16

734 49 46
                                    

Aras

"Kalk şu ağrı kesiciyi iç artık."

Sessizce gittiğinde beni artık rahat bırkacağına sevindiğim Berk elinde boktan bir ağrı kesiciyle tekrar geri gelmişti. Ve şimdi de onu bana yutturmak için 10 dakikadır kafamı ütülüyordu.

"Sen siktirip gitseydin benim zaten başımın ağrısından geriye bir bok kalmayacaktı."

"Aras, 10 saniyeni alacak sadece. İçsene şunu."

Avuç içinde duran ilacı bana tekrar uzattığında elini itekleyip ilacın yere düşmesine neden oldum.

"Bana bakıcılık yapmaya çalışma artık!"

Sinirle bağırdığımde bunu beklemediği için sıçrayıp geriye bir adım attı ama ardından diğer elinde tuttuğu su dolu bardağı sinirle yere vurdu.

"Sadece şu siktiğimin ilacını iç dedim! Salak tripleri girip canımı sıkma benim. Şimdiye kadar sustuysak korkumuzdan susmatık Aras. Kendine gel artık. Kimse senin götünde dolanmaya meraklı değil. Bir gün gitmeyeceğini düşünerek siktiri çektiğin herkes gözünü kırpmadan çekip gidecek. Kimse vazgeçilmez değil."

İçinden geçenleri öfkeyle dudaklarından dökerken yattığım yere iyice yayıldım.

"Kimseye götümde dolansın diye yalvarmadım şimdiye kadar. İsteyen kalır, istemeyen siktirir gider."

Arkamı ona dönerek yastığıma iyice sokulduğum sırada omuzuma koyduğu eliyle sinirle omuzumu oynatarak dokunuşundan kurtuldum.

"Kimsenin lüzumsuz merhametini de ihtiyacım yok."

Söylediğim cümlenin üzerinden birkaç saniye geçtikten hemen sonra arkamda hissettiğim hareketlikten yere çömeldiğini anlamıştım. Zaten bunu yapacağını tahmin de etmiştim ama sonrasında saçlarıma daldırdığı parmaklarını asla tahmin edemezdim.

"Özür dilerim. Bir anda sert çıkıştım."

Kaşlarım anlamadığını belli ederek çatıldığı sırada yüzümü ona taraf döndüm.

"Özür mü diliyorsun?"

Kafasını salladı yüzündeki durgun ifadeyle.

"Zor dönemden geçtiğini bildiğim halde üzerine geldim."

İşte bu cümle fazla komikti. Benim her hatamı zor dönemden geçtiğimi düşünerek görmezden gelen etrafımdaki insanlar bana iyilik yaptıklarını sanıyorlardı ama bu beni bencil bir herif yapmaktan başka bir boka yaramamıştı.

"Beni bu kadar alttan alman çekici gelmiyor."

"Ha?"

Şaşkın bakışları gülümsetmişti beni. Ama bu alaycı bir gülümsemeden tamamen uzaktı.

"Diyorum ki, beni etkilemeye çalıştığının farkındayım. Aptal olabilirim ama bu derece aptal olduğumu düşünmen beni üzdü açıkçası."

Gülerek söylediklerimi hala hazmedemediğini yüzündeki değişik ifadenin yerini korumasından anlıyordum.

"Ama yapma, Berk. Beni etkilemeye çalışma. Böyle iyiyiz işte, buna gerek yok. Hırgürlü arkadaşlığımız gayet iyi bence. Bunu bozmaya gerek yok."

Gözünü kırpmadan dikkatle söylediklerimi dinledi önce. Her lafımı yutkunarak kafasıyla onaylaması iyi miydi, kötü müydü bilmiyordum ama hiç değilse onaylıyordu.

"Anladım."

Çömeldiği yerden kalkıp bakışlarını odada şaşkınca turlatdı önce. Ardından sahte olmamasına baya özen gösterdiği gülümsemeyle bana baktı.

"Saat çok geç oldu artık. Ben gitsem daha iyi olacak. Hem uyumak istiyordun sen de."

"İstersen burada kalabilirsin. Ben burada uyuyacağım herhalde, hiç kalkasım yok çünkü. Sen içeride uyuyabilirsin.

Cebinden ne zaman çıkardığını anlamadığım telefonu parmakları arasında tam tur döndürerek bana baktı.

"Cihan'la senin odanda mı?"

Cevap vermemi beklemeden kafasını salladı.

"Hayır, gerek yok buna. Eve gitsem daha iyi olur."

Odadan çıkmak için ilk adımını attığında hemen sesimle durdurdum onu.

"Berk, biz aşk insanı değiliz. Bunu ikimiz de en başından birbirimize söylüyorduk zaten. Gördüğün gibi aşkla yapamıyorum ben."

Konuşarak ayağa kalkıp yanına gittim ama o da birkaç adım gerileyerek aramızdaki mesafeyi kapatmama izin vermedi.

"Aşk insanı olmayabiliriz ama duygusuz birer robot da değiliz. Kendi adıma konuşayım en azından ben öyle değilim. Neyse iyi geceler sana."

Aşk Bile BiterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin