8

4.7K 319 347
                                    

Ailemle kaldığım evimden çıktığımda hava güzeldi. Zaten çıkmamın sebebi de buydu.

Yüzümde maske, kafamda şapka yürüyüş için bir parka gelmiştim. Burada fazla genç bir kesim vardı. Beni her an tanıyabilirlerdi ama bunu sıkıntı etmedim.

Onlar da benim ailemdi.

Telefonum bir haftadır kapalıydı. Ulaşmak isteyen kesinlikle bana ulaşamıyordu. Sadece bu olan durumu ablam bildiği için arkadaşlarım ablamı arayıp ya da ablama mesaj atıp beni soruyorlardı.

Jungkook'un ablama söylediğine göre bu haber çoktan herkese yayılmıştı. Şirkete de birkaç Army tepki için doluşmuştu.

Yine de telefonu açıp haberlere bakmadım.

Yürümekten vazgeçip banka oturdum. Parkta oynayan çocukları izlemeye başladığımda minik kız çocuğunun ayakları birbirine dolandı. Neredeyse düşecekti ki tuttum.

Minik kız elimden kurtulup salıncaklara doğru koştuğunda gülümsedim. Hepsi birbirinden tatlıydı.

" Ah Lisa dikkat et. " dedi inceden bir ses.

Onun sesiyle onun adını duyunca şaşkınlıkla kafamı kaldırdım. Karşımdaki Lisa'ydı. Bana bakacaktı ki şapkamı düzeltip yere baktım.

" Lisa sallanırken dikkat et, tamam mı? "

O tuttuğum minik kızdan onaylama sesi gelince her ne kadar saklanmaya çalışsam da Lisa " Merhaba Taehyung. " dedi. " Seni tanıyamacağımı düşünmüyordun herhalde değil mi? "

Ellerime bakıp konuşmadığımda Lisa derin bir nefes aldı.

" Biliyorum o gün sana kötü davrandım- "

" Yok. " dedim. " Haklıydın. Bir şey diyemem. "

Lisa sessiz kaldığında minik kız yanımıza koşturup geldi. Aralık olan bacaklarımın arasına girip eğildi ve yüzüme bakmaya çalıştı.

Elini uzatıp şapkamı hafifçe kaldırdığında Lisa " Kuzenim, Lisa. " diye onu tanıttı. " Amcam neden kendi evladına yeğeninin ismini koydu bilmiyorum. "

O konuşurken minik Lisa yüzümü görmek için uğraşıyordu. Bense maskemin altından gülüyordum.

Uzun uğraşlar sonucu kafamı kaldırttırdığında gözleri kocaman açıldı.

" Aaa! " diye bağırdığında telaşla etrafıma baktım ama kimse bize bakmıyordu.

" Sen Lisa ablamın odasındaki duvarda asılı posterdeki adamsın. "

Duyduğum şeyle şok olmuş bir şekilde Lisa'ya baktığımda Lisa " O postere bakıp saçını nasıl yapacağım diye düşümüyorum. Ne yani olamaz mı? " dedi.

" Yalan söylüyor. " dedi minik Lisa. " Her gün o posteri öp- "

" Seni arkadaşın çağırdı, git hadi. " dedi Lisa minik Lisa'nın sözünü kesip. " Bir daha da gelme. "

Minik Lisa bu yalana kanıp koştura koştura parka geri gittiğinde Lisa elleriyle yüzünü kapatıp " Tanrım! " diye sızlandı.

Güldüğümde Lisa karnıma dirsek attı. Yüzümü buruşturduğumda Lisa " Senin burada ne işi var? " dedi.

" Yürüyüş yapmak istemiştim ama vazgeçip oturdum. " dediğimde Lisa " İyi. " dedi. " İnternette haberimiz dolanıyor. "

" Umrumda değil. " dediğimde Lisa kuzenini düşmemesi için uyardıktan sonra " Ben de fazla bakmadım zaten. " dedi.

" Neyse. " dedi biraz daha sessiz kaldıktan sonra. " Eve gitme vakti geldi. "

Ben ise bir şey demedim. O da kuzenini alıp parktan ayrıldı.

The Truth Untold | taelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin