|Bir azap gibi.
Rüzgar tüm soğuklukla gür ağaçların yapraklarıyla dans ederken omega hazırladığı yemeği masaya bırakarak mutfak camından gördüğü bedenle üst kata, odasına doğru adımladı.
Yemeğini esmer gelmeden önce yiyip onun için de hazırlayarak kendi odasına çıkıyordu. Son bir haftadır hiç konuşmamış, sadece yemeğini yiyip omega gibi kendi odasına çekilmiş, bazı günler ise çalışma odasında sabahlamıştı.
Jeongguk en azından gözünün önünde bulunmadığı sürelerde her zaman sakin olduğu için durumundan memnun olmaya çalışıyordu.
Alt kattan gelen kilit sesiyle kapısını kapatarak yatağına geçip bu sabah kıyafet dolabının içinde bulduğu kitabın ilk sayfasını açarak incelemeye başladı. Küçüklüğünden bu yana kitaplar onun için birer kurtarıcı olmuştu. Dilediği insan olabiliyordu, Jungkook bir kahraman olup konuşabiliyordu.
Sevdiği karakterlerden birini kendi yerine koyarak hayal ediyor böylece birkaç saatliğine düşlerine ulaşabiliyordu.
-
Esmer, günün yorgunluğuyla elini omzuna atıp sıkarken aynı zamanda gözlerini kapatmıştı. Bugün neredeyse beş saat boyunca ayakta durmak zorunda kalmıştı.
Toy vahşi alfaların ilk talimlerinde Taehyung onlara temel hareketleri göstermiş ve her biriyle de defalarca kez savunma denemeleri yapmıştı. Eskiden alflarla birlikte diğer kasabalara giderek toplantıya katılırken şimdi ise ceza olarak bir eğitmen olmuştu. Tam anlamıyla sinir bozucuydu.
Üstelik bugün birini parçalara ayırmamak için fazlasıyla direnmişti. Onu suçlu gören insanlar tamamiyle kördü. Gerçekleri sadece Taehyung görüyordu.
Yorgun bedeninde hissettiği açlıkla, dizlerinden destek alarak kalkmış ve mutfağa doğru adımlamıştı.
Kendi için dolaptan çıkardığı bir paket tofuyu tencereye koymak için haraketlendiğinde gözüne çarpan yemek masası ile inadından vazgeçerek sandalyeyi çekti.
Fazlasıyla açtı, şu an gurur yapacak durumda olduğunu hissetmiyordu. Bu yüzden önünde ona oldukça lezzetli görünen yemekten çubuklar yardımıyla bir parça aldı.
Esmer, tamamiyle boş olan tabakları lavaboya koyup salona geçmiş ve bugün karşı karşıya geldiği bedeni düşünmüştü.
Hamileydi ve bu oldukça aşırı geliyordu zihnine. Belki de o omega hayatına izin almadan dahil olmasaydı şu an kendi bebeklerini karnında taşıyacaktı Joo Hyun.
Bu ev tamamiyle hatıralarla doluydu. Her şeyi o seçmişti, bu evin temelleri atılırken elleri tıpkı kalpleri kadar kenetlenmişti.
Aklı almıyordu, sanki bu ânı beklermişcesine aniden evliliği kabul etmesi çok saçmaydı. Duyduğu tıkırtılarla arkasına döndüğünde gördüğü bedenle kafasını çevirerek elindeki kitaba odaklandı. Onu gördüğü an tüm sinirleri tek bir noktada toplanıyordu.
Omega kendisine mutfakta kahve hazırlarken Taehyung yanına gelerek konuşmaya başladı. Sakin olmak için elinden geleni çabalıyordu.
"Senin varlığını hissetmek dahi zor geliyorken, gözlerimin önünde olman..."
Esmer, yanına yaklaşarak nefretle gözlerine bakıp dudaklarını tekrar araladı.
"Bir azap gibi."
"Ne hâlde olduğumuzu, beni ne hâle getirdiğini görüyor musun? Bu evlilik bir ceza gibi. Benim en büyük günahım sana yardım etmekti. Senin gibi sadece kendi paçasını düşünen aşağılık bir bencile yardım etmekti. Ancak bu uzun sürmeyecek, seni burada gebertsem kimin haberi olur sence? Kimin umrunda olduğunu düşünüyorsun, babam mı yoksa? Hah, sırf itibarına bir laf gelmemesi için sana sahip çıktı. Şu an emin ol zerre umrunda değilsin, tıpkı benim gibi."
Taehyung kendini durduramıyordu, canı yandığı kadar canı yansın istiyordu. Sevdiği kadının hatıralarıyla birlikte terk ettiği bu ev onun mezarı, Jeongguk ise azabıydı.
"Odana çık."
Esmer, kendini zor tutarken omega korkuyla yanından ayrılarak merdivenlere doğru koşuşturmaya başlamıştı. Jungkook onun bu denli ciddi olduğuna ilk kez şahit olmuştu, şimdiye kadar kendisiyle ilgili söylediği her şeyi sadece kızgın olduğundan dolayı sarf ettiğini düşünürdü ancak Taehyung kendisine sinirli değildi, nefret ediyordu.
Jeongguk hayatının kötü ilkelerini Taehyung ile yaşıyordu, ilk defa birinden nefrete uğramıştı.
Yaşadığı yerde tek bir gün bile ezildiğini, hor görüldüğünü hatırlamazdı. Abisinin sıcak kollarında hâyli şımartılarak büyütülmüş, yorulmak nedir hiçbir zaman bilmemişti. Eve dair tüm işleri abisi, yemeği ise teyzesi yapardı. Ona ise tüm gün boyunca neşeyle ormanda dolaşmak, resim çizmek kalırdı günün sonunda.
Ancak şimdi o kadar farklıydı ki, Taehyung ev işlerinde hiçbir şeye yardım etmiyordu. Sabaha erkenden çıkıp, gece geliyordu.
Hâliyle tüm ev işleri Jeongguk'un sırtındaydı. Her gün düzenli olarak ilk defa burada eline aldığı baltayla acemice odun kırıyor, soğukta onları eve taşımak zorunda kalıyordu. Elinden geldiğince teyzesinden öğrendiği yemeklerden yapsada Taehyung şimdiye kadar ona tek bir iyi davranışta bulunmamıştı.
Aralarındaki en büyük sorun iletişimsizlikti, Jeongguk'un kağıtlara yazarak ona verdiği notları gözlerinin önünde parçalara ayırarak çöpe atıyordu.
Düşünceleriyle birlikte hızla merdiven basamaklarını birer birer adımlarken duyduğu büyük gürültüyle korkuyla ayağını trabzana çarpmıştı.
Cam kırıklarının sesi yükselmeye devam ederken kendisine zarar verebileceğini düşünerek acıyla odasına doğru koşturdu.
Kapıyı kilitleyerek olduğu yere çökerek gözlerini kapattı. Kim eşinden korkardı ki?
Bildiği gerçekle gözlerinden ayrılan incilerini silmek için uğraşmadı. Taehyung'a mecburdu.
Ölmek istemiyordu. Çaresizlik bir zincir gibi tüm vücuduna sarılmış, her geçen gün daha da can yakmaya başlamıştı.
-
Selam, özledim sizleri🥀
Okul nasıl gidiyor?
Sizi seviyorum, mavi kalın💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
alpha's bright star 'tk ✓
Fanfiction"Sen mi güzelsin yoksa beklemek mi? Şansın bile yok. Tabii ki beklemek. Ama yalnızca seni." Alfa Kim Taehyung Omega Jeon Jeongguk (Smut uyarısı) başlangıç: 06.01.2019 bitiş: 06.12.2020