22

655 43 17
                                    

Cihan

Dün gece Yusuf'un bana bakışlarıyla hissettirdiği duygularından sonra bir türlü uyuyamayan beynimi susturmak için her şeyi yapabilirdim. Yusuf'a yaşatacağım acıların vicdan azabı şimdiden boğazıma sarılmış, beni tüm gücüyle öldürmeye başlamıştı bile.

Nasıl davranacağımı, ne yapacağımı bilemez bir şekilde güne başlamıştım. Mutfaktan gelen tıkırtılardan Yusuf'un uyandığını anlayabiliyordum ve bu beni yeterince gergin olmama rağmen daha fazla geriyordu. Onunla karşılaşmak istemediğim için aceleyle üzerime geçirdiğim giysilerin hemen ardından ona gözükmeden çıkmak istiyordum ama tam ayakkabılarımı giyeceğim sırada Yusuf'un sesi beni durdurmuştu.

"Bu şekilde benden kaçmana izin veremem."

Buz kesilmiş vücudum bir tepki veremiyordu resmen. Arkam ona dönük öylece kapıda dikiliyordum bir şey yapmadan.

"Hadi mutfağa gel, kahvaltı edelim birlikte. Hem bazı konuları konuşmamız gerekiyor."

Sesinden korktuğu apaçık belli olsa da sakinliğini korumak için elinden geleni yaptığını anlayabiliyordum.

Birkaç saniye ayakkabılarımla bakışmamın ardından pes edip mutfağa doğru ilerlemiştim.

Doldurduğu çayı önüme bırakıp kendi bardağını sessizce çayla buluşturdu ve ardından ağzının yanmamasına dikkat ederek bir yudum alıp bana dikti gözlerini.

"Bundan sonra benden kaçacak mısın yani? Bugün yaptığından bunu mu çıkarmalıyım?"

Yaptığımın tam olarak bu olmasına rağmen onu üzmemek adına düşüncelerine karşı çıktım.

"Senden kaçmıyordum.  Bugün evden erken çıkmam gerekiyordu sadece ve kahvaltı etmek için bile zamanım yoktu."

Kafasını sallayarak bana inandığını göstermeye çalıştı ama gözlerinden inanmadığını anlıyordum.

"O zaman seni tutmayayım. İşini hallettikten sonra konuşuruz. Tabi bu evden çıktıktan sonra tekrar karşılaşabilirsek."

Kaşlarımın çatılmasına neden olan cümleyi önce kafamda tartıp yanlış anladığımı düşündüm ama tam da anladığım şekilde söylemişti bunu.

"Böyle bir şey yapmam ben, Yusuf. Sırf senden kaçmak adına sana teşekkür bile etmeden buradan gitmem."

Donuk ifadesinin anında yüzünden silinip dolan gözleriyle üzgün bir ifadeye bürünmesi kalbimin sıkışmasına neden olmuştu.

"Gitmeyeceğini söylemiyorsun ama. Teşekkür ettikten sonra gideceksin yani. Doğru mu anladım?"

Sesinin sonlara doğru kısılıp tamamen yok olması yerinde olmayan psikolojimi daha çok bozmaya başlamıştı.

"Ayrı eve taşınacağımı sana en başından söylemiştim zaten. Yusuf?"

Benden kaçırdığı gözlerinin yeniden bana odaklanması için seslenmem işe yaramış olacak ki, gözlerimiz yeniden buluştu.

"Bunun seninle bir ilgisi yok. Ayrı bir eve taşınıp, yeni bir düzen kurmayı ne kadar çok istediğimi sen de biliyorsun."

Kafasını sallayarak gülümsemeye çalışması zaten paramparça olan kalbimin daha küçük parçalara bölünmesine neden olmuştu.

"Taşınacağını biliyordum ama sen bir süredir burada kalınca ben kendimi kaptırdım işte. Gideceğini aklımdan tamamen çıkarmışım. Yeniden hatırlatınca bir tuhaf oldum ama sorun yok. Senin suçun değil bu."

Masanın üzerinde duran elinin üzerine koydum elimi ona destek vermek için.

"Yusuf, ilk zamanlar seni Aras'ın kardeşi gibi tanımıştım ama sonradan seni çok iyi bir arkadaş olarak görmeye başladım. Sana gerçekten çok değer veriyorum. Benim için çok önemlisin ama bana hissettiklerin benim için doğru değil."

Konuşmamın sonlarına doğru çatılan kaşlarıyla elini masadan çekerek dokunuşumdan kurtuldu.

"Doğru söylüyorsun. Aras'ın kardeşi olmama rağmen sana aşık olmam büyük bir hata ama isteyerek olmadı. Ben de nasıl olduğunu anlamadım. Bir anda her şey olup bitti. Yoksa senin ima ettiğin gibi kardeşinin sevgilisine göz koyacak bir şerefsiz değilim."

Masadan sinirle kalkıp arkasını bana döndüğü sırada ben heykel gibi hala yerimde dikilmişti. Söylediklerimi fazla hassas bir şekilde algıladığı için yanlış anlamıştı ve ben bu yanlışı nasıl düzelteceğimi bilemiyordum.

"Yusuf, ben öyle söylemek istemedim. Sen gerçekten yanlış anladın. Ben sadece sana Aras'ın arkadaşı olduğun için değil, kendin olduğun için değer verdiğimi anlatmak istedim."

Öfkeyle parlayan gözleri yeniden benimle buluştuğunda sert bir şekilde yutkunmaktan başka bir şey yapamadım.

"Öfkem sana değil zaten. Öfkem tamamen kendime. Kardeş dediğim adamın sevgilisine aşık olduğumu daha yeni anladım ben. Senin sözlerinle daha yeni algıladım resmen."

Aşk Bile BiterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin