MEDYA - TAYLOR
***
"Bu, yeni bir güne birlikte ikinci uyanışımız Damii! Ne olursa olsun biz hiç ayrılmayalım olur mu? Çünkü sensiz bir dünyada yaşamak ölüm gibi benim için. Bunun düşüncesi bile beni öldürmeye yetiyor."
Dolan gözlerle gülümsemeye çalışarak gözlerimi ondan kaçırmaya çalıştım. Bir eli yanağımın üzerinde usulca gezinirken aşkla ona bakarak midemdeki kelebeklerin uçuşuna engel olamadım.
"Benim için de sensiz bir dünyada yaşamak ölüm gibi ufaklık. Ne olursa olsun biz asla ayrılmayacağız! Sonsuza kadar sen benimsin! Nereye gidersen git veya nereye kaçarsan kaç ben yine seni bulur, severim! Gerekirse senin için seni bile gözümü kırpmadan öldürebilirim."
"Cidden beni öldürür müsün? Hiç suçum yokken mi üstelik? Peki ama neden? Seven insan hiç sevdiğine kıyabilir mi ki? Senden cidden korkmaya başladım ahbap!" dedim havaya kalkan kaşlarla gözlerimi masumca ona dikerken. O ise bana bakıp alayla gülmeye başladı.
"Evet, hiç bir suçun yokken seni öldürürdüm ama bu sefer ben de seninle birlikte ölürdüm ufaklık! Nasıl kıyabilirim ki ben bana armağan edilen bu saf güzelliğe? Bu, yaptığım ve yapacağım en büyük ceza olurdu kendim için! Sana böyle dokunamamak, nefes aldığını hissedememek... Ne bileyim? Çıldırırdım herhalde. Bu arada çok güzel kokuyorsun! Tıpkı bir gül bahçesi gibi..."
"Sahi mi! Gülleri severim."
"Bende severim. Özellikle şu kızıl olanlarından."
Güldü. O gülünce de bende gülmeye başladım. 'Özellikle şu kızıl olanlarından' derken beni mi yoksa gülleri mi kast etmişti pek anlayamasam da gülleri kast ettiği kesindi! Beni seven seviyordu zaten, öyle değil mi?
" Ne marka parfüm kullanıyorsun sen?"
Sırrıttım.
"Dostum bu sana biraz garip gelecek ama ben hayatımda hiç parfüm kullanmadım. Kendime has bir kokum bu."
Küçükken annem de hep derdi bana tıpkı bir gül gibi koktuğumu. Bu yüzden de parfüm falan kullanma gereği hiç hissetmemiştim bu güne kadar.
Damien," Enteresan. Bu senin ne kadar çok özel biri olduğunu gösteriyor."
Taylor, "Öyle mi? Hey, aklıma gelmişken o öldürmüş olduğun adam da kimdi, Damien?"
Yüzündeki gülümseme sormuş olduğum bu soru yüzünden bir anda solarken onu daha iyi görebilmek adına sırtımı direk yatak başlığına doğru yaslamış oldum. Onu tanıdığı kesindi yoksa niye böyle bir tepki versindi ki?
Damien, "Önemsiz birinin teki, boşver şimdi sen onu!"
Taylor, " Az daha bir pislik tarafından ben öldürülüyordum ahbap! Kim olduğunu öğrenmem tabi ki hakkım. Kimdi o? Ne istiyordu benden? Seni nereden tanıyordu?"
Damien, " Bana zarar vermek isteyen bir düşmanım diyelim. Boşver şimdi bunu. O güzel kafanı bunlarla yorma. Hem artık sana zarar dahi veremez o aşağılık herif! Sakın korkma!"
Taylor, " Sen yanımda olduğun sürece hiç korkmam ki ben. Sen benim süper kahramanımsın çünkü. "
Üzerimdeki pikeyi daha çok üzerime çekerek kafamı onun kaslı göğsüne doğru yaslamış oldum. Saçlarımı usulca okşayarak kokumu derince içine çekmesi onun anlamsız mırıltılar çıkarmasına neden olurken bu onun ne kadar çok mutlu olduğunu gösteriyordu.
"Seni mutlu edebilmek çok kolay be ahbap! Bu, bir çocuğa çikolata vermek gibi mesela. Kokum bile seni mutlu etmeye yetiyorsa kendimi düşünemiyorum bile."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Kampı
Teen FictionAilevi durumlar nedeniyle annesi tarafından kaydı alışık olduğu okulundan alınıp güzel sanatlara verilen emo bir gencin hikayesi... ☆ Taylor, yeni başlamış olduğu okul hayatının ona neleri getireceğini bilmeyen 18 yaşlarının başlarında bir çocuktu...