|Geçmişten kalanlar.
Güzel günler siyah bulutlara hapsedilmişti. Benliği, ruhu ve içindeki tüm renkler kapalı bir kutuya kapatılmıştı. Anahtarın kimde olduğunu bilmiyordu, ruhunun özgür kalmak adına attığı sessiz çığlıklar kulaklarının her bir zerresine acıyla işleniyordu.
Jeongguk neşeli ve sevecen kişiliğinin ardında mutsuz ve çekingen bir kişi bırakmıştı.
Bu kadar kısa bir sürede tüm benliğini değiştiren şey sadece Taehyung ile karşılaşmasıydı. Jeongguk o gün abisiyle birlikte ölmeyi çoğu kez dilemişti ancak olmamıştı. Hayat ona zıt bir şekilde ilerlemeye devam ediyordu.
Omeganın kendi kasabasında konuşmaya ihtiyacı yoktu. Zira kalp konuşursa dil susardı. Bu soğuk duvarlar, her geçen gün yalnızlığına kilit çakıyor gibiydi. Dışarı çıkamıyordu, herkesin yargılayıcı bakışlarının altında minik bedeninin acımasızca ezildiğini hissediyordu.
Güçlü biriydi, öyle olmalıydı. Abisi ona her zaman güçlü olmasını söylerdi ancak omega birinin kanatları altında büyümenin verdiği güvenle hiçbir zaman böyle şeyleri düşünmemişti.
Şimdi ise hiçbir zaman bilemediği, yapmadığı tüm sınavlar tam karşısında kendine bakıyordu.
Hayatında bir kez bile eline bez almayan omega mecburiyetten temizlik yapmayı öğrenmişti, tek tük basit yemekler yapabiliyordu.
Her şeyden önce artık sessiz ağlayabiliyor, hakaretlere karşı tepkisiz kalabiliyordu.
Kimsesizlik ondan benliğini çalmıştı.
Kış güneşi naif bir şekilde göz kapaklarını arşınlarken düşüncelerinin önüne geçerek yatakta oturur pozisyona geçti. Günler sıradan ve sıkıcı geçiyordu.
Yalnızlığını ortadan kaldıran tek şey şüphesiz kitaplardı ancak en son bir hafta önceki Taehyung'un sinirli hâli gözlerinin önünden gitmiyordu. Öyle ya o günden beri çalışma odasının önünden dahi geçmemeye özen gösteriyordu.
Ona güvenmek çok zordu, Jeongguk'un bu hayatta güveneceği en son kişi kendi eşiydi.
Esmer, ona istediği an zarar verebilirdi zira Jeongguk onu mühürlememişti. Bunun nedenini az çok tahmin ediyordu. Tek taraflı mühürlenmede eşinin ölmesi, mühürleyen kişi için herhangi bir sorun teşkil etmiyordu. Eğer iki taraflı bir mühürlenme olsaydı ve eşlerden biri ölseydi geride kalanın kurdu aylarca acı çekiyor bazıları ise ölüyordu.
Jeongguk bu yüzden yanında masum bir şekilde uyuyan adama karşı temkinli olmaktan kendini alıkoyamıyordu. Sanki her an Taehyung evlendikleri gün ortaya çıkan tüccarlara onu geri verecek gibi hissediyordu. Yanında rahat uyuyamıyor, aynı masada yemek yemek bile bazen zor geliyordu.
Ona anlatmaya çalışmıştı. Ona defalarca kez kurdunun izinsiz bir şekilde onun kurdunu seçtiğini yazmıştı. Kaderdi bu, nasıl karşı gelebilirdi ki?
Eğer kurdunu dinlemeyip başka biriyle mühürlenseydi ölecekti. Kulaktan kulağa yayılan basit bir efsanenin gerçek olduğuna kendi dahi inanamamıştı.
Ona bir şeyleri anlatmaya çalıştığı her an sert bir tepkiyle karşılaşıyordu.
Ona kurdunun kendi kurdunu zehirli bir şekilde şeçtiğini anlayamamıştı. Jeongguk kasabasının kabile tarafından yağmalandığı gün kurdu ile birlikte tamamiyle savunmasız ve çaresiz kalmıştı.
Ne yapacağını bilmeyen omega ise ona yardım eden alfaya bağlanmıştı. Jeongguk, bunu elbet istemezdi. Üstelik evlenmek üzere olan bir adama bunları yaşatmayı asla istemezdi. Ancak geldikleri gün Jeongguk, hassas burnuyla Joo Hyun'un başka bir alfa ile birlikte olduğunu anlamıştı. Omegaların serzenişleri ve koku alma duyuları diğer türlerden çok daha iyiydi. Jeongguk asla bencil bir şekilde kendini öne atacak kadar düşmeyi tercih etmemişti.
Omega, o gün aldığı kokuyu umursamadı. Ortada bir yanlış anlaşılma olacağını dahi düşünmüştü fakat Joo Hyun'un onu bir köşeye çekip tehtitler savurmasını farklı planlar yaptığını asla tahmin etmemişti.
Flashback
Alfa koltuğun üzerinde endişeden iki büklüm olmuş omegaya karşı sırıtarak kapıyı kilitledi.
Jeongguk duyduğu sesle hızla başını kaldırdığında ıslak ve yorgun kirpikleri arasından gördüğü bedenle ayağa kalktı. Çıkmak için yanından geçtiğinden dizi kapağına yediği sert tekmeyle acıyla inledi.
Canı yanıyordu.
"Omega, daha konuşmadık? Bu ne acele böyle?"
Joo Hyun uzun tırnaklarını omeganın ensesine geçirerek ayağa kaldırdığında Jeongguk acıyla kolunu itmeye çalışırken alfa bu hâline gülerek konuşmaya başladı.
"Ah, seninle iyi anlaşabilirdik. Ne yazık, hadi git ve sana yaptıklarımı söyle."
Genç kadın gülmeye başladığında hafifçe karnını okşayarak gülümsedi.
"Hamile olduğumu anladın öyle değil mi?"
Joo Hyun geriye çekildiğinde Jeongguk nasıl kaçabileceğine dair planlar yapmaya çalışıyordu. Kadın, tıpkı bir hastalıklı gibi bakıyordu.
"Jeongguk, biliyor musun eğer hamile olduğum öğrenilirse ölümüm pek de uzak olmaz. Onu seviyorum, bana verdiği bebekler hayatımın en büyük armağanlarından biri. Taehyung sana minnettar olmalı. Onu ortadan kaldıracaktım fakat sen çıktın."
Omega, şaşkınlıkla kendini dinlerken alfa sessizce belindeki bıçağı çıkararak elinde birkaç kez döndürdü.
"Taehyung'un yaşamasını istiyor musun?"
Joo Hyun ani bir hareketle bıçağı boynuna dayayarak kulağına fısıldadı.
"Benim hayatıma devam etmem sana bağlı omega. Ya onunla evlenir ve benim için tüm engelleri yok edersin ya da minnet duyduğun o adam yarın sağ çıkmaz."
Flashback end
-Bölümü erken yayınladım😅
Bu geçiş bölümü gibiydi. Bu yüzden biraz kısa oldu.
Sizi seviyorum mavi kalın 💙🥀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
alpha's bright star 'tk ✓
Fanfiction"Sen mi güzelsin yoksa beklemek mi? Şansın bile yok. Tabii ki beklemek. Ama yalnızca seni." Alfa Kim Taehyung Omega Jeon Jeongguk (Smut uyarısı) başlangıç: 06.01.2019 bitiş: 06.12.2020