Team Min Ho'cular ve Team Taehyung'cular bol bol yorum yapmayana yeni bölüm yok.
Sizi seviyorum. Kendinizi, beni, hikayelerimi, Lisa'nın duygularını ve Taehyung'un basmayan beynini sevin. Bu hikayeyi yazarken her şey benim elimde olmama rağmen Taehyung beni de çıldırtıyor, emin olun.
İyi okumalar bebeklerim. -Lili
İçimde artık bir korku yoktu çünkü yolun sonuna gelmiş hissediyordum. Artık bitmişti, ışığı görmüştüm ve o ışığa tutunmaktan başka bir şansım yoktu. Işığım, kollarımın arasında korkudan titriyordu. İkimizde birbirimizden ayrılıp kapıya bakmaya cesaret edemiyorduk.
" Lisa abla benle de sarıl! "
Lisa'nın omzunun üstünde derin bir nefes bıraktığımda Lisa kendine gelip hemen benden ayrılıp minik Lisa'ya döndü. Lisa o kadar sinirliydi ki çocuğu burada sıkıştırıp burnundan getirebilirdi.
" Kızma. " dedim yumuşak sesle.
Lisa gözlerini uzun bir süre yumup nefesini düzenlediğinde minik Lisa'ya gülümsedim. Kollarımı ona doğru açtığımda ona taktığım lakap gibi olan minik bedeniyle kollarımın arasına girip saçlarını tişörtüme sürttü. Saçlarını elimle okşadıktan sonra Lisa " Bizim sarıldığımızı birine söylersen seninle bir daha oyun oynamam. Duydun mu beni? " dedi.
Minik Lisa kafasını salladığında saçlarını kokusu burnuma geldi. Aynı ablası gibi kokuyordu.
" Lisa abla bana da makyaj yapsana. " dedi minik Lisa kollarımdan ayrılıp yatağa oturarak. Zar zor aramıza sıkıştığında biraz yana kayıp ona yer açtım.
" Çok şey istiyorsun. " dedi Lisa. " Annen baban ne yapıyor, bilmiyorum. "
Minik Lisa kollarını birbirine bağlayıp " Sen çok gıcıksın. Taehyung abi hiç senin gibi değil. " dediğinde gülmemek için kendimi sıktım.Çocuk aklıydı diyecektim ama haklı olduğu yerlerde vardı. Lisa'nın bazen insanı çıldırtacak davranışları olurdu. Kesin kızacak dediğim şeylere kızmaz, kızılmayacak şeylere de boştan yere sinirlenip kendini yıpratırdı. Kendini yıpratma işinin sebebi bendim; beni seviyordu.
Sol tarafımı alıp önüne koymak, kalbimi onunla incelemek istiyordum. Açsın baksın kalbime, ona neden böyleyim anlasın istiyordum. Bir yolu varsa bağlasın kendi beynine oradan beslensin kalbim istiyordum. Çok şey istiyordum ama her şey onun içindi.
Belki çok abartıyordum, belki çok pinpirikliydim ama tamamen onun açısından düşünüyordum. Bize bir şans verip eğer olmazsak o zaman ikimizin birbirine düşman olmasından korkuyordum.
Lisa şuracıkta beni yerden yere vursa, kalbimi kırsa gıkım çıkmazdı. Yine gideceğim kapı oydu çünkü.
O benim sırlarımı paylaştığım, dertleştiğim tek kız arkadaşımdı.
Kız arkadaş edinme işini -hem sevgili hem normal- Haneul'den sonra bırakmıştım. Kariyerime odaklanıp altı erkek arkadaşımla da işe başlayınca şirket kurallarınca ve kendi isteğimle bu kız arkadaş işi bitmişti benim için.
Diyordum da ARMY'nin yarısından fazlası kızdı.
Onlar farklıydı.
Lisa kaşlarını kaldırıp kuzenine baktığında " İyi hep sana o baksın o zaman. " dedi.
Minik Lisa bana umutlanarak baktığında kafamı iki yana sallayıp " Lisa ablan benden daha iyi bakar sana. " dedi.
Lisa " Nankör çocuk. " diye yerinden kalkıp odasını toplamaya başladığında minik Lisa bana bakıp kıkırdadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truth Untold | taelisa
FanfictionBeni hatırlasaydı sıradan makyöz olmadığımı anlayacaktı. 310319' taelisa #1 (x2) 091219' lisa #1 (x2) taelice #1 başlangıç [161218] bitiş [070919]