11

21.6K 2.5K 1K
                                    

|Kalbim konuşsa, duyar mısın sesini?

Jeongguk elindeki kitabın son sayfasını çevirerek kapattı. Yaklaşık bir haftadır okuduğu kitap adeta kendini büyülemişti.

Franz çok güzel seviyordu, Milena onun için çok başka bir kadındı ve Jeongguk mektupları okumaktan tek bir gün bile bıkmamıştı. Bu aşk gerçek miydi? Yoksa böylesi özel bir yazarın ince bir şekilde düzenlediği bir kurgu muydu?

Ancak dikkatini en çok çeken şey içindeki minik notlardı. Anladığı kadarıyla Taehyung 'dan sevdiği kadına yollanmıştı notlar. En son sayfadaki notu cebinden çıkararak tekrar okudu.

"Ben Franz olamam sevgilim, ancak sen Milena olabilirsin öyle değil mi? Neden eskisi gibi değiliz, seni bilmeden incittiysem çok özür dilerim. Yemin ederim, böyle bir şeyi asla bilerek yapmam. Eskileri özledim, eski bizi, eski seni."

Jeongguk, neler olduğunu merak etti. Aşk onun için çok farklı, hiç tatmadığı belki de hiçbir zaman tadamaycağı özel bir duyguydu. İki insan eğer birbirini severse tüm engeller ortadan kalkabilir miydi?

Beyaz tenli sıkıntıyla nefes vererek ayağa kalktı ve kitabı asıl sahibine teslim etmek için odasından çıktı. Koridordan aşağı doğru baktığında esmerin uyku ile uyanıklık arasında şöminede yanan odunları izlediğini görünce zaman kaybetmeden alfanın odasına girdi.

Ancak aklına gelen şeyle kaskatı kesildi. Nereden bulduğunu unutmuştu. Etrafa bakınarak minik bir ipucu arasada eşyaların ona zerre bir şey hatırlatmayacağını anlayarak kitaplığa doğru yöneldi. Cebindeki notu eski yerine koyarak kitabın kapağına doğru tebessüm etti.

Eskimiş kitabı dikkatlice rafa koyarak arkasına döndüğünde gördüğü bedenle gözlerinin titrediğini hissetti. Ne zamandır buradaydı?

"Okudun öyle değil mi?"

Taehyung sinir ve hâyâl kırıklığıyla birkaç adım atarak omegaya yaklaştı. Yaptığı çok acınasıydı, buna hakkı yoktu. Taehyung şimdiye kadar onun karalama yaptığı defterlerin kapağını dahi açmazken omega küstah bir şekilde ilk aşkından kalan hatıralarını incelemişti.

"Neden her seferinde ben gerçekten bu lanet evi yaşanabilir kılmak için sakin kaldığımda her şeyi berbat ediyorsun?"

Esmer, omeganın omzularından tutarak yüzüne bakmasını sağlayıp dolu gözlerini titreyen kahvelere sabitledi.

"Sen mahvettin Jeongguk, benim hayatımı sen mahvettin. Bununla ömür boyu yaşayabilir misin? Söyle, biz mutlu mu olacağız sanıyorsun? Seni tıpkı onu sevdiğim kadar seveceğimi mi sanıyorsun?"

Jeongguk pişmanlıkla geriye çekilip omuzlarında ki ellerin vücudundan ayrılmasına neden oldu. Sadece merak etmişti, yaptığının yanlış olduğunun henüz yeni farkına varmış gibi hissediyordu. Ancak kendisi kime ne anlatabilirdi ki?

"Çık odadan."

Esmer elindeki kitabı olabildiğince sıkarak tüm sinirini kapaktan çıkarmak istercesine duvara fırlattı. Jeongguk, kapıyı kapatıp kendi odasına doğru koşarak kendisini minik odaya kilitledi ve dizleri üzerine çöktü. Her şey güzel giderken, tamamiyle berbat etmişti.

Kalbinde derin bir sancı hissetti, ruhu kavurucu ve acımasız bir ateşle yanıyordu. Pişmanlık kalbinde, her bir zerresindeydi. Gözlerinin yandığını hissetti, dudakları titrerken ses çıkarmamak için ağzını eliyle kapatarak gözlerini yumdu.

Jeongguk artık esmerin gözünde belki de hiçbir zaman güvenemeyeceği birine dönüşmüştü.

Küçük olan ıslak kirpiklerini elleriyle silerek ayağa kalkıp defterinden minik bir sayfa kopardı.

Ne yazacağını bilemesede en azından özür cümlesi ile başlayabileceğini düşündü.

-

Taehyung soğuk havanın her bir zerresine işleyişini umursamadan ellerini balkonun demirlerine koyarak iri gözlerini gökyüzüne çevirdi. Ay tam tepede, karanlık ormanı üstünkörü aydınlatırken bir anlığına omeganın üstüne çok gidip gitmediğini düşündü.

Esmer, onun böylesi bir tavrına karşın ne tepki vereceğini dahi şaşırmıştı. O kadar sinirliydi ki, kontrolunünü bile kaybedeceğini düşünmüştü, ancak Jeongguk pişman tutumu ve eğilmiş başıyla ileri gidemeyeceğini o an anlamıştı. Omega her hâlükârda hatalıydı, o kitap basit bir roman ya da herhangi bir şeyden çok daha fazlasıydı. Her mektubun arasında kendi mektupları da vardı. Ancak bir önemi kalmış mıydı? Aşkını sindirdiği, gül yapraklarına yazılan o naif mektuplar kalpsiz bir kadına değmiş miydi?

Neden onu unutmak bu kadar zordu, her yer neden ihanete uğramışlığın yangınıyla közleniyordu?

O ihanet etmişti. Mektuplar hiçbir zaman kalbine ulaşmamıştı. Taehyung hiçbir zaman Joo Hyun'un sevgilisi olmamıştı.

Bir acıyı kabul etmek şüphe duymaktan daha az can yakıyordu. Taehyung en çok Joo Hyun'un sevgisinden şüphe duymaya başladığı anlar kalbinin parçalara ayrılıp her bir zerresine acının harmanlandığını hissetmişti, ancak alfa sevgilisinin ona ihanet ettiğini anladığı an acısının hafiflediğini anlamıştı.

Esmer, omzunda hissettiği minik dokunuşla kapalı gözlerini açarak arkasına döndü. Jeongguk, heyecandan titreyen eliyle çekingence kağıdı uzattığında Taehyung kızarmış gözlerine bakarak iç geçirdi. Ağlamıştı.

"Hyung, ben hatalı olduğumu biliyorum. Hatıralarına saygı duymalıydım, kitabın bu kadar değerli olduğunu notlardan sonra öğrendim. Özür dilerim. Her şeyi mahvettim."

Jeongguk esmerin notu okumasıyla kızaran yanaklarıyla birlikte kaçmak istedi, ancak Taehyung onu kolundan tutarak yanına çekmiş ve gözlerine bakmıştı.

"Ağlayınca çirkin olduğunu söylemiş miydim? Gel benimle."

Küçük olan başını olumlu anlamda salladığında Taehyung notu cebine koyarak gökyüzüne çevirdi bakışlarını.

"Üzgünüm, ben sadece... Hatırlamak istemediğim o özel duyguların sadece bende kalmasını istemiştim ve senin böyle bir şey yapman beni incitti. Yine de üzerine o kadar gelmemeliydim."

Esmer, şöminenin kapağını açarak gözünü dahi kırpmadan kitabı ateşin acımasızlığına teslim etti. Jeongguk, engellemek için öne atıldığında çoktan yanmaya başlayan kitabı kurtaramayacağını anlayarak geriye çekildi.

"Başarılı yazarlar, kendi hayatlarına dahi ince ayrıntılar yerleştirirler. Kitabı okurken, görmek istediğimi görmüştüm. Franz ile Milena'nın gerçekten büyük bir aşk yaşadıklarını düşünmüştüm. Ancak öyle değildi, Franz hassas çekingen bir adamdı, Milena ise yazdıklarından dolayı Nazi kampına alınan ve orada can veren bir kadındı. Franz Milena'nın gücünden, Milena ise Franz'ın sadakatinden etkilenmişti. Birbirlerini özel oldukları için değil, eksik olan duygularını yok etmek için seçmişlerdi. Joo Hyun ona sadakatle bağlı olduğumu en başından beri biliyordu. Beni sadece kullandı, hayatındaki o derin boşluğu doldurmam için kalbimde kendine yer aradı. Joo Hyun hiçbir zaman beni sevmedi."

Esmer dolmuş gözleriyle yerde bir süre sessizce oturarak ateşin geride külünü bıraktığı mektuplara baktı.

Bitmişti, kalbinden alınan bir can vardı.

Joo Hyun ölmüştü.

Sevdiği kadın artık yoktu. Öyle biri hiçbir zaman olmamıştı. Taehyung her zaman görmek istediğini görmüştü.

Jeongguk sessizce şöminenin karşında dizleri üzerine oturan alfanın önüne geçerek elini elinin üzerine koydu naifçe.

'Geçecek, onun sende bıraktığı yaralar zamanla iyileşecek.' demek istemişti. Ancak Jeongguk kelimeleri kullanamazdı. Bu yüzden kollarını esmerin boynuna koyarak ona sarıldı.

"Kalbim konuşsa, duyar mısın sesini?"

-

Selam.

Bölüm nasıldı?

Sizi seviyorum, mavi kalın💙🦋

alpha's bright star 'tk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin