16

3.8K 284 51
                                    

Lisa makyajımı yaptığı süreç içerisinde benimle bir tek kelime dahi etmemişti.

Ben konuşmaya çalışmıştım ama susmakla yetinmişti.

" Lisa sıkıntı ne? " dediğinde Lisa derin bir nefes alıp sonunda konuştu.

" Ben. " dedi yutkunarak. " Ben çok utanıyorum. Her şey gizliyken daha iyiydi sanırım. "

" Neden utanıyorsun ki? " dedim aynada kendime bakıp üstümü düzeltirken. " Değişen bir şey olmadı. Hala ben benim, sen sensin. "

Lisa'nın yüzü düşerken neye üzüldüğünü anladım.

" Lisa bana aşık olabilirsin ama... " dediğimde " Tamam, açıklama yapmak zorunda değilsin. Bana iyi davrandığına şükretmeliyim. " dedi.

Tek kaşımı kaldırıp " Bana aşıksın diye sana kötü davranmamı mı bekliyordun? " dedim. " Üzgünüm, ben öyle bir insan değilim. Benden nefret etsen bile sana saygı duyarım. "

Güvenlik konserin başlamasına az kaldığına dair uyardığından konuşmamız yarım kaldı. Derin bir nefes alıp odadan çıkarken " Sonra konuşacağız. " dedim.

Konser sırasında bunu düşünmeyip işime odaklanmıştım. Konser bitiminde odasma girip duş aldıktan sonra havluyla saçlarımı kurulamıştım.

Derin bir nefes almayı düşünüp şirketin bahçesine çıktığımda Youra'yı çardakta otururken gördüm. O tarafa doğru sırtını dönüp temiz havayı içine çektim.

Düşünceler beynimi yavaş yavaş kemirirken Lisa'nın nerede olduğunu merak ettim.

Gün içinde sadece makyaj yapımında görüşüyorduk. Eskiden daha çok karşılaşıyorduk. Lisa benden besbelli kaçıyordu.

Sanki onun bana aşık olduğunu öğrendiğimde onu dışlayacakmışım gibi içinde bir korkuyla yaşıyordu Lisa.

Bu durumu anlamıyordum. Aşksa aşktı, sevgiyse sevgi. Utanılacak bir şey yoktu.

Okul zamanlarında bir kızla sevgili olmuştum. Açılan kendisiydi ve kız beni reddetip ardından dalga geçince çok fazla üzülmüştüm.

Adı Haneul'dü.

Bir haftanın sonunda gelip benden özür dilediğinde hemen yumuşayan kalbimle onu affetmiş ardından bir ilişkiye adım atmıştım. Onunla sevgili olmuştum.

Her şey çok iyiydi, çok güzeldi. Her gün görüşüyor beraber gülüyorduk. Onu o kadar çok seviyordum ki ailemden daha önce görmeye başlamıştım.

Hayatımda bir gün o kadar yıkılmıştım ki  Haneul gelip ayaklarıma kapansa bile beni kaldıramazdı.

Aldatılmışım.

Okulun bahçesiyle popüler olan bir çocukla öpüşürken görmüştüm onu.

O aldatmanın açıklaması yoktu, olamazdı da. Gidip konuşmamıştım bile.

O sevgi birer nefrete dönüşürken içime kapanmış BigHit'e stajyer olarak alınmıştım.

Uzun süre stajyerlik yaptıktan sonra arkadaşlarımla BTS isimli bir grupta çıkış yaptığımda Haneul bana ulaşmaya çalışmıştı ama onu engellemekle yetinmiştim.

Konserlerimize gelmemesi hakkında güvenliklere bilgi vermiştim.

Hiçbir şekilde bana ulaşamazdı.

Bu olayı grup arkadaşlarımdan başka kimse bilmiyordu. İçime kapanıklığımı bu olayı onlara anlatarak yavaşça atlatmıştım.

Kısacası bu yüzden aşktan, bir ilişkiden korkuyordum.

The Truth Untold | taelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin