44.BÖLÜM "ZORBA"

4.4K 294 15
                                    

Hepinize iyi okumalar diliyorum...

"Cihangir , birliktet mutlu değiliz. Beni yeniden özgür bırak. "

Cihangir duyduğu ipeksi sesin ne kadar can yakıcı olabileceğini biliyordu ancak bu ölümcüldü.

"Kendimi öldüreceğimi bile bile mi gitmek istiyorsun?"

"Marcus öyle bir şey yapmaz, ikimiz de biliyoruz. "

"Sorun Marcus'un ne yapmayacağı değil, sorun senin ölmek istememe rağmen gitmen Gülcem."

"Kalırsam daha çok ölüm olacak, tüm sevdiklerimi tek tek kaybettim , seni de kaybetmek istemiyorum. Ben olduğum sürece tehlikedesin. "

"Gittiğin an kendimden vazgeçeceğimi bildiğin halde gitmek istiyorsun , seni vazgeçirmek için bir şeyler yapabilir miyim?"

"Cihangir, düşünmeden karar vermeyeceğimi en iyi sen biliyorsun. "

"Haklısın , sen de benim ısrar etmeyeceğimi biliyorsun. "

Gülce'nin kalbi Cihangir'in vazgeçişiyle darmadağın olurken Cihangir pencerenin önünde elindeki telefonuna hızlıca bir şeyler yazıp cebine attı. Arkasını dönüp Gülce'ye bakınca yüzündeki hayal kırıklığı verdiği kararı onaylar gibiydi. Gülce, kırgınlığı ve endişesi giderilmesi gereken bir kadındı ve bunu yapabilecek tek kişi de Cihangirdi. Bunun farkında olan Cihangir son yalanını söylemek üzere sevdiği kadına yaklaştı.

"Bu kez farklı biliyorsun Gülcem, bu kez veda ederek ayrılalım. "

Gülce, o an gözlerine akın eden gözyaşlarından ve karşısında sıradan bir veda için duran adamdan da nefret ederek tırnaklarını avuç içine bastırdı. Saf bir öfke damarlarında dolaşıyordu ve bunu Cihangir'e belli etmemesi gerekiyordu. Gitme kararına sebep olan her şeyi tek tek aklında dolandırdı ve yavaşça kendine doğru yaklaşan Cihangir'e son kez yaptığını bilmeden , umursamaz maskesini takıp gözlerinin içine baktı.

O sırada telefonuna gelen mesajı okuyan Marcus , kendi dilinde bir küfür savurdu. Emeklilik biletinin önünü açacak son bir işi daha vardı ve bu hepsinden daha tehlikeliydi. Adımlarını Cihangir 'in arabasına yönlendirirken aklında hiç tereddüt yoktu.

Cihangir'in sarılmak için yaklaştığını sanan Gülce, bir adım ilerisinde bekleyen adama ifadesizce baktı.

Cihangir, Gülce'nin aklındakileri okumuş gibi;

"Basit bir kucaklaşma beklemiyorsun değil mi?"

Gülce, attığı adımdan pişman olarak yerinde kaldı. İfadesiz suratını Cihangir'e kaldırdığında Cihangir'in gözlerinin içini okuyabileceğini unutmuştu.

"Gülcem, sadece bir hafta birlikte geçirelim ve birbirimize hakettiğimiz vedayı edelim. Daha yeni ikimizden bir parça kaybettik, acılarımız bile bir. Benim yaşamamı önemsiyorsan benimle kal , sadece bir hafta. "

Gülce, tüm içtenliği ve acısıyla yalvaran adama bakınca içinden öfkesinin çekildiğini hissetti. Bu durum aklını karıştırmaya yetmişken geçirecekleri bir haftanın ardından Cihangir'den kopmasının imkansız olacağını da biliyordu. Cihangir'in zeki bir adam olarak bunu düşündüğünü anladığında yeni bir tuzağa çekildiğini hissederek bir adım geri atıp Cihangir'den uzaklaştı.

Cihangir, tam olarak beklediği tepkiyi alıp planının ikinci aşamasına geçti.

"Tamam Gülcem, ısrar etmeyeceğim , senin bize uygun gördüğün gibi veda edelim. "

KRAL'IN YARASI  (tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin