AŞKA DOĞRU

7K 465 13
                                    

Hikayemiz kaldığı yerden devam ediyor... keyifli okumalar diliyorum.

Küçük bir pencereden içeri sızan yetersiz ışığın izin verdiği kadarıyla çevresini inceledi Gülce. Yere dağılmış gazete parçalarını ve yırtılmış kağıtları belli belirsiz seçebiliyordu. İçini kaplayan korku ile dikkatle ayağa kalktı ve bulunduğu yerin bir çıkışı olup olmadığını aramaya başladı. Dışarıdan gelen ayak sesleriyle olduğu yerde ses çıkarmadan bekledi. Açılan eski ağır kapının sesiyle bakışlarını o tarafa yönlendirdi. Çaresizlik hissi bedenini ele geçirmiş kıpırdayamıyordu. Kapıdan içeri giren adamın adını seslenmesiyle irkildi. Ardından karanlıktan çıkan bir elin kolunu tuttuğunu farkedip ağzından bir çığlık koyuverdi.

Gülce kollarından sarsılarak uyandırıldı. Rüyasının etkisinden çıkamamış terlemiş vücudunun titremelerini hala kontrol edemiyordu. Kulağına değen tanıdık ses ile korkusunun üstüne şaşkınlık ekleyip hala tuhaf bir rüyada olduğunu düşündü.

Cihangir, Pablo'yu oteline göndertmiş , alkolün ve Pablo'dan duyduklarının etkisiyle kendini Gülce'nin evinde bulmuştu. Marcus'un tüm karşı çıkmalarına aldırmayıp kızın odasına gelip uyuyan kızı kollarına alıp uyumak üzereydi ki Gülce'nin sayıklamalarından kabus gördüğünü anlayıp sarsarak uyandırdı.

Gülce, gördüğü kabusu unutup yatağında bulduğu adama;
"Cihangir , burda napıyorsun? İçeri nasıl girdin ?
Diye sorup kollarından kurtulmaya çalıştı.
" Ne kadar zamandır kabus görüyorsun? "
Gülce , her zamanki gibi sorulan soruları duymayıp sadece kendi sorularının cevabına odaklanan adama dönüp;
"Hemen çık odamdan ve bu şekilde bir daha da girme !!" Diye sert ama sessizce baş parmağıyla kapıyı göstererek bağırmadan söylediklerinin üzerine Cihangir aniden kollarından tutup tekrar yatağa yatırdı genç kızı. Dudakları arasında neredeyse hiç mesafe kalmayacak kadar yakınlaşıp;
"Gitmemi istemediğini biliyorum. Şimdi bana kabusundan bahseder misin lütfen Gülcem" demesiyle Gülce bakışlarını istemsizce Cihangir 'in dudaklarına çevirip , kendine çarpan nefesiyle ürperdi. Avını kollayan bir aslan gibi kızı takip eden Cihangir yanılmadığını anlayıp tutuşunu gevşetti ve yavaşça kızın dudaklarına dudaklarını değdirdi. İlk temasın etkisiyle hareket etmeden sadece yaşadığı anın gerçekliğine odaklandı. Gülce'nin hareket eden dudaklarıyla kendinden geçip genç kızın dudaklarını talan etmeye başladı. Ellerini deli gibi özlediği sevgilisinin bedeninde gezdiriyor ipek teninin yumuşaklığıyla mest oluyordu. Altındaki kızın karşı koymayıp aynı özlemle karşılık vermesi akıl sınırlarını zorlasa da bildiği sınırı aşmamak için tüm iradesini kullanıyordu. Gözlerini açıp kıza baktı, öpülmekten şişmiş dudaklarını ve arzulu gözlerini gördüğünde artık kendini tutamayacağını biliyordu. Elini geceliğinin askısına götürüp yavaşça indirdi ve dolgun göğsüne dudaklarını bastırıp kokusunu içine çektiğinde Gülce'nin hafif çığlığıyla kendinden geçip " Bu gece değil ama çok yakında benim olmanı istiyorum Gülcem" dedi. Gülce'nin
"Cihangir " diye fısıltılı bir şekilde adını söylemesi Cihangir 'in kaldırabileceği son nokta olmuştu. Ya şimdi duracak ya da sonuna kadar gidecekti.

Gülce, bedeninde gezinen ellerin yok olmasıyla gözlerini açtı ve Cihangir 'e baktı. Bedeninde hissettiği yoksunluk duygusu ile Cihangir 'i omuzlarından tutup üzerine doğru çekti.

"Bunca zaman sadece senindim, bundan sonra da öyle olacağına eminim. Bu kez yarım bırakmayalım bedenimin de sana ait olmasını istiyorum." Diyince Cihangir duyduklarının etkisiyle genç kızın dudaklarına tekrar kavuştu. Öpüşünü hızlandırmadan;
"Bu gece bedenine tapınmama izin ver. Aşkımı her hücrene mühürlemek istiyorum. " diyip dudaklarını tekrar dudaklarıyla buluşturdu.

Duyduklarıyla kendinden geçen Gülce ağzını aralayıp Cihangir 'in diline izin verdi. Hem hoyratça öpüp hem de kibarca bedeninde dolaşan elleriyle kendinden geçip aşık olduğu adamın gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Geniş omuzlarına öpücükler kondurarak göğsünden aşağı ilerledi. Cihangir'den gelen kesik nefes sesleriyle doğru yolda olduğunu anlayıp daha istekle öpmeye başladı. En son pantolonuna geldiğinde elini kemerine atınca , aniden kendini havalanıp yatağında sırt üstü uzanırken buldu. Cihangir iplerini indirdiği geceliği bir hamlede yırtarak üzerinden çıkardı. Karşısında iç çamaşırı ile kalan kadını izledi bir süre sonra boynunu öperek kaldığı yerden devam etti. Gülce bacaklarına değen sertlikle yutkundu. Cihangir 'in kendini ne kadar arzuladığını anlatan sertliğe doğru elini uzatınca Cihangir ellerini tutup tek eliyle başının üstünde sabitledi. Diğer eliyle Gülce'nin en hassas noktasına doğru ilerledi. Parmaklarını , üzerinde son kalan satende yavaşça hareket ettirdiğinde Gülce sessiz bir inlemeyle karşılık verdi. Elini satenin içine daldırılıp kendi için hazır olan ıslaklıkla buluştu. Gülce'nin ellerini bırakıp iki eliyle göğüslerini okşarken ağzı ıslaklığının üzerindeydi. Yay gibi gerilen vücuduyla sevgilisinin sona yaklaştığını anlayıp diliyle kasıklarında gezindi. En gizli cennetine kavuşmuşçasına dilini genç kızın az önce çıkardığı son kıyafetinin yerine doğru ilerletti. Gülce içinde patlamaya hazır volkanla sevdiği adamın saçlarına yapışıp, son dil darbesiyle havalanıp parça parça yere geri düştüğünü hissetti.
Cihangir karşısında dağılan kıza sahip olmak için yanıyor ama her şeyin düzgün ve özel olmasını istiyordu. Biraz kendine gelen kızın alnından öperek ;

"Sana her şeyi anlatacağım Gülcem. Bana kırgın olduğunu, seni hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum. Yarın her şeyi konuşacağız. "
Üzerini örtüp kollarının arasına aldığı kıza;
"Şimdi uyumalısın. " diyerek sarıldı.
Gülce yaşadığı yoğun duyguların verdiği yorgunluk ve Cihangir'in kollarında olmanın huzuruyla mutlu bir şekilde uyudu.

Cihangir, Gülce'nin düzene giren nefesiyle uyuduğunu anlayıp yasemin kokusunun kaynağı olan ensesine burnunu dayayarak özlemini dindirmeye çalıştı. Her ne kadar istemese de yarın için yapılacak çok işi olduğunu hatırlayıp yataktan usulca kalktı. Bulduğu kağıt kalemle sevdiği kadına not yazıp evden ayrıldı.

Okuduğunuz için teşekkür ediyorum

KRAL'IN YARASI  (tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin