Aras
Berk'in benim gözlerimin içine bakarak söyledikleri açıkçası ruhumun acımasına neden olmuştu. Beni ben olduğum için sevdiğine emin olduğum Berk bile benden bıkmıştı resmen. Bir zamanlar etrafımda oldukları için mutlu olduğum herkesi davranışlarım yüzünden birer birer kaybediyordum. Her zaman yanımda olacaklarına o kadar çok emindim ki, onları kırdığımın farkında bile değildim. Hareketlerimin farkına varmaya çalışsam bile yapamıyordum. Birilerini kaybetmek istemememe rağmen geri kazanmak için de bir şey yapmak pek bana göre değildi.
Berk'le kavgalarımızın hepsinin sonunda bir şekilde beni affedip yanımda oluşuna alışan ruhum bu kez beklemekten yorgun düşmüştü. Geçen her gün beni arayacağı umudumu daha çok kaybediyor ve Berk'in beni bıraktığına emin oluyordum.
Elim sürekli telefona gitmesine rağmen yinede onu arayamıyordum. Ulan ben aşık olduğum Cihan'ı bile kavga sonrası toplasan 3 senede 10 kere aramışımdır. Ben kırıp dökmeye alışıktım. Onarmak benim için çok zordu. Kırıp döktüğüm insanlarda açtığım yaraları iyileştirmeyin nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum ben.
Cihan'ın bir anda hayatımdan çıkması, yada benim çıkarmam, Yusuf'un son zamanlarda benden uzaklaşması ve Berk'in, ne olursa olsun beni bırakmayacağına emin olduğum Berk'in bana artık katlanamayıp bırakması yeniden kalbimi hissetmeme sebep olmuştu. Acıyla kıvranan ruhuma kalbimin eşlik etmesi dik kuyruğumu yavaş yavaş indirmeme zorluyordu beni.
"Berk?"
Marketin önünde onu gördüğümde benden izinsiz ağzımdan dökülen kelimeyle beni farketmişti.
"Nasılsın, Aras?"
Eski uzak tanıdadıkların yeniden karşılaşması gibi tepki vermesi içimde biriken öfkeyi körüklemeye başlamıştı bile.
"Gayet iyiyim. Kötü mü olmamı isterdin yoksa?"
Otomatikman ağzımdan çıkan iğneleyici laflara gözlerini devirmişti.
"Kötü olmanı isteyecek birisi olmadığımı biliyorsun zaten."
Biliyordum. Eskiden neredeyse emindim ama iki haftadır beni bir kere bile aramayan Berk'in yine aynı düşüncelerde olduğundan şüpheliydim.
"İki haftaya unuttuğun birisinin iyiliğini umursadığını pek sanmıyorum açıkçası."
Kalbimin heyecanla atmaya başlaması vereceği cevabı fazla merak ettiğimi belli ediyordu.
"Ben senin gibi 3 seneyi bir anda silebilecek güçte değilim."
Karşımdaki kişi Berk miydi gerçekten? Bir gün beni yaralamak için konuşacak biri olacağını aklımın ucundan bile geçirmediğim için beni şaşırtmıştı.
"Üç senelik sevgilimden ayrılmak için kafamı ütüleyen fazla kişi olduğu için olabilir."
Onun bana davrandığı gibi ona tepki vermeme rağmen içimdeki öfkeyi dindiremiyordum.
"İsteseydin ayrılmazdın, Aras. Bir şeyi istediğin zaman başkalarını asla dinlemediğini biliyorum ben. Bana böyle tepkilerle gelme hiç değilse."
"Belki de yanılıyorsundur. Belki de etkilendiğim birisinin laflarıyla hareket ediyorumdur. Nereden biliyorsun bunu? Nasıl emin olabiliyorsun?"
Konuşmanın sonunda onu üzeceğimi bildiğim halde kendimi frenleyememeye artık alışmıştım. İstemesem bile o kalp kırılacaktı.
"Yapma."
Sessiz çıkan sesi kalbimi gerçekten sızlatmıştı.
"Sinirlendiğim zamanlar gözümün hiçbir şeyi görmediğini biliyorsun, Berk."
Toparlamaya başladığım sohbet onun söyledikleriyle tekrar dağılmıştı.
"Sinirlendiğin zaman karşındaki insana hiç merhamet etmediğini biliyorum zaten. Hatta bir ara alışmıştım buna ama artık bundan bıktım, Aras. Buna daha fazla katlanamıyorum. Her defasında beni aşağılamana dayanamıyorum."
Hızlı nefesler eşikliğinde sinirle söyledikleri yüzünden hemen karşı atağa geçmişti.
"Bu kadar kısa zamanda ne yaptım da yoruldun lan? Üç senedir benim her kahrımı çeken, bir kere bile olsun benden bıktığını ima bile etmeyen adamdan ayrılmam için kafa ütüleyen sen hemen benden bıktın mı? Ulan madem katlanamayacaktın ne diye ayrılmam için beni doldurup durdun? Neyim ben, oyuncak mı? Elinde istediğin gibi kontrol ettiğin bir oyuncak mıyım ben?"
Gözlerine hücum eden yaşlar bu kez üzüntüden değil, tamamen sinirdendi.
"Gelip benimle birlikte olmak istiyordun geri zekalı. Ben her seferinde seni geri göndermeseydim defalarca Cihan'ı aldatacaktın zaten. Ben kendim için ayrılın demiyordum."
İşte şimdi elime inanılmaz bir koz vermişti. Alaylı gülümsememle süslediğim yüzüme imalı sesimi ekleyip konuşmaya başladım.
"Hani Cihan'la ben uyumsuztuk? Cihan beni başka birisi yapmaya çalışıyordu? Eski Aras'ı özlediğini her Allah'ın günü söyleyen sendin lan. Sırf vicdanın rahat etsin diye onunla ayrılmamı istedin. Onunla ayrılırsam gönül rahatlığıyla benimle sikişeceğini biliyordun çünkü."
Biraz yüksek çıkan sesimle hızla gözlerini etrafta gezdirdi ve birilerinin duymadığına emin olduktan sonra son cümlesini söyleyip yanımdan geçip gitti.
"Ben senin gibi iyi birisi olduğumu, doğru hareketler yaptığımı savunmuyorum zaten."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Bile Biter
Cerita PendekGerçekten böyle olmak zorunda mıydı? Eskiden kendinden daha çok umursadığın insanla birlikte olmak yorur muydu bir insanı bu denli? Kendine nefret etmesine neden olur muydu? Büyük aşkının bittiği düşüncesi aşka olan inancını bitirebilir miydi?