26.Bölüm YAKIN TEHLİKE

5.1K 358 13
                                    

Veeeee sonunda Cihangir'e karar verebildim. Multimedyada Cihangir var. İyi okumalar diliyorum.

Gülce, huzursuzluk içinde kahvaltısını yaparken kararını vermişti. Marcus yarın gelecekti, yarına kadar kaçmayıp evin içinde hadsizce dolaşan kıza kim olduğunu gösterecekti. Böyle saçma bir olayın içinde bıraktığı için Cihangir'e çok kızgındı.

Kahvaltısını bitirip uyumak üzere odasına çıkacağı zaman aşağı inen kızla göz göze geldi. Gülce'yi öldürebilecek kadar kötü bakışlarla merdivenin korkuluklarını tutarak aheste aheste aşağı indi. Gülce karşısında boşluk varmış gibi ifadesiz bakışlarıyla bitirdiği kahvaltısına tekrar döndü. Şimdi kalkarsa kaçmış gibi görünecekti. İstediği etkiyi yaratamadığını düşünen kız çoktan küçük bir kıyamet koparıp evden kaçmayan Gülce'nin kolay lokma olmadığını anlamıştı. Planlarını değiştirmesi gerekiyordu. Nerde olduğu ve ne zaman geleceği belli olmayan Cihangir gelmeden kızı evden göndermeliydi.

Gülce sıkıntıyla masanın başındaki güç oyununa devam ederken içeri giren Seray'ı gördü. Karşısında mahçup ve çekingen bir ifadeyle durup;
"Efendim  misafiriniz var , giriş salonda sizi bekliyor." Diyerek Gülce'nin tepkisini izledi.
Gülce hiç tepki göstermeden ayağa kalktığında meraktan deliye dönmek üzereydi. Marcus yarın gelecekti gelenin Leman olduğunu düşünüp ağır adımlarla salona doğru ilerledi. Karşısında gördüğü adamla neredeyse sevinçten çığlık atacak kıvama gelip kendini kontrol etti.
"Marcus , erken geldin." Diyerek karşısına geçti. Sarılmak istediği adama gülümseyemeden kendisini ve Marcus'u izleyen bakışlardan bunalarak ;
"Yukarı çıkalım ," dedi. Marcus'un önünden yukarı doğru ilerlerken Seray'ın sesini duydu.
"Efendim, Cihangir bey yukarı katın yasak olduğunu söylemişti," diyen Seray'ın sözünü bitirmesine fırsat vermeden sadece gözlerinin içine bakıp susturarak merdivenlere ulaştığında arkasında olan adamdan aldığı güveni iliklerine kadar hissetti. Marcus'un Gülce isterse bu evi yakabileceğini biliyordu.

🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸🍸

Pablo , onay bekleyen gözlerle Cihangir 'e baktı. Cihangir 'in Giray 'ı ve ailesini işin içine sokmak istemediğini anlamıştı ancak Abadullah'a başka şekilde yaklaşamazlardı. Cihangir, Giray 'a dönerek
"Bir şeyler ters giderse seni ve aileni bulup öldürürler. Bu riski göze alıyor musun?"
Giray, her şeyin farkında olarak kalkıştığı şeyin sonunu ilk kez düşündü. Karısı ve kız kardeşine bir şey olursa kendini affedemezdi. Öte yandan restoran anlaşmasını bozup yüklü bir miktarda tazminat ödemek zorunda kalacaktı. Masum insanların ölmesi için silah satan alçaklardan kesinlikle kurtulması gerekiyordu. Belki işin içine ilerde kendini de karıştırmak isteyebilirdi. Ailesine temiz sakin bir hayat vermesi için bunu yapması şarttı. Kendinden emin bir şekilde;
"Bu işin sonunda olabileceklerin farkındayım ancak bunu yapmazsam işledikleri her suça ortak olmuş sayılırım. Göz yumabileceğim bir şey değil bu. Pablo gerçekleri anlattığında kararımı vermiştim zaten. Benden çok siz bana yardımcı olacaksınız. "
Cihangir duyduklarından tatmin olarak ayağa kalktı.
"O zaman, Ali Kemal'i daha fazla bekletmeyelim " dedi ve birlikte Dubai 'ye doğru yola çıkmak üzere Enzio 'yla vedalaştılar.

🍷🍷🍷🍷🍷🍷🍷🍷🍷🍷

Atölyeyenin kapısını kapatan kızın yüzünde gördüğü yorgunluktan hiç hoşlanmamıştı Marcus. Aşağıdaki kadınların bakışları Gülce'nin asla tahammül edemeyeceği türdendi. Cihangir, Leman'dan bahsetmediğini , dönünce anlatacağını söylemişti. Bunca şey , güçlü görünmek için kendini zorlayan kıza fazla gelecekti kesinlikle. Yorgunlukla gülümseyen kıza ;
"Yeni bir tasarım mı ?" diyerek masadaki bitmemiş kalıbı gösterdi. Çok heycanlandığı bir fikir aklına gelince günlerce çalışıp , bitirene kadar kendini kapattığını çok görmüştü ancak gözlerindeki durgunluk bu kez tasarım için olmadığını söylüyordu. Gösterdiği tarafa bakmadan,
"Leman nerede? Telefonlarımı açmıyor ve mesajlarıma cevap vermiyor? Bana çok mu kızgın?"
"Lemanla ilgili bir şey söyleyemem Gülce. Cihangir'le konuşman gereken bir konu bu. "
"Cihangir gitti. Ne zaman dönecek ya da dönecek mi bilmiyorum. Burada hapsedildim. Bahçeye çıkmam dahi yasak. Bir de aşağıda gördüğün kadınlar var. Çıldırmak üzereyim. "
Marcus, çaresizlikle kendine bakan Gülce'yi daha önce böyle görmediğinin bilincinde ne yapabileceğini düşündü. İstese buradan çıkıp gidebilirlerdi ama o zaman güvende olur muydu işte ondan emin olamıyordu. Göğsündeki yara kendini hatırlatmak istercesine ağrıyınca yüzünü ekşitti. Gülce'nin anlamaması için;
"Aşağıdaki tipler de neyin nesi? " diye sorarak konuyu değiştirdi. Sanki bu soruyu bekleyen Gülce duyulmamak için sesini kısarak;
"Yaşlı olan Seray, Cihangir'in yardımcısı sanırım geldiğimden beri burda. Yanındaki sarışın kızı, Ankara'da üniversitesinin stajını benim yüzümden yaktı ve bu sabah geldi. Cihangir 'e aşık ha bir de bu evde bir odası var. " dediğinde histerik bir kahkaha çıktı ağzından.
Marcus konuyu değiştirebilmiş olmasına sevinerek, anlattıklarını ilgiyle dinledi.
"Planın nedir Gülce? Cihangir'e söylemen yeterli biliyorsun değil mi? Diyerek çözüm sundu.
" Marcus saçmalama kimim ben? Evinde oturup kocasını hizmetçiden kıskanan bir zavallı mı? Bunu kendim halletmeliyim. "
Beklediği cevabı alan Marcus;
"Plan nedir?" Diye sorunca Gülce boşalan sinirlerine hakim olamayarak kahkaha attı. Darmadağın hayatını toplamak zorunda olduğunu bilerek,
"İlk iş odanı hazırlatayım" diyip atölyesinden çıktı. Marcus aklında dönen şeytanları görebiliyordu.
"Zeki piçsin Cihangir , şişme sorunlarla Gülce'yi meşgul etmek iyi hamle ancak çok sürmez." Dedi fısıltıyla.

KRAL'IN YARASI  (tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin