Gülce , gözlerini yavaşça açıp karanlık odaya baktı. Hala gece olduğunu düşünse de zihni tamamen açılmış, uykusunu almıştı. Saate bakınca kısa süreli bir şok yaşadı. Nerdeyse öğle olmuştu. Yataktan kalkarken çıplak olduğunu farketmesiyle gecenin görüntüleri art arda aklına doluşmaya başladı. Cihangir 'in yanında olmamasına hiç şaşırmamıştı çünkü uykuyu çok seven bir adam değildi. Telefonunu almak için uzandığında sevdiği adamın el yazısıyla yazdığı notu gördü.
"Saat 6 da hazır ol Gülcem, kalın giyin"Notu çekmecesine koyup banyoya doğru ilerledi. Hızlıca duş alıp kahvaltı için aşağı indi. İki bölümden oluşan mutfak oldukça sessizdi, kimsenin olmadığını görüp süt ve kurabiyesini alıp masaya oturdu. Mutfağın elden geçmesi gerektiğini düşünerek kurabiyesini süte batırdı. Her zaman masada görmeye alıştığı günlük gazetelerin yerinde olmadığını farkedip kurabiyesinden bir ısırık aldı.
Aklı tamamen Cihangir'de iken başka bir şey düşünebilmesi çok zordu. Leman'ı bulup kalın kazaklarını çıkarmasını istemek üzere içeri girdiği sırada duyduklarıyla kalakaldı.
"Çünkü Kral'ın kalbine vurduğu zincirler paslı, çünkü Gülce'nin kalbi bunları kaldıramaz. "
"Başka çaresi olmadığını biliyorsun. İsterse her şeyi bi kenara bırakıp kaçabilir. İsterse de kalıp savaşabilir. Yara almayacak demiyorum, alacak ama kendini tedavi etmeyi de öğrenecek. "
" Sen nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"
"Kötü Kral'ın kalbini kapanmadan önce görmüştüm çünkü. "
Marcus'un kötü kral dediği kimdi ve Leman , neyi kaldıramayacağını söylüyordu. Midesine yumruk yemiş gibi iki büklüm olup düşünmeye çalışırken, karşılarına çıkıp açıklama yapmalarını istemesinin daha doğru olacağını düşünüp kış bahçesine doğru adım attığı sırada Leman ile burun buruna geldi. Neler olduğunu sormak için ağzını açtığında Marcus ve Leman 'ın garip bir tiyatro sergilemeye başlamasıyla sorularından vazgeçip aralarındaki garip , yapay tartışmaya odaklandı. Bir şeyler sakladıkları ortadaydı ve eğer sorarsa doğruyu söylemeyecekleri de kesindi. "En azından şüphelendiğimi belli etmezsem daha dikkatli olmalarını engelleyebilir , belki bir açık daha yakalarım" diye düşünüp, aynı tiyatroya uyum sağlamaya çalıştı.
"Marcus , Leman sorun ne neden çiçeklerin yerlerini değiştiriyorsunuz?"
"Efendim güneş ışığına ihtiyacı olan çiçekleri öne koymak istemiştim sadece "
Düşündüğü gibi olmuş, kızın gerçekleri söylemeyeceğini anlamıştı. İçindeki neşe resmen kaybolmuş , hayatındaki iki önemli insanın arkasından iş çeviriyor olmasıyla üzülmüştü. Manidar olmasına çalışarak ,
"Şimdilik senin dediğin gibi olsun. Zamanla kimin haklı olduğunu görürüz. " diyerek tepkilerini kontrol etti. Marcus'un gözünde yakaladığı ışıkla ileri gittiğini anlayıp konuyu değiştirmeye karar verdi."Marcus Karanlar'dan randevu almış mıydın?"
Sorusunun Marcus'un yüzündeki bir kası seğirttiğini yakaladı ve neler döndüğünü iyiden iyiye merak etti."Efendim almıştım ancak bu sabah itibariyle uzun bir süre herhangi bir iş anlaşması yapamayacaklarını öğrendim. "
"Neden? Arayıp iptal mi ettiler?"
"Hayır efendim. Haberlerde gazetelerde her yerde Karanlar'ın uyuşturucu işi yaptığı yazılı. Şirketlerine ve fabrikalarına el konulmuş ayrıca Korhan Karan da öldürülmüş. "
Gülce düne kadar anlaşma yapacakları Karanlar'ın böyle pis bir işe bulaşmış olmalarıyla dehşete düştü. Başından itibaren Marcus'un karşı çıktığı bu anlaşma sonunda yapılamayacaktı. Acaba Marcus iç güdüleriyle mi karşı çıkmıştı yoksa bağlantılarından böyle bir bilgi mi almıştı? Kafasının içinin karmakarışık olduğunu hissedip hiç bir şey söylemeden odasına çıktı. Pablo'yla konuşup olayları birlikte çözebileceklerini düşündüğü sırada Pablo'nun da işin içinde olup olmadığı düşüncesiyle çıkmaza girmişti. Cihangir de dahil hayatında hiç kimseye güvenmiyordu. Bir gecede her şey yine tepetakla olmuş kurduğunu sandığı düzeni tekrar bozulmuştu.
Marcus'un sözlerini hatırladı. "İsterse kaçabilir " demişti. Kaçmasını gerektirecek şeyin ne olduğunu düşünmeye başladığı sırada telefonu çaldı. Pablo'nun ısrarlı aramalarına dayanamayarak telefonu açtı."Pablo!! Beni unuttuğunu sandım. "
"Bunu nasıl düşünebilirsin, işlerim sandığımdan da uzun sürdü. Canımı sıkan bir kaç ayrıntı var ve hala çözebilmiş değilim. "
"Bunu duyduğuma üzüldüm. Sen her zaman bir yolunu bulursun ama, öyle değil mi?"
"Bunları duymak çok iyi geldi. Öğle yemeği yiyelim mi birlikte? "
"Çok isterim ama buraya gelmen gerekiyor akşam için bir randevum var. Hazırlanmak için zamana ihtiyacım olacak. "
"Yarım saate oradayım ve çok açım. "
Pablo telefonu kapatıp Cihangir 'e döndü.
"Marcus şüphelerinde haklı. Çözülme sandığımızdan da erken başladı. ""Erken olması belki de daha iyi oldu. Gülce'nin içinde bulunduğu tehlike sandığımdan da büyük. Bir an önce harekete geçmek zorundayım. "
Gülce, Pablo'yla konuştuktan sonra nasıl ondan şüphe edebildiğine şaşırdı. Pablo'yla babasının sayesinde tanışmıştı ve babası Cihangir'den kaçabilmesi için tüm imkanlarını seferber etmişti. Yine de bir süre daha temkinli olması gerektiğine karar verip mutfağa doğru ilerledi. Yarım saat içinde Pablo'nun gurme damağına uygun bir şeyler hazırlatması gerekiyordu.
Cihangir, yanlarından ayrılan Pablo'nun söylediklerini düşünürken Ali Kemal 'in hazırladığı menemen kokusuyla ne kadar aç olduğunu farketti. Tavayı masaya bırakan Ali Kemal 'e teşekkür edip yemeğe koyuldu. Ali Kemal bu dünyada Cihangir 'in tek sırdaşı ve dostu olmuştu. Yemeklerini yedikten sonra Cihangir Gülce için hazırladığı süprizle ilgili bir kaç telefon görüşmesi yapıp her şeyin istediği gibi olduğundan emin oldu. Bu akşam için çok beklemişti ancak Gülce'nin yanından ayrıldıktan sonra aldığı telefonla mutluluğunu yaşayamamıştı. Korhan'ın Gülce'den başkalarına da bahsettiğini ve haberin çok çabuk yayıldığını öğrenmesiyle hemen harekete geçmiş gerekli önlemleri almıştı. Pablo haklıydı ; Gülce'yi korumanın tek yolu vardı: o da "savaş".
Pablo her zamanki gibi neşeli ve umursamaz havasıyla Gülce'yi kucaklayıp, bir tur döndürüp abartılı bir hareketle ellerini öperek
"Yemekte ne var ladyim ?"! Diye sordu.
Pablo o yemekten sonra Gülce'yi uzun bir süre göremeyeceğini bilmeyerek yemeğini yedi. . .Okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Yeni bölüm çok yakında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRAL'IN YARASI (tamamlandı)
RomanceCihangir, daha fazlasını duymak istemediğini belirten bir el hareketiyle Pablo'nun susmasını sağladı. "Marcus 'un sadakati Gülce 'ye ait. O olmadan yapacağız. " Cihangir, ağzından dökülen ismin ahengiyle kabini tutmak isteyerek elini göğsüne götürd...