21

23.8K 2.4K 997
                                    

|Güvenmek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|Güvenmek.

Dev söğüt ağacının irili ufaklı ince, uzun yaprakları rüzgarın etkisiyle hafifçe ahşap çerçeveli cama çarpıyor, omeganın elinde yer edinen eski defterden gözlerini çekmesine neden oluyordu.

Yavaşça pencereye doğru adımlayarak ahşap kulpu çevirip açtığında ılık meltemin yüzünü okşayıp saçları arasında dans etmeye başlamasına karşın gülümseyerek koltuğa geçip notlarını okumaya devam etti. Yaklaşık bir haftadır buraya düzenli olarak geliyor, sabahın ilk saatlerinden güneşin kasabaya veda edişine dek burada kalıyordu.

Yaşlı bilge, kendisine böylesi kısa bir sürede oldukça işine yarar bilgiler vermişti, eh bazı zamanlar yorulduğunu hissetsede öğrenmeye olan aşkından dolayı bunu çabucak unutuveriyordu.

"Jeongguk bu kadar yeterli gel yanıma."

Şifacı, yorgunluğun verdiği hâlsizlikle odanın bir köşesinde öylece uzanırken saatlerdir elindeki ders notlarını okuyan gencin yorulduğunu düşünmüştü.

Çok geçmeden birkaç saniye sonra küçük olan bilgenin yanına adımlayarak yanına geçmişti. Saçlarının arasında hissettiği naif elle tebbessüm ederek yaşlı adamın boynuna kollarını sarmış ve bir süre onun kendisi hakkındaki övgülerini dinlemişti.

"Sen çok çalışkan ve başarılı birisin Jeongguk-ah. Kısa bir süre sonra benden dahi iyi bir şifacı olacaksın. Buna eminim."

Küçük olan ellerini kullanarak bir şeyler anlatmaya çalıştığı her an yaşlı bilge içten içe bu duruma üzülüyordu.

'Senden daha iyi bir şifacı olmak istemiyorum. Ben sadece yardım edebilmek istiyorum fakat bunu konuşmadan nasıl yapacağımı bilmiyorum. Kasabada neredeyse hiç kimse işaret dili bilmiyor bilge.'

"Jeongguk, seni umutlandırmak istemiyorum küçüğüm fakat bir yol var."

Küçük olan duyduğu cümleyle parlak gözlerini kahve kürelerle birleştirdiğinde yaşlı adam doğru yapıp yapmadığını bir süre düşündü. Muhtemeldir ki olmayacaktı fakat yine de onu umutlandırmıştı.

Bunu hiç söylememeliydi.

"Her gün bunu yaklaşık yarım saat kadar çiğnemelisin. Biliyordum, tadı çok berbat fakat... Yapmalısın."

Bilge, cebinden çıkardığı kese kağıdını omegaya uzatarak sırtını patpatlayıp ayağa kalkmıştı.

Jeongguk, meraklı ifadesiyle kese kağıdını açtığında gördüğü zencefil kökleriyle istemsizce dudağını ısırmıştı. Zencefilden nefret ediyordu ancak bunu yapmak zorundaydı. Konuşmak istiyordu, sırf bu umut için dahi o zencefilleri çiğnerdi.

"Jeongguk, eşin seni bekliyor."

Omega, yaşlı adamın alt kattan kendisine seslenmesiyle düşüncelerinden sıyrılarak masadaki defterleri ve elindeki zencefil kökü dolu kese kağıdını bez çantaya koyarak ayaklanmıştı.

alpha's bright star 'tk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin