

"Ölsen şuan konuşabilir miydin aptal? Peki ya şunu hissedebilir miydin?"

Dudaklarımda hissetmiş olduğum sıcak bir temasla tutkuyla bir kez daha ben öldüm!

"Peki bunu?"

Dudaklarımdan boynuma doğru inen öpücüklerle birlikte şaşkınlıkla gözlerimi aralamaya başladım. Tanrım, demek ki vurulmamıştım! Hala yaşıyordum! Peki ya o silah sesi? Kim vurulmuştu peki?

Bakış açıma giren önümdeki cesetle gözlerimin büyümesine engel olamadım. Adam tam alnının çatısından vurulmuştu!

"Tanrım! Damien sen...sen onu... Sen onu öldürdün mü?" deyişim dudaklarının boynumdan ayrılmasına ve bakışlarımı yavaşça takip ederek alayla cesede bakmasına neden oldu.

"Ah evet, ben öldürdüm onu. Vurmasaydım o seni öldürecekti ama! Seni sonsuza kadar kaybedecektim kızıl! Ne yapsaydım yani? Aklıma onu öldürmekten başka bir çare gelmedi. Hem, ben bile sana dokunmaya kıyamazken kimse benim olana zarar vermeye bile kalkışamaz, yoksa böyle öldürürüm işte! beni anladın mı!"

"Yani benim yüzünden katil mi oldun şimdi? Buna inanmıyorum ahbap! Onu yaralayarak da durdurabilirdin! Aman tanrım, aman tanrım..."

Ellerimi saçlarımdan geçirerek sertçe çekiştirmeye başladım. Damien benim yüzünden katil olamazdı, hayır! Bu... Bu kesinlikle olmuş olamazdı!

Ellerimi bileklerimden sertçe tutup hızla saçlarımdan uzaklaştırırken her ikisine birden birer bir öpücük kondurmuş oldu.

"Telefonun yüzüme kapanınca seni tekrar aradım ama ulaşamadım. Bir an sana birşey oldu diye çok korktum. Tanrıya şükür, tam zamanında yetişebildim de sana birşey olmadan bu pisliği gebertmiş oldum! Seni çok korkuttu mu sevgilim?"

" Hem de çok. Ama en çok da seni göremeden ölecek olmamdan çok korktum. Şimdiyse hayattayım ve sen yanımdasın!"

Mutlulukla bu sabahki tartışmamızı bir anda unutarak kollarımı boynuna dolayıp onu deli gibi öpmeye başladım. O da buna dünden razıymış gibi beni belimden sıkıca kavrayıp kendine bastırmış oldu. Dudağını İlk çeken ise bir süre sonra o oldu.

"Hey, şunu birlikte yatağa taşımaya ne dersin? Çok özledim be!"

Kafa sallayarak gülümsemeye çalıştım ama gözüme çarpan ceset buna dahi engel oldu.

"Peki ya şu ne olacak?" diye tedirginlikle yerdeki cesedi işaret etmemle yüzümü avuçlayıp kendisine bakmamı sağladı.

"Bakma oraya!  Biz işimizi bitirdikten sonra onun da icabına bakarım ben. Hadi gel de aşk yuvamızda tazeleyelim şu aşkımızı!"

Yıldızlar KampıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin