Benim öylesine aşkımın bittiğini iddia ederek hayatımdan hemen çıkarmak için çabaladığım çocuk benim için resmen ailesinden vazgeçmişti. Benim için en sevdiklerini bir daha görmeme riskini kabullenmişti. Cihan benimle birlikte olabilmek için çok şeye karşı göğüs germişti.
İçimi yakan vicdan azabı bunları düşündüğüm her saniye daha da artarak dayanılmaz bir hal almaya başlıyordu artık. Bundan sonra neler hissedeceğimizi, neler yaşayacağımızı merak etmeye başlamıştım. Yeniden denemeli miydik? Bu fedakarlığına karşılık olarak ilişkimize son bir kez şans vermeli miydim? Yoksa son vermişken her şeyi bitirip ailesiyle arasında olan engel olmaktan kurtulmalı mıydım? Ben gerçekten bu kez ne yapmalıydım?
"Kahve."
Kupayı bana uzatmış ve almamı bekliyordu sakin ifadesiyle. Yanıbaşımda sabırla beklemesine rağmen ben hala elimi kupaya doğru kaldıramıyordum. Birkaç saat önce yaşadıklarım fazla ağır gelmişti anlaşılan.
"Doğal gazın parasını yatırmayı unutmuşum, o yüzden kestiler. Hiç değilse kahveyi iç, yoksa üşüyeceksin. Anlaşılan gece baya uzun sürecek."
Almadan beni rahat bırakmayacağını bildiğim için elindeki kahveyi dökmemeye çalışarak aldım. Bunu bekliyormuş gibi hemen ardından fazla beklemeden yanıma oturdu.
"Sabah ben kendime yeni bir ev aramaya başlarım. Ev bulana kadar da geçici bir süreliğine birisinde kalırım."
Donuk sesiyle söylediklerine cevap vermek yerine kahvemden bir yudum alıp kısa bir süre bekledim ama aklıma gelen şeyle tekrar konuştum.
"Hangi arkadaşında kalıcaksın ki?"
"Ortak arkadaşlarımızın birisine giderim işte. Daha doğrusu senin tanıştırdığın ortak arkadaşlarımızdan birisinde."
Kafamı olumlu anlamda sallamaktan başka bir şey gelmemişti elimden o an için.
Birkaç dakika belki de daha fazla bir süre öylece sessizliğimizi koruyarak oturmayı sürdürdük. Odada sadece kahve yudumlama sesleri yankılanıyordu. Eskiden kahkahalarımızla, duygu dolu bağırışlarımız, bazense sadece sevgi dolu fısıltılarımızla süslenirdi bu oda.
Bu hale gelmemizi ben istememiştim. Ne yaşıyorsak hepsini aptal kalbim yüzünden yaşıyorduk.
"Ailenin yanına da gidebilirsin aslında."
Amacım onu iğnelemek, ya da laf atmak değildi. Kalbimden geçen bir şeydi.
"Öyle bir şey olmayacak."
"Aranızdaki tek engelin ben olduğumu söyledin sen, Cihan. Öyleyse onlarla yeniden bir araya gelmemek için hiçbir sebebin yok."
Gözlerini kapatarak birkaç kez yutkundu. Bunu gergin olduğu zamanlar kendini rahatlatmak için yaptığını biliyordum. Demek ki, söylediğim şey hoşuna gitmemişti.
"Onlar sinirden söylediğim şeylerdi, Aras. Gerçek olduğunu düşünmedin, değil mi?"
Alt dudağımı yalayarak kafamı salladım sadece.
"Saçmalama, Aras. Ailem benim sevdiğim adama saygı duymadıkları için onlara resti çektim ben. Yani bana saygı duymadıkları için. Bunun senin suçun olmadığıyla ilgili konuşmak bile anlamsız."
"Ama ben hırsız ve bağımlı şerefsizin tekiydim! Bu bir gerçek!"
Bağırmamın sebebi ona olan öfkem değildi. Benim öfkem sadece kendimeydi. Mal için erkek arkadaşının evini soyacak kadar şerefsiz biri olduğum içindi tüm öfkem.
"Bana bak, Aras."
Ensemden tutarak alınlarımızı sert bir şekilde birleştirdiğinde sadece sustum.
"Bunların hepsi geride kaldı. Geçmişte hatalar yapmış olabilirsin ama şu an onlar sana tamamen uzak. Her şeyin üstesinden geldin sen. Daha iyi bir adam olmak için çabaladın ve sonuca hepimiz şahidiz. O yüzden kendine gel artık."
Gözümden bir damla yaş yuvarlanarak yanağımdan yol çizdiğinde baş parmağıyla ilerlemesine engel oldu. Her zaman güçlü olan taraf olmuştu. Tüm engelleri onun bu kadar güçlü oluşu sayesinde atlatmayı başarmıştık.
"Hadi kendini toparla. Yaşadığım hiçbir şey senin suçun değil. Ben seninle sadece mutlu anlar biriktirdim. Evet, şu an pek öyle anlardan biri değil ama yapacak bir şey yok. Yarından itibaren bizim için farklı bir hayat başlayacak. Bunun için güçlü olmamız gerekiyor."
Belki bir şey hissederim umuduyla dudaklarına uzandığım sırada kendini geri çekti ve bana gülümseyerek baktı.
"Kendini zorlama. Bir şeyi hissetmiyorsan hissetmiyorsundur."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Bile Biter
Short StoryGerçekten böyle olmak zorunda mıydı? Eskiden kendinden daha çok umursadığın insanla birlikte olmak yorur muydu bir insanı bu denli? Kendine nefret etmesine neden olur muydu? Büyük aşkının bittiği düşüncesi aşka olan inancını bitirebilir miydi?