"LAZERUP FİNAL PART-1"

5.3K 308 20
                                    

Herkese iyi okumalar diliyorum. Karşınızda FİNAL.

Gülce, Cihangir'in giriş işlemlerini halletmesini sigarasını içerek bekledi. İçine çektiği duman , kanındaki alkolle birleştikçe beyninin içindeki seslerin kesildiğini , yerine mekanı saran hızlı ve gürültülü müziğin dolduğunu farketti. Bu hoşuna gitmişti. Ömründe ilk kez bu kadar umursamaz ve özgür hissediyordu. Yüzüne yerleşen gülümsemeyi fark edip müziğin ritmine uygun olarak yerinde sallanmaya başladı.

Cihangir , içerideki gizlilik sebebiyle sıkı tutulan giriş işlemlerini hallederken bir eliyle de Gülce 'nin elini sıkı sıkı tutmuştu. Gülce'nin yerinde hareketlendiğini farkedince bir an önce yerlerine geçmek için işlemlere döndü.

Sonunda geçiş izni alıp mekanın sütunlarından birine dayalı masalarına ilerlediler. İçerisi oldukça karanlık ve kalabalıktı. Ara ara yüzlerine değen lazer ışınları karşısındakini tanıma şansı vermiyordu. Gülce, her şeyin tam da Pablo'nun anlattığı gibi olduğunu görerek gülümsemesini genişletti. İçeri girdiklerinden beri avcı gibi etrafı kontrol eden Cihangir'e aldırmadan ellerini çekip masaya dayandı. Cihangir ellerinin arasından çekilen ellerin varlığıyla ilgisini Gülce 'ye yönelterek

"Rahatsız olduğun bir şey olursa söylemen yeterli hemen çıkabiliriz. "

"Şimdilik sorun yok, sıkılırsak çıkarız ."

Hafif bağırarak birbirlerinin kulaklarına doğru konuştuktan sonra masalarına gelen atıştırmalık ve içeceklerle tekrar sustular. Başında hareketli bir lazer tutucu olan garsonun karanlığa alışmış olduğu seri hareketlerinden anlaşılıyordu. Gülce, kendine sormadan verilen siparişe gözlerini devirerek ofladı. Bu gürültüde kendini duyan Cihangir'le göz göze geldiğinde şaşkındı.

"Sadece burada içebileceğin özel bir kokteylleri var, ikimize de ondan söyledim. Diğerleri de senin sevdiğin mezeler Gülce. Kontrol manyağı değilim ben!"

Cihangir , sözlerini bitirince kısa bir süre göz göze geldiler ve Gülce 'nin başlattığı kahkahaya kısa sürede Cihangir de katıldı. En son ne zaman böyle güldüğünü düşünen Cihangir, hatıralarında yine kendini Gülce'nin yanında bulmuştu. Kahkaha atarken dengesini kaybeden Gülce'yi hızla belinden yakalayıp anılarından sıyrıldı. Şu anda burunları birbirine değecek kadar yakınken Cihangir'in düşündüğü tek şey Gülce'nin gülerken ışıldayan gözlerini görebilmekti.

Gülce ise sımsıkı tutulup dengesi sağlandığında dahi kahkaha atmaya devam ediyordu.

"Demek kontrol manyağı değilsin öyle mi ? "

Dedikçe gülmesi artıyor , devamını getiremediği cümleler ağzında dolanıp daha da gülmesine neden oluyordu. En son kendini biraz toparlayıp" Marcus " diyebildi. Cihangir ne demek istediğini anlamıştı ancak gülmesine devam etmesi için kendini savunuyormuş gibi yaparak,

"Marcus seni kontrol etmiyordu. Yardım ediyordu. "
Dediğinde istediği gibi olmuş , Gülce 'nin azalan kahkahaları yeniden artmaya başlamıştı.

Cihangir, duyduğu naif kahkaha sesiyle içine tomurcuklu güller serpiştirerek gönlünü bahara hazırlıyordu. Hayattaki tek isteği Gülce'sinin hep mutlu olmasıydı. Bu güne kadar başaramamış hep önüne çıkan taşlara takılarak kah düşmüş kah tökezlemişti. Şimdi basit bir cümle ile bu denli mutlu olan kadına hayranlıkla bakarak tomurcuk güllerin arasına umut da ekledi. Umut çok tehlikeli bir ilaçtı Cihangir için. Eğer bir kere kullanmaya başladıysa ya hemen iyileşecek ya da devamlı umut edebilecekti. Aksi halde en sert düşüşünü yaşardı. Bunun bilinciyle gönlüne akan umudun tesirinde kollarındaki kadını daha sıkı sardı.

KRAL'IN YARASI  (tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin