Herkese mutlu huzurlu seneler diliyorum. Desteğinize ufak bir sürpriz ile karşılık vermek istedim. Umarım beğenirsiniz. Bir küçük sürprizim daha olacak, bölüm sonunda.
Herkese iyi okumalar diliyorum.
Cihangir'in olmadığı sabahlarda huysuzlanmayı huy edinen Gülce, yine Cihangir'in olmadığı bir sabaha gözlerini açtığında saatin çok erken olduğunu farketmişti. Üzerindeki yorganı ayağıyla iterek yataktan doğrulmayı da yeni huyu sayesinde öğrenmişti. Böyle yaparak kendini gerçekten huysuz hissedebildiğini farketmiş, bazen Cihangir'in ondan önce uyandığı ve yataktan çıktığı sabahlara da böyle başlar olmuştu.
Annesi ve babası aşık olarak evlenmemiş bir ailenin tek çocuğuydu. Annesi ölene kadar tek çocuk olmanın getirisi olan bol ilgiyi kullanmış istediği kadar nazlanmıştı. Annesi öldükten sonra babasının ruh hali bir daha nazlanmaması gerektiğini gösterircesine dalgın ve umursamazdı. Aslında hem annesinin yokluğunu hissetmemesi hem de babasının hep yanında olduğunu bilmesi için çabalamıştı Haldun bey ancak, nasıl yapılacağı konusunda bocaladığı zamanlarda Gülce, kendince karar vererek nazlanmayı bırakmıştı.
Hep yanında ama diğerlerine koyduğu mesafe kadar da uzağında olan Leman'a ise kıyamadığı için nazlanmaz , elinden geldiğince işini hafifletmeye çalışırdı. Leman da kimsesizdi, o zamanlarda empati yapmayı öğrenerek her hareketinde onun da neler hissedebileceğini hesaplardı.
On sekiz yaşına girmeden önce tanıştığı Cihangir için durum bambaşkaydı. Yüreğine değen aşk, söze dönüşemediği zamanlarda bile nazlanırdı. Cihangir de kimsesizdi hatta anne sevgisi dahi alamamış, babasının ilgisizliğiyle büyümüştü. Cihangir'e acımadığından ya da empati yapamadığından değil Cihangir, nazlandığı zaman Gülce'ye ilahi bir varlıkmış gibi baktığı için yapardı. Cihangir, Gülce'nin nazlanmasına muhtaçtı. Kimseye göstermediği ince yanlarını , çocuksu hallerini görmek Cihangir için dünyanın en olağanüstü olayıydı ve içeceğindeki buzu saymaya başladığı zamanlardan bindiği aracını zırhla kaplatacak kadar korumacı olmuştu her zaman , bulduğu doğa üstü aşkı için.
Eylül'ün uyanmadığını tahmin ederek mutfağa doğru ilerledi. Hamileliği başlarda çok sıkıntı yaratmıştı ancak kalp atışlarının başladığı andan sonra tüm sıkıntıları bitmiş yerini kalp atışlarındaki gibi güçlü bir huzura bırakmıştı. Elini sürekli rahmine götürme dürtüsünü bırakmak için çok zorlanmış yine de tam anlamıyla bırakamamıştı. Dışarıda ya da tanımadığı , güvenmediği insanların yanında bu hareketi yapması bebeğinin varlığını duyurmakla eş değerdi ve daha önceki tecrübesinden dolayı haklı olarak korkuyordu. Hiç ummadığı biri tarafından acımasızca öldürülen bebeğinin acısını hem çekmiş hem de çektirmişti ancak acısının öldürmediğini farkettiğinde güçlenmiş ve hayatının kontrolünü yeniden eline almıştı, tabi Cihangir'i de yanına.
"Gülce Hanım; Cihangir Bey, iki saat sonra İstanbul'da olacağını iletmemizi istedi. Uyuduğunuz için sizi aramamışlar. "
Gülce, karşısında gözlerine bakmadan konuşan adama " on dakika sonra araba hazır olsun, Cihangir'i evimizde karşılamak istiyorum, havaalanından eve geçmesini iletin. " diyerek sevinçle hazırlanmak için odasına doğru temkinli adımlarla ilerledi. Hızla üzerini giyinip verdiği sürede arabanın içinde hazır bir şekilde oturmuştu çoktan. Eylül'ün ve Pablo'nun da baş başa vakit geçirmek isteyeceklerini düşündüğü için Eylül'e haber verme gereği duymamıştı. Uyanınca Pablo'yu görecek olmasına içten içe Eylül adına seviniyordu. Gülce için Pablo çok değerli bir arkadaş hatta arkadaştan da öteydi. Marcus kesinlikle abisiydi ancak Pablo, abi olamayacak kadar uçarı olduğundan yaşına rağmen küçük kardeşi gibiydi. Heyecanla yolculuğunun bitmesini beklerken aklında Cihangir'e hazırlayacağı süprizi vardı. Yılbaşında ilk kez birlikte olacaklardı ve bunun nasıl hissettireceğini merak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRAL'IN YARASI (tamamlandı)
RomanceCihangir, daha fazlasını duymak istemediğini belirten bir el hareketiyle Pablo'nun susmasını sağladı. "Marcus 'un sadakati Gülce 'ye ait. O olmadan yapacağız. " Cihangir, ağzından dökülen ismin ahengiyle kabini tutmak isteyerek elini göğsüne götürd...