26

21.9K 2.4K 621
                                    

|Beyaz bir dokunuş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|Beyaz bir dokunuş.

Bazı hatıralar, zamanla unutulabilirdi. Size acı veren o anlar tamamiyle hiç yokmuşcasına zihninizin en ücra köşesine sıkışıp kalabilir ve dahi savaştan kalan o soğuk ve kesin izler kalbin acımasız ve kurnaz oyunuyla üstü kapatılabilirdi. Zaman geçerdi, mevsimler birbiriyle yarışır tahta geçer, eskisinden daha güçlü veyahut daha zayıf bir şekilde evrende tacını sallardı. Uzun bir süre önce onsuz yapamam dediğimiz kimseler birer birer kalbimizin kapılarından bir anahtar bularak çıkardı. Şüphesiz bu anahtar hissizlik olurdu. Hissetmek... Dokunmak. Artık o kişinin size, ruhunuza dokunmadığını anladığınız vakit o kişi tek bir anahtarla benliğinizden, bir süre önce onun için yanıp tutuşan her bir zerrenizi soğuk askerler sayesinde ayrılırdı.

Yarayı soğutur, kapatır ve meydanı terk ederdi. Fakat asla o iz silinmesi ve en savunmasız anınızda yaşanmışlıklara karşı baş kaldırırdı.

Taehyung, bir kadını sevmişti. Öyle ya, hiçbir zaman ailesinden görmediği o mahrum kaldığı sevgiyi, kendisi için ruhu ölmüş bir kadında aramıştı.

Sevdi, çok fazla sevdi ve ihanete uğradı. Şimdi ne kalmıştı geriye? İhanetin acımasız zehiri zihnini ele geçirirken içindeki o bitmek bilmeyen şeytanlar kana susamış bir şekilde tek bir komuta vermişti.

'Öldür.'

Yapacaktı, varlığından tiksindiği o iki canı parçalara ayıracaktı. Sonra biri gelmişti, hayır hayır 'öldür' demiyordu, yalvarıyordu.
Şaşırmıştı, içindeki şeytanların komutasının dışında beyaz bir dokunuş hissetmişti ruhunda. Acı ve nefretle yanıp tutuşan kalbine karşı ufak ve güçlü bir dokunuştu bu.

Ağladığı için titreyen elleriyle zoraki bir şeyler anlatan beden tüm şeytanları susturmuştu. Kim yapardı bunu? Canını yakan biri için kim bu kadar çabalaybilirdi? Taehyung, içindeki bilinmezliklerin acı verici konuşmalarını susturmak adına, Ay ışığının sırtını okşamasına izin vererek başını omeganın dizlerine koyup gözlerini kapatmıştı. Bir süre sonra saçları arasında hissettiği naif dokunuşlara özlem duymuşcasına incilerini küçüğün dizlerine bahşetmişti.

Ağlıyordu, sinirliydi, kırgındı ve pişmandı.

"Keşke izin verseydin... Hayatımı mahveden o alçakları gebertmeliydim."

Yanıyordu, öfkeyle kavrulan bedenindeki o naif dokunuşlar olmasa eğer kurdu kendi isteği dışında dönüşür ve onları parçalara ayırırdı. Bir süre sonra küçüğün varlığı kurdunu sakinleştirirken uyumak adına gözlerini kapatıp kurumuş dudaklarını birbirine bastırarak zihnini susturmaya çalışmıştı.

O gece ne Taehyung konuşmuştu, ne de Jeongguk onu zorlamıştı. Zira böylesi derin bir yaranın ilacı asla kelimeler olamazdı.

Kelimeler insanın kalbinden çıktığı an duyguların birçoğunu kaybederek ruha ulaşırdı.

alpha's bright star 'tk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin