Sınıra yaklaştık diye sizi daha fazla meraklandırmadan yeni bölümü atayım dedim. Umarım emeğimin karşılığını alırım.
Bu seferki sınır 50 yorum 50 oy. Fazla zorlayıcı değil. Satır arası yorum istiyorum. Çünkü okunaya bayılıyorum.
İnşallah beğenirsiniz!
İyi okumalar.
Muah!
-Lili
Güneş, ışınlarını uyanmam için gözkapaklarımın ardına kondurarak beni rahatsız etti. Yavaşça yatağımda kıpırdandığımda her ne kadar huysuz olsam da şuan yumuşak yatağımda rahat olduğumu fark ettim.
Ama evde misafirim vardı ve bu misafir şuan aç olmalıydı.
Gözlerimi yavaşça araladığımda saatin sabah 9 olduğunu gördüm. Ne çok erken ne çok geçti.
Ellerimi yatağımın yumuşak yüzeyine dayayıp bedenimi kaldırdığımda yavaşça gerindim ve ayağa kalkıp odadan çıktım.
Lavaboda elimi yüzümü yıkayıp rahatladığımda saçlarımı ellerimle geriye tarayıp Lisa'nın kaldığı odayı es geçip amerikan mutfağa adımladım.
Ve o an verdiğim nefes bana can çektirircesine içimde kaldı. Asla çıkmıyordu. Tıkanıp kalmıştım.
Lisa hazırladığı kahvaltı masasının başına oturmuş masaya koyduğu telefonunu eliyle yönetip bir şeylere bakıyordu. Şaşkınlığımın sebebi kesinlikle masaydı.
Dışarıda ya da başka yerlerde birçok kez kahbaltı yapmıştım ama hiçbir masa bana bu kadar güzel gelmemişti. Kaynağı neydi? Lisa mıydı?
Lisa beni fark edince telefonunu kilitledi. Bana gülümseyip " Günaydın. " dediğinde yaptığım kabalığın farkına varıp " Günaydın. " dedim. Masaya dalıp gittiğimden günaydın demeyi unutmuştum.
" Neden yaptın? " dedim masayı göstererek. " Misafir olan sensin, ben değilim. "
Omuz silkip " Erken kalkınca boş boş oturmayayım dedim. " dedi. " Otur haydi. "
Birlikte güzel kahvaltı yaptık. Onun hazırladığı kahvaltılık şeylerin hepsinden tatmıştım. Hepsi birbirinden lezzetliydi. Karnımı doyurduğumda arkama yaslanıp onu izlemeye başladım.
Yemek yerken saçları önüne gelerek onu zorladığı için hep toplardı. Hatta benim için hep dalga konusuydu. Ona hep kahküllerini de toplamasını söylediğimde sahte gülüşlerinden atıp beni eğlendiriyordu. Şuanda s da saçı topluydu. Ellerini zarif bir şekilde kullanıyor, bir genç kızın yapabileceği gibi kibar bir şekilde kahvaltısını yapıyordu. Benim aksime az yiyordu ama yavaştı. Şirkette de hep böyleydi. Birlikte yemek yediğimiz zaman hep en son bitiren o olurdu. İlk bitirdiğü zamanlar da olurdu, ona da Jin yardım ederdi.
" Bana bakma. " dedi Lisa boğazını temizleyerek.
Kollarımı bağlayıp tebessüm ettiğimde " Niye? " dedim.
Kesinlikle kafasını kaldırmıyordu. Sadece tabağına odaklanmıştı. Uzaktan gören boynunun tutulduğunu zannedebilirdi.
" Taehyung lütfen beni utandırma. " dediğinde yaptığı itiraftan sonra " Ben bir şey yapmıyorum ki. " dedim.
Yediklerini bitirdikten sonra " Bana bak. " dedim.
Omuz silktiğinde elimi sallayıp " Lisa. " dedim. " Bana bakar mısın? "
Oflayıp bana baktığında gülmemek için kendimi zor tuttum. Onunla uğraşmaya bayılıyordum.
" Sen bana kahvaltı mı hazırladın? " dedim masayı inceleyip cıklayarak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truth Untold | taelisa
FanfictionBeni hatırlasaydı sıradan makyöz olmadığımı anlayacaktı. 310319' taelisa #1 (x2) 091219' lisa #1 (x2) taelice #1 başlangıç [161218] bitiş [070919]