GİRİŞ

33.6K 829 39
                                    

Seri halinde olacak hikayeme hoş geldiniz. Okumaya başladığınız ilk kitaptır.

İkinci kitap ;

Üçüncü kitap ,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Üçüncü kitap ,

Ve dördüncü kitap şu an yazım aşamasında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ve dördüncü kitap şu an yazım aşamasında.

Seriden memnun kalmanızı umuyorum. Sevgilerimle...

Zorluklar karşısında duran, yılmaktan ,yıkılmaktan usanmadan tekrar hayata tutunan, tutunmaya çalışan herkes için....

(Tanıtım filmi)

"Gülce'nin babası öldü. Kesin dönüş yaptı ülkeye. Sen ne zaman döneceksin peki ?"

"Öldüğünü biliyorum, döndüğünü de. Kahretsin adını bile duymaya hazır değilim henüz. "

" Bildiğinden emindim. Sadece döneceğini senden duymak istedim. "

"Cenazeye katılacağım her ne kadar onu üzgün görmeye dayanamasam da. "

"Sakın dostum sakın! Zaaflarını belli etmemelisin. Kral'ın sadece Haldun Demir öldüğü için gelmediğini anlamayacak kadar salaklar mı?"

"Tüm fırsatçılar tüm leş kargaları orda olacak. Gülce'yi yalnız bırakamam. "

"Zaaflarına gücü yetecek bir Kral olduğun zaman belki , şimdi en az onun kadar savunmasız olacaksın. Unutma Kral herkesin önünde hata yapamaz, herkesin önünde yapılan hatayı affedemez. "  

" Yine haklısın! Kimsenin beni görmeyeceği bir yerde olacağım, sen de orda ol. Marcus da her zamankinden uyanık olsun. "

" Oldu bil. "

Sığınağı olan kendi gibi gri soğuk ve kasvetli İngiltere günleri sona ermişti artık Cihangir içim. Yıllarca çektiği ızdırabın ya sonu gelecekti ya da sonsuza ulaşan acı bir başlangıcı olacaktı.

Cihangir Dağdelen koskoca Dağdelenlerin son varisi. Kaçtığı aşkın kollarına pervanelerin ışığa gidişi gibi gidiyordu.

" Gülce " diye fısıldadı. Sesi kulağına gelmeden içindeki ateş kalbini bir kez daha titretti.

                        🍸🍸🍸🍸🍸

Gülce, gözlerini açıp Leman'ı karşısında görünce sıkıntıyla nefesini verdi.

" Uyandım Leman, merak etme daha iyiyim. "

Bu sözler Leman'ın odadan çıkması için yeterliydi. Yıllardır yanında çalıştığı genç kadını, sözlerinin arkasını görebilecek kadar iyi tanırdı. Gülce ; teselli edilemez, sarsılmaz, ağlamaz, her zaman kusursuz bir soğuklukla hayatına devam ederdi. Annesinin cenazesinde de aynısı olmuştu. Onu ağlarken gördüğü tek bir zaman vardı ; on sekizinci yaş günü. Zaten o günden sonra kaygısızca kahkaha attığı bir tek an bile olmamıştı. Sonrasında Ülkeden ayrılmış sadece babasının yoğun ısrarıyla bir kaç defa kısa kısa gelip gitmişti. Okuduğu okul yaşadığı ülke hep kendi tercihiydi. Haldun Bey kızına çok güvenir ve onun olgun hallerine hayran kalırdı. "Eğer sen mutluysan " derdi hep oysa ki Gülce'yi mutluluk terk etmiş gibiydi.

Gülce ayaklarını yataktan sarkıtıp gözlerine gelen gözyaşlarını geri iterek "Leman! " diye seslendi. Kapıda hazırmış gibi içeri giren Leman'a dönüp

"Marcus yirmi dakika sonra çalışma odasında olsun" dedi.

Okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Artık başlayalım mı ? Merak edip yeni bölümü beklerseniz çok sevinirim. Bölümler en kısa zamanda yüklenecek. Bu arada şarkıyı nasıl buldunuz?

KRAL'IN YARASI  (tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin