Aşk Bile Biter

35

Aras

Berk benden vazgeçmişti. Ne kadar üzerine gitsem de, kızdırarak gardını indirmesini sağlamaya çalışsam da bana olan aşkını savunmamıştı bu kez. Her fırsatta sevgisini bana güzel bir şekilde hissettiren Berk, artık benden saklamak ister gibiydi resmen.

"Oturacak mıyız böyle?"

Bardan birlikte geldiğim adam mızmızlanmaya başladığında gözlerimi devirdim.

"Sana sikişmek için uygun bir günümde olmadığımı söylemiştim zaten."

Yatakta yanıma iyice sokulup dizimi okşamasıyla sinirlenerek kendimi geri çektim.

"Algılama sorunun mu var senin? Sikişmek istemiyorum. İS TE Mİ YO RUM! Kafan aldı mı? Siktiğimin beyni algıladı mı?"

"Ne bağırıyorsun lan? Sevgilinden falan mı ayrıldın? Ne bu salak tripler?"

Benim senelerdir tanıştığım birisiymiş gibi konuşmasına sinirle karışık bir kahkaha patlatmıştım.

"Sen beni nereden tanıyorsun da, neyi neden yaptığımı biliyorsun? Sevgiliyi sikleyecek birisi değilim ben."

Gülerek söylediklerimin üzerine o da gülümsemişti.

"O zaman neden salak gibi davranıp sevişmemize engel oluyorsun?"

Kaşlarım alayla yukarı tırmanırken dudaklarım ukala gülümsememle süslenmişti bile.

"Sevişme değil o. Bizim yaptığımız sadece sikişmek olur. Sevişme iki kalbin, sikiş iki vücudun arasında olur."

Yüzündeki gülümsemeyi bozmadan karşımda dikilip yüzünü bana yaklaştırdı önemli bir şey söyleyecekmiş gibi.

"O zaman bu sorunun cevabını çok merak ettim. Şimdiye kadar kaç kişiyle seviştin? Sikiştin demiyorum bak, seviştin diye soruyorum."

"Bir..."

Hiç tereddüt etmeden 'bir' söylememin ardından bir es verip düşünceye daldım resmen. Cihan'dan önce Berk'le yaşadığım neydi peki? İki kalbin mi, yoksa iki vücudun mu arasında gerçekleşen bir şeydi?

"Ne oldu? Baya bir düşündün. Kararsız mı kaldın? Oysa az önce kendinden çok emin bir şekilde sevişmeyle sikişmenin farkından bahsediyordun bana."

Onu dinlemeye tenezzül bile etmeden kendi düşüncelerimin içerisinde kaybolmayı tercih etmiştim o an.

"İki kalbin ve iki vücudun sevişmesiydi Berk'le olan. Sevişmesi miydi gerçekten? Biz sadece sikişiyorduk aslında. Kafamız güzelken vakit geçiriyorduk. Bu sevişme olamazdı, değil mi?"

"Berk kim? Eski bir fuckbudy mi?"

Kendi kendime bir şeyleri sonuçlandırmaya çalışırken karşımda duran azgın piçin bir türlü susmaması sinirlerimin gerilmesine neden oluyordu.

"Fuckbudylik ve Berk mi? Hayır, öyle bir şey değildi. Berk benim için önemli biriydi. Değer verdiğim, beni anlayan, beni asla yalnız bırakmayan birisiydi."

"Peki şimdi?"

Lüzumsuz açıklamalarımın üzerine verdiği soru daha çok düşünmeme neden olmuştu. Sahi Berk benim için hala değerli miydi? Hala benim her fırsatta sığındığım arkadaşım mıydı? Dert ortağım deyip sabahlara kadar içerek en derinlerime kadar indiğim kişi miydi hala?

"Şimdi benim için ne olduğunu bilmiyorum."

Yatağa geri oturduğumda ne düşüneceğimi bile bilmiyordum bu kez. Berk'in benden tamamen vazgeçiyor oluşu beni tahmin ettiğimden daha çok etkilemişti anlaşılan.

"Tüm geceyi Berk'in senin için hala önemli birisi olup olmadığını mı tartışacağız?"

"Siktir git buradan!"

Sinirle bağırdığımda önce afallasa bile hemen kendini toparlamıştı.

"Ne diye geldiysem zaten buraya."

"Aynısını ben sana söyleyecektim şimdi. İstemememe rağmen takılıp peşime geldin, üstüne üstlük bir de asabımı bozuyorsun."

Kolundan yakalayarak kapıya sürüklediğim sırada resmen benimle alay etmek için kahkaha atarak saçma sapan konuştu.

"Gidip Berk'le sikiş. Pardon, yoksa seviş mi demeliydim?