Pablo, saatlerdir içen Cihangir'in hala kendinden geçmediğini farkederek son bir saattir yaptığı gibi tekrar telefonuna baktı.
Cihangir, Pablo'nun aniden ortaya çıkışı ve garip hareketleriyle kuşkulanarak, telefon görüşmesi yapmak için kalktığı sırada arkasından bakıp yeterince uzaklaştığını görerek barmene eğildi.
"Peter dı değil mi?"
Başlarda kaba davrandığı adama yumuşak bir sesle yaklaşması barmeni tedirgin etmiş olsa da adını biliyor olmasıyla başını onaylamak için sallamıştı.
"Evet dostum, şimdi beni Brezilya kahvesi ile yanımdaki adama çaktırmadan ayıltmanı istiyorum. Acıbadem yağı kokuyu bastırmana yardımcı olacaktır. Dediklerimi anladın mı?"
Barmenin tekrar onay vermesi ile önündeki viskiyi ileri sürerek kamufle kahvesini beklemeye başladı. İlk başlarda hiç şüphelenmediği adamın giderek tedirginleşen halleri ile Cihangir , sarhoşluğun kıyısından dönerek oyun oynamaya başlamıştı. Pablo bir oyun içindeyse , onun kadar zeki bir adamı bulanık kafayla alt edemeyeceğinin bilinciyle ayılmaya çalıştı.
"Siktiğimin İtalya'nı, ağız tadıyla sarhoş olmama izin vermediğin için bile öldürebilirim seni!"
Cihangir'in öfkeyle konuşmasını duyan barmen, elindeki içeceği şüpheyle uzatıp hemen arkasını döndü. Cihangir bir kez daha başını çevirip Pablo'ya baktı ancak göremedi. Sıkıntıyla kahvesini bitirip yenilemesini söyledi.Pablo, mekanın dışına çıkıp Cihangir'in göremeyeceği ama görüş alanında kalabileceği bir yere geçti. Telefonunu çıkarıp sıkıntıyla tuşlara bastı. Karşıdan duyulan meşgul sesine kendi dilinde sağlam bir küfür ederek tekrar aramaya başladı.
"Bi tane sıkmayıp bunca oyun oynadığın için senden de nefret ediyorum Gülce. Ölmek için ne kadar gencim baksana!" Diyerek hayıflandığında telefon açılmıştı."Kahretsin, daha ne kadar sürecek hazırlıklar ? Bu adam beni öldürecek biliyorsun değil mi?"
...........................
"Siz Kral'ı fazla hafife aldınız. Saatlerdir içiyor ve hala dili dolanmadı. Baştan beni dinleseydiniz minicik bir hapla mışıl mışıl uyutabilirdim. "
.........................
"Sonu belli bir şey için biraz acı çekmesi lazım da ne demek? Benim bir oyun içinde olduğumu anladı. Şu an barmenle konuşuyor, muhtemelen beni çözmeye çalışarak başka bir oyun kuruyordur. Plan değişti. Artık kendi bildiğim yoldan oynayacağım. "
........................
"Sen orasını merak etme, iki saatiniz kaldı unutmayın. "
Cihangir, Pablo'nun daha rahatlamış şekilde içeri girdiğini görerek iyiden iyiye şüphelenmişti. Yapacağı role uygun olarak , kelimeleri yuvarladı ağzında.
"Akşam için kendine ateşli bir kadın mı buldun dostum?"
"Yapma Re, ikimiz de sarhoş olmadığını biliyoruz. Benden şüphe ettiğini biliyorum. Açıkçası, buraya senden yardım almak için gelmiştim ancak halini görünce vazgeçtim. "
Cihangir, Pablo'nun zekasına bir kez daha hayran olmuştu ancak hala bir oyun içinde olup olmayacağını düşünüyordu. Kafasının içini görüyormuş gibi konuşan Pablo,
"Oyun yok Cihangir, eğer iyiysen ve hala Dubai'ye gidip Eylül 'e yardım etmek istiyorsan sana anlatacaklarım var. "
"Dinliyorum. "
"Dostum, adamlar dün evime saldırı düzenledi. Eylül çok korktu. Sana ulaşamadım, Marcus burda olduğunu söyleyince de atlayıp geldim ve onlar da arkamdan geldi. İzimi kaybettirebildim şu an için ancak artık saldırmam gerekiyor Eylül 'ü bu işten kurtarmak zorundayım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRAL'IN YARASI (tamamlandı)
RomanceCihangir, daha fazlasını duymak istemediğini belirten bir el hareketiyle Pablo'nun susmasını sağladı. "Marcus 'un sadakati Gülce 'ye ait. O olmadan yapacağız. " Cihangir, ağzından dökülen ismin ahengiyle kabini tutmak isteyerek elini göğsüne götürd...