Yusuf
"Ben ev buldum."
Duyduğum cümle ağzımdaki lokmamı çığnememe engel olurken şoktan çıkmakta zorluk çekiyordum.
"Nasıl ev buldun? Bunu konuşmuştuk biz. Hani burada yaşayacaktın?"
Cihan çatalı ağzına götürürken kafasını salladı usulca ve hemen ardından lokmasını hızla çiğneyerek yutup lafa başladı.
"Geçici olarak burada yaşayacağımı söylemiştim zaten Yusuf. Hem sana daha fazla yük olmak istemiyorum."
Sanki ona olan duygularımdan habersizmiş gibi rahatlıkla konuşması kalbimin incinmesine sebep olmuştu. Ben onun evin içindeki varlığıyla mutlu olmaya alışmışken o hiçbir şey yok gibi çekip gitmek istiyordu.
"Gitmene gerek yok. Sen bana yük olmuyorsun. Taşınsan kirayı yetişdiremeyeceksin. Benim kiraya ortak olmana izin veririm istersen. Sen de fazla kira ödemekten kurtulursun hem."
Umutla gözlerine diktiğim bakışlarım hayır cevabını kaldıramayacaktı. Ben ona çok fazla alışmıştım. Sesine, kokusuna, geceleri evin içinde yürürken çıkardığı seslere bile alışmıştım.
"Yalnız yaşamayacağım. Benden başka iki kişi de olacak. Kira konusunu üçümüz beraber halledeceğimiz için kolay olacak."
Resmen her şeyi benden habersiz planlamıştı ve bana bunu her şey bittikten sonra haber veriyordu.
"Ne zaman taşınacaksın peki?"
Kolasından bir yudum alırken gülümseyerek bana baktı.
"Yarın."
"Yarın mı?"
Kalbim duyduğu cevapla çarparken beynim çoktan depresif ruh haline geçmişti.
"Bu kadar erken mi?"
"Evet, bir an önce düzeni kurmak istiyoruz. Biliyorsun dönem ortası zor oluyor taşınma işleri."
Ruhumun acıyla debelenmesi sinirlerimin de bozulmasına neden oluyordu. Kalbim neler olduğunu anlamadan parçalara ayrılmıştı bile ilk dakikadan.
"Bunu bana şimdi mi söylüyorsun sen? Yarın taşınıyorsun ve benim bundan şimdi mi haberim oluyor Cihan? Gideceğin günden bir önceki günün akşam yemeğini mi bekledin konuşmak için?"
Hala çatalı elimde sıktığımı elimi tuttuğunda farketmiştim.
"Böylesinin daha iyi olacağını düşündüm."
Üzgün bakışları yüzümde turladığında elimi sert bir hareketle elinden kurtardım.
"Ne söyleyeceğim, ne hissedeciğim umrunda olmadan çekip gidecek misin gerçekten?"
Sinirle ayağa kalktığımda sakinliğini koruyarak karşımda dikildi.
"Yusuf, lütfen böyle yapma. Zaten bir gün taşınacaktım buradan. Bunu ikimiz de biliyorduk."
Gerçekten neler hissettiğimin farkında değil miydi Cihan? Karşımda dikilmiş gözlerimin içine bakarken bile bakışlarında hiçbir duygu yoktu.
"Anlamıyorsun. Anlamayacaksın zaten."
Yanından geçip gitmek istediğimde arkadan bana sarılarak gitmemi engelledi. Vücudum anın şokuyla gerilirken enseme vuran nefesi ufaktan mayıştırıyordu.
"Anlıyorum. Anladığım için gidiyorum zaten. Aşkın seni zehirlemesinden korktuğum için, seni benden korumak istediğim için gidiyorum."
Tenime dokunan teni, ruhumu okşayan nefesi yüzünden söylediklerine dikkatimi bir türlü veremiyordum ama anlamlandıramasam bile söylediklerini duyuyordum.
"Ne demek istiyorsun?"
Ondan ayrılıp yüzüne bakmak istediğimde kollarını karnımın üzerinde daha da sıkılaştırıp buna engel oldu. Omuzuma bastırdığı çenesi hareket etmeye başladığı sırada sessizce onu dinledim.
"Ben sana sığınıyorum. Bunun farkına vardığım andan beridir kendime gelemiyorum. Ben resmen Aras'ın bende açtığı yaraları sarmak için senin aşkına, kalbine sığınıyorum. Bunu sana yapamam ben Yusuf. Bunu sana yapmaya hakkım yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Bile Biter
Short StoryGerçekten böyle olmak zorunda mıydı? Eskiden kendinden daha çok umursadığın insanla birlikte olmak yorur muydu bir insanı bu denli? Kendine nefret etmesine neden olur muydu? Büyük aşkının bittiği düşüncesi aşka olan inancını bitirebilir miydi?