8

1K 72 45
                                    

"Yine mi kendini suçlayacaksın?"

Kaşlarımı kaldırdım. Ona hala inanamıyordum. Nasıl her sorunumuzda okları bir şekilde kendisine çevirmeyi başarıyordu?

"Kendimi suçlamıyorum ama seni de suçlamıyorum artık."

Arkasını dönüp gitmek istediğinde heyecanla kolundan yakalayarak gitmesini engelledim. Şu an gitmesine hiçbir şekilde izin veremezdim. Eğer şimdi giderse bir daha asla karşılaşamazdık. Buna engel olacağına adım kadar emindim.

"Beni öylece bırakıp gitme, Cihan."

Yüzünde acı bir gülümseme belirdiğinde ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilemez bir şekilde baktım ona.

"Bırakıp giden sensin, ben değil. Artık bu terk edilmiş psikolojisinde çık bence. Kafanda kendini acımak için bir senaryo kurup durma."

Senaryo falan değildi düşündüğüm şeyler. Aşkımın tükenmesini ben hiçbir şekilde istememiştim. Onsuz hayatımın boka batacağına eminken onu öylece bırakmazdım zaten.

"Sensiz eski, işe yaramaz Aras olacağım, Cihan. Görmüyor musun şimdiden dağılmış haldeyim."

Elleri önce yumruk şeklini aldı ve hemen ardından aceleyle ceplerine soktu. Bana dokunmamak için şu an kendiyle savaş verdiğini anlamak benim için zor olmamıştı.

"Benden ne yapmamı istiyorsun peki?"

"Bu gece benimle kal. Sadece tek bir gece, Cihan. Söz veriyorum çıkacağım hayatından."

Çok fazla çaresiz hissettiğim zamanlardan birisindeydim. Resmen Cihan'a yalvaracak durumdaydım. Ne yaptığımı bilemez bir şekilde, beynimden habersiz yapıyordum tüm yaptıklarımı.

"Hayatımdan çıkman için çabalayan kişi hiçbir zaman ben olmadım, Aras. Bunu benden daha iyi biliyorsun sen."

Karşımda neler söylediği zerre umrumda değildi o an. Sadece teklifimi kabul etmesini istiyordum. Toparlanmam için ona ihtiyacım vardı.

"Lütfen."

"Aras, delirdin mi sen? Nasıl seninle geleyim ben? Ayrıldık biz. Sen kendin ayrıldın hatta. Hatırlamıyorsun galiba. Sana ilişkimize şans ver dememe rağmen bitirdiğin ilişkimizi hatırla."

Kaşlarımı sinirle çatıp yüzüne doğru bağırdım acımı hafifletmek adına.

"Şimdi de yaptıklarımın intikamını böyle mi alıyorsun?!"

Yüzü bir anda beyazlamıştı duyduğu şeyle. Bunun nedeni kesinlikle korku veya sinir gibi bir şey değildi. Cihan bu çıkışıma gerçekten şaşırmıştı anlaşılan.

"İntikam mı?"

Kendiyle konuşuyormuş gibi fısıldadığında bir şey söylemedim.

"Senden intikam aldığımı nasıl düşünürsün sen?"

Benim sinirli sesimin aksine o daha çok kırılmışlık barındıran bir sesle konuşmuştu.

"Aras, sana soruyorum. Nasıl böyle bir şey düşünürsün?"

Haklıydı. Sikik karakterimin yanında her zaman olduğu gibi yine haklıydı. Böyle bir şeyi söylemem bir tarafa, düşünmem bile büyük bir hataydı.

"Cihan... Ben özür dilerim. Öyle söylemek istemedim. Beni reddedince sinirlendim. O yüzden öyle çıktı ağzımdan."

Gözleri yüzümde turladı kısa bir an ve ardından kafasını sallayarak bir şey söylemeden tekrar arkasını döndü bana. Gidiyordu yine.

"Cihan, lütfen beni yalnız bırakma."

Arkasından seslendiğimde bir saniyeliğine duraksadı ama buna rağmen yeniden yoluna devam etti.

"Cihan, lütfen."

Deminkine nazaran kırık bir sesle seslendim bu kez ama durmamıştı yine.

"Ben yapamam. Yalvarırım."

Bu kez kendimin bile haberi olmadan ağlayarak seslenmiştim. Zaten son zamanlar yaptığım şeyleri genellikle haberim olmadan yapıyordum.

Geri dönüp baktığında aptal olduğumu daha iyi hissettim. Salak gibi yolun ortasında ona yalvararak ağlıyordum resmen. Rahatlıkla çekip gitmesine bile izin vermiyordum.

"Tamam."

Yanıma gelip söylediği tek kelimeyle yüzüne baktım aptal bir ifadeyle.

"Ağlama, tamam dedim işte. Gidelim."

Kolumdan tutarak arkasından sürüklediği sırada her şeyi daha yeni idrak ediyordum. Acıyarak benimle gelmeyi kabul etmişti resmen.

Farkına vardığım şeyle kolumu hırsla elinden kurtardım hemen.

"Bana acıma. Gelmene de gerek yok zaten."

Gözlerine meydan okurcasına baktığım sırada kafasını salladı.

"Saçmalama istersen. Seninle gelmemi istedin, ben de geliyorum işte. Hadi gidelim."

"Acıdığın için benimle gelmene izin veremem."

Gözlerimi diktiğim gözleri sulanmaya başladığında kafasını geri atarak derin bir nefes aldı açlıkla.

"Bu halimle sana acımam sence de fazla mantıksız olmaz mı? Seni böyle bırakıp gidemeyeceğimi bildiğin halde hala salak salak acıma bana diyorsun. Kendime bile acımayı bırakmışım ben, sana mı acıyacağım?"

Yanağından bir damla aşağı süzülerken yutkundum.

"Hep öyle olmadı mı zaten, Cihan? Kendine acımadın, kendini boşverdin, kendinle ilgilenmedin ama bana karşı hiçbir zaman öyle olmadın. O yüzden kendine acımadığını söyleyerek beni ikna edemezsin."

Aşk Bile BiterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin