14

22.7K 2.5K 784
                                    

|İlk Merak.

Baharın tatlı ılıklığı çevredeki tüm canlıların zerrelerine işlemişcesine her taraf güneş ışığının parlaklığıyla ışıldıyordu. Yeni açmaya başlayan baharın habercisi mimoza çiçekleri Kimlerin evinin etrafını süslüyor, etrafa hoş bir hava katıyordu. Jeongguk en çok şu zamanlara aşık biriydi. Kışın etkisinden henüz yeni çıkmış olan doğanın yeni yeni doğuşu omega için saatlerce izlemeye değer bir görüntüydü. Hava ılık ve hoştu, gökyüzü uzun süredir unuttuğu rengi, maviyi, yine kalın iplerle dikmişti bulutlar. Grinin etkisinde kalan o boğucu havadan eser yoktu.

Yaklaşık birkaç ay önce diktiği elma fidanı yeşermeye gün yüzü tutmuş, omeganın gözlerinin heyecanla parıldamasına neden olmuştu. Minik yaprakları parmakları arasında incelerken minik bir öpücük konudurup elindeki ibriği ağacın kenarına bırakıp eve doğru adımladı. Günün erken saatlerinde kalkıp yapması gereken işleri halletmiş ve bir süre bahçede yaşanılanları düşünmüştü. Jeongguk, aldığı bu Fransız öpücüğe karşı karmakarışık duygular yaşamıştı. Taehyung'un o kadar yaşanılanlardan sonra kendisini öpmesi hem oldukça garip hissettirmiş hem de heyecanlandırmıştı.

Onunla ilk defa bir çift olabilme ihtimalini bile düşündüren bu öpücük aynı zamanda kendini kötü hissettirmişti. O sadece Taehyung'un sorunlardan kaçmak için çare olarak koştuğu bir liman olmak istemiyordu ancak görünen o ki Jeongguk hiçbir zaman onun bir zamanlar canını vereceği kadın gibi olamayacaktı.

Belki de o öpücükte dahi Joo Hyun'u düşünmüştü, bunu bilemezdi. Jeongguk hastalıklı bir adamın hayalindeki sevdiği kadın olamazdı. Bunu asla istemiyordu.

Taehyung kendisinden nefret ederken böyle bir şey yapması çok garipti, ona güvenmiyordu.

Kendi eşine güvenmiyordu.

"Oh, erken uyanmışsın."

Beyaz tenli duyduğu kalın ve uykunun verdiği mahmurlukla çıkan pürüzlü sese karşı zihnini kemiren düşüncelerinden sıyrılarak arkasına döndü. Onu ilk defa yarı çıplak görmenin şaşkınlığıyla ironik bir utançla gözlerine baktı.

Taehyung'un bir aylık süreçte daha iri yapılı olduğunu fark etmek güç değildi ancak bu kadar hızlı bir sürede kas yapması imkânsızdı.

Küçük olan düşündüğü oldukça saçma fikirlerden uzaklaşmak için hızla esmerin yanından ayrılarak mutfağa ilerledi.

Hazırladığı mezeleri masaya koyarak pişen çorba ve pirinçleri tabaklara koyup esmeri beklemeye başlamıştı. Ne yapacağını ya da nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordu.

Çok geçmeden Taehyung da masadaki yerini aldığında sessiz bir kahvaltı serenomisine karşın çıkan kaşık ve çubuk sesleri etraftaki tek gürültüydü.

"İyi uyudun mu?"

Taehyung ne konuşacağını bilmeden basit bir soruyla gergin havayı bozmaya çalışsada kendi üzerindeki gerginliğin nedenini anlamaya çalışmıştı.

"Bugün hava çok güzel. Dışarı çıkmak ister misin?"

Jeongguk duyduğu teklifle heyecanla başını salladığında esmer bu hâline gülerek yemeğine odaklandı. En azından bir şeyler için başlama zamanı gelmişti öyle değil mi?

-

Jeongguk, oldukça hoşuna giden krem pantolonu ve bol beyaz gömleğini giyerek alnına düşen saçlarını şekillendirip Taehyung'un kendisine aldığı parfümü sıkıp
En sevdiği yeşil ceketini giyerek dışarı çıktı.

Kendisini bekleyen esmerin yanına gittiğinde Taehyung'un odağına maruz kalması bir süreliğine benliğini rahatsız etmiş olacak ki yerinde hafifçe kıpırdanarak yürümeye başladı.

"Sana göstermek istediğim bir yer var. Aslında orası benim için oldukça özel. Çocukken arkadaşlarımla oradan saatlerce oyunlar oynardık. Ancak zamanla aramıza garip bir soğukluk girdi... Bilmiyorum belki de ben de dahil hepimiz farklı insanlar olduk. Yine de herkesin unuttuğu o yere bazı zamanlar kafamı dinlemek için giderim."

Jeongguk, merakla esmeri dinlerken Taehyung'un onun kendisiyle konuşmasının nasıl bir duygu olduğunu düşündü. Anladığı kadarıyla kitap okumayı oldukça seviyordu, o hâlde güzel bir hazneye sahipti.

Hiçbir zaman kullanacağını ummadığı hazneye.

"Babam annemi çok takmamamı söyledi. Şu durumda bir bebeğimiz olması sence de çok komik olmaz mıydı? Tek taraflı basit bir mühürün bizi gerçekten eş yaptığını düşünüyor."

Jeongguk bir anlığına aralarındaki tek bağın tamamlanmamış basit bir tek taraflı mühürden ziyade birer çift olduklarını hâyâl etmişti. Taehyung'un varlığını kendisine adadığı pembe düşünceler zihninde utanç içinde bir farkındalık yarattı.

Joo Hyun'u çok seven kalbinde, kendisine de yer bulabilecek miydi?

Yaralı ve kırılmış bir kalbin kapıları kendisine açılabilir miydi bilmiyordu.

Taehyung annesine oldukça sinirli hissediyordu. Her şeyi bilmesine rağmen zorlaması kalbindeki tüm güveni alıp götürüyordu. Kim Taehyung güçlü biri değildi, iri bedeni, sert tavırları hiçbir zaman onun gerçekten güçlü bir olduğunu göstermeyecekti.

O ihanete uğramış bir aptaldı, koca bir aptal. Görmek istediklerini gören, duymak isteklerini duyan hayallerinde yaşayan biriydi. Mutluluk kendisi için çok uzak bir kavramdı. Taehyung yeniden nasıl sevebilirdi ki?

İncinen kalbini kim sarabilirdi? Kim kalbindeki ikinci kişi olmayı kabuk ederdi?

Onun ilk aşkı dahi kendisini parçalara ayırmışken bir daha kime güvenecekti?

Pişman hissediyordu, yürekli bir adamın kalbi, yüreksiz bir kadının omzuna ağır gelmişti. Taehyung Joo Hyun için çok fazlaydı. Unutmak bu kadar kolay mıydı?

Öyleyse neden hâlâ kalbi derin ve ağır yaralar içerisinde, bir liman arıyordu? Öyle bir hâldeydi ki kendisi umut dolu bir çocuğun minik parmakları arasından çıkan kağıttan bir gemi, hayatı ve yaşadıkları ise bir okyanustu.

Her taraf girdap doluydu, dümeni dahi olmayan gemi savruldukça parçalara ayrılıyordu. Taehyung neye üzüleceğine dahi şaşırmıştı. Uğradığı ihanete mi, ailelerinin baskısına mı yoksa hiçbir şeyden haberi olmayıp her şeyin sorumlusu olan Jeongguk'un hâlin karşı neye ne tepki vereceğini bilmiyordu.

Tek bildiği şey hiçbir şeyin eskisi kadar güzel olmayacağıydı.

"Çıkmışken Moon Bin'in de yanına uğrayalım. Uzun süredir seni görmek istiyor."

Jeongguk başını uysal bir şekilde sallarken esmer ise bu tavrına kıkırdamıştı. Omega her şekilde ve durumda sakin kalmayı nasıl başarabiliyordu?

Düşünceleri onun tamamiyle karakteri ile alakalıyken aklına gelen anı fikirle dudaklarını araladı.

"Dönüşmek ister misin?"

Ve Kim Taehyung ilk defa omega hakkında bir şeyleri merak ettiğini ilkbaharın ılık havasında, güneşin sırtlarını ısıttığı vakit anladı.

Her şeyin başlangıcı, kırgın gözlerinin parlak gözlerle buluştuğu an olsa da ne Taehyung ne de Jeongguk bunu asla bilmeyecekti.

-

Sınav haftama gireceğim için bir süre yoğun olacağım. Bu yüzden bölümler gecikebilir, anlayışla karşılayacağınızı umuyorum🙏🏻

Sizi seviyorum, mavi kalın💙🧚

alpha's bright star 'tk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin