Gözlerimi açtığımda Dalyan uyuyordu karnım çok acıktığı için hemen yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım mutfağa gittim. Zaz - Je veuj şarkısını açmış elimde maşayla sigara böreğini dürtüklerken diğer yandan kalçamı sallayıp şarkıyı söylüyordum bacaklarımla ritim yapıp başımı sallayarak şarkıyı söylemeye devam ederken serçe parmağımı sandalyenin köşesine vurmamla acı bir çığlık atıp tek ayak üstünde zıpladım elimde maşayla kim bilir ne komik görünüyordum? Tek ayak üstünde zor dururken sendeledim ve az kalsın suratım zeminle bütünleşecekken tam o sırada kolumdan tutulup çekilmem ve kalın kolların arasında olmam bir olmuştu, elimde maşa havada kalmış ağzım bir karış açık onun delici bakışlarına bakıyordum şaşkınlıktan ve utanç yüzünden hem yanaklarım kızarmış hemde konuşamıyordum tek kaşını kaldırdı ilk konuşan o oldu baktı ki ben öküzün trene baktığı gibi bakıyorum hayır gelmeyeceğini anladı ve iç çekti. "Daha dikkatli olamaz mısın? Bir yerine birşey olabilir"
"Şey ben, valla nasıl oldu anlamadım bir anda..." maşalı olan elimi oynatmamla üzerindeki yağ tabakası tişörtüne ve yüzüne bulaşınca alt dudağımı ısırıp tek gözümü kapatarak yüzüne baktım, dudaklarını büzüp gözlerini kapattı ve tekrar iç çekti.
"İşte çok harika oldu, sigara böreği yerine beni kızartıyorsun" dedi sinirlenmeyip tam tersine gülümsemesi beni şaşırtmıştı gözlerimi sıkıca kapattım, eli sırtımı daha sert kaplayınca nefesimi titrekçe verdim ve yine tek gözümü açıp yüzüne çocuk gibi baktım.
"Özür di-dilerim istemeden şey oldu" deyip yanaklarım kızarmaya başlayınca yutkundum ve boşta kalan elimle onu hafifçe itip hemen uzaklaştım ve arkamı dönerek sigara böreğini dürtüklemeye başladım içimde oluşan heyecan utanç ve korku beni öldürmüştü ayaklarım titriyor kalbim göğüs kafesimden fırlayacak gibi atıyordu.
"Çok acıktım, ne zaman hazır olur bayan sevimli sakar?"
"Hemen hazır olur çok az kaldı" deyip ellerim titremeye başlayınca oflayarak pişenleri tabağa koyup masaya bıraktım bir kaç tanesi tabaktan düşünce hafifçe sinir çığlığı atıp tabağa geri koydum, arkamdan kıkırdama sesi duyunca kaşlarımı çatarak ona baktım. "Resmen sakatlığımla alay edip utanmadan gülüyorsun bir de"
"Ne yapacaktım başka?" deyip tek kaşını kaldırarak bana doğru gelmeye başlayınca tedirgince etrafıma bakındım sıkıştığımı anlayınca çenemi dikleştirip ellerimi belime koydum ve yüzüne tehditkar bir şekilde baktım.
"Bir adım daha sakın atayım deme"
"Neden yoksa utanıyor musun?"
"Senden mi? Neden utanacak mışım?"
"Böyle konuşurken bile tedirginsin belli ki seni heyecanlandırmaya başladım artık"
"Hiçte bile! Ayrıca neden senden heyecan duyayım ki? Senle ne alakası var" deyip tek kaşımı kaldırdığımda kaşlarını çatıp dişlerini sıktı ve bir anda kolumu tutup çekmesiyle şaşkınlıklığım ve utancımdan öylece kalakaldım.
"Beni görünce heyecanlanıyorsun, ve beni seveceksin tıpkı benim sana olan sevgim gibi biliyorum sende beni istiyorsun ama inkar ediyorsun ama biliyorum, daha fazla bu gerçeği saklama? Allah'ın bildiğini kuldan saklama ayrıca o gece zaten kendini belli ettin? Yalan söyleme artık" dediğinde yutkunup geri çekildim ve tedirgince masayı işaret ettim.
"Çok aç olduğunu söylemiştin" dudaklarını kıvırıp gülümsedi ve gözlerini bir saniye kapatıp açtı gözlerini gözlerime sabit tuttu.
"Söyleme bakalım, senin kadar inatçı olduğumu biliyorsun elbet bir gün söylemek zorunda kalacaksın beni sevmeye başladığında seni seviyorum demeni...tıpkı içki yüzünden kendinden geçip inleyerek beni sevdiğini söyleyeceksin"
🌸
Veranda da oturmuş çayımızı içerken yan yan ona bakıyordum hiç pes etmeyişi, inadına üzerime gelmesi beni yoruyordu nereye kadar böyle devam edecekti bilmiyordum ama inkar etmiyorum kıskançlık ve heyecan hissettiğim oluyor ama nedenini bilmediğim bu duyguları hissetmek beni korkutuyordu, aklıma gelen soruyla dönüp ona baktım. "Daha ne kadar beni esir tutacaksın burada?" dediğimde gülümseyip bana baktı, o dudaklarının kenarındaki gamzelere gözüm takıldığında içimde bir ürperti hissetmemle bakışlarımı kaçırdım.
"Gitmek mi istiyorsun? Yoksa benimle savaşmayı bırakıp birazdan çocuk gibi yalvaracak mısın?"
"Hayır yalvarmayacağım!" diye cırlayıp ayağı kalktım oda ayağı kalktı ve kolunu omzuma attı sinirle ittim bende, içeri girdiğimizde iç çekerek fincanı lavabonun içine koydum ve ona döndüm. "Cidden çok sıkıldım işime ve evime geri dönmek istiyorum"
"Az önce yalvarmam diyordun?"
"Bu başka bu sadece bir rica, gerçekten çok sıkıldım" dediğimde dudaklarını büzdü önce ardından kolunu duvara yasladı bir bacağını diğerinin üzerine atıp kollarını göğsünde kavuşturunca sabırla bekledim bende, tek kaşını kaldırıp hem tehlikeli hem arsız bir şekilde yüzümde dolaştırdı gözlerini.
"Tamam seni şimdi eve götüreceğim" dediğinde gülümseyerek ellerimi yumruk yapıp salladım. "Ama..." dediğinde gözlüklerimi itip kollarımı göğsümde bağladım ve suratım asılmış bir şekilde yüzüne baktım.
"Ama ne?"
"Benimle yemeğe çıkarsan" dediğinde inkar etmek için tam karşı çıkacakken, elini havaya kaldırıp susturdu.
"Bir düşün bence, eve ve işine kavuşma istiyorsan benimle yemeğe çık. Bu zor birşey değil, senden başka birşey de istemiyorum gerçi istesem vermezsin" dediğinde dudakları arsızca yukarı kıvrıldı yanaklarım pancar gibi yanınca bakışlarımı kaçırıp başımı eğdim ve sinirle ofladım evime ve işime gitmeyi özlemiştim ayrıca Ecem'i de çok özlemiştim bu monoton hayat bana göre değildi çok sıkılıp bulanıyordum, oflayarak tekrar bakışlarımı ona çevirip yüzüne sinirle baktım.
"Tamam kahrolası, tamam!" dediğimde alayla gülümseyip kaşlarını havaya kaldırdı.
"Neye tamam?"
"Tamam işte uzatma!"
"Ama neyi uzatmayayım?" dediğinde sinirden bir çığlık atıp ofladım.
"Tamam seninle yemeğe geleceğim!" diye bağırıp yüzümü asarak kollarımı göğsümde kavuşturdum tekrar, bana yaklaşıp burnuma hafifçe dokundu.
"Seni sekizde alırım, şimdi hazırlanıp gidelim benimde şirkette işlerim vardı zaten aksatmaya gelmez"
🌸
Ecem'le beraber şirketi alan talan etmiştik, bir yandan çalışıyorduk diğer yandan olan bitenin hepsini ona anlatmıştım şaşkına girmiş ama benim adıma sevinmişti. Kendisinin de boş olmadığını Çınar'a bakarken görüyordum sonra ona aşık olduğunu bana söylediğinde bende onun adına çok sevinmiştim hatta bir olay olmuştu onu da bana anlatmıştı gözlüklü bir çocukla kavga ederken Çınar yanına gelmiş Ecem'e işi konusunda emir verirken Çınar Ecem'i korumuş o kişinin haddini bildirdiğini söylemişti. Dosyaları odaya gönderip gözlüklerimi iteleyip Nedim beyin istediği evrakları almak için tekrar depoya yöneldiğimde telefonuma mesaj geldi açıp okuduğumda içim sıkılmıştı.
Ben sana sen benim özel asistanım demiştim neden Nedim'e dosya götürüyorsun?
Sen nereden biliyorsun?
Diye sorup oflayarak asansöre bindim, ikinci katta durunca kaşlarımı çattım ama gördüğüm kişiyle karşılaşınca hiç şaşırmamıştım ve iç çektim. "Herkesi bir odada toplayıp senin bana ait olduğunu sadece bana çalışacağını söylesem iyi olacak"
"Adam benden rica etti bende saygıda kusur etmeyip götürdüm ne var bunda?" dediğimde iç çekip ellerini cebine soktu ve dişlerini sıktı.
"Bu akşam hazır ol"
"Emri ferman yüce Daylan beyimdir!" diye dalga geçip yüzümü astım asansör durunca ikimizde çıktık ve dosyaların bulunduğu odaya girip içinden evrakları çıkardım önüme dönmemle göğüs göğüse çarpıştık ve titrekçe nefes alıp verdim. "Sen sürekli karşıma çıkıp burnumun dibine girmek zorunda mısın? Kasten mi yapıyorsun yoksa beni utandırmak için mi?"
"Belki biraz ondan, biraz da diğerinden"
"Neden belki ondan belki diğerinden?" diye sorup kollarımla evrakları sıkıca sardım arkasındaki kapıyı kapatıp iri cüssesiyle beni daracık odanın duvarına kıstırdı ellerini duvara dayayınca bir adımlık mesafe de ortadan kalkmış şimdi bir nefeslik uzağımda duruyor, kalbim bir anda coşar gibi hızla çarpmaya ve terlemeye başlıyordum.
"Kasten yapıyorum çünkü beni ne kadar görürsen belki bana karşı farklı hissedersin diye, diğer türlü ise bu yanakların..." elini yanağımda gezdirip şefkatle okşayınca titredim gözlerimi kapamamak için direndiğimde gözleri koyulaştı. "Çocuk gibi pembe pembe olduğunda ne kadar tatlı ve güzel olduğunu bir bilsen...şuan işkence çekiyorum sevimli? Hem masumiyetinle hemde güzelliğinle, hemde tecrübesiz olmana rağmen beni bu denli tahrik etmene de, hemde hırçınlığınla, her şeyinle beni öldürüyorsun"
"O - o zaman uzak dur" diyebildim titrek nefesle kekeleyerek, biraz daha yaklaştı.
"Sorun da bu güzelim, istesem de yapamam yapmamda! Seni ilk gördüğümde büyülendim Ela...tatlı bir rüyanın içindeyim senden tek isteğim beni biraz sevmen, ve bu güzel rüyayı bozmaman" dediğinde kaşlarını çatıp üzgün gözlerle yüzüme baktı, gerçekten gözlerindeki hüznü görebiliyordum ve beni böyle sevmesine çok şaşıyordum? Kimse annemden başka bana böyle şeftali, sevgiyle bakmamıştı ve bu hisleri hele ki bir erkekte hissetmek çok daha başkaydı. Bu sözleri üzerine titrekçe nefes alıp verdim kalbim kulaklarımda gümbür gümbür atarken heyecanla kafamı kaşıdığım sırada evrakları yere düşürdüm kollarımda taşıdığımı unutmuştum tabi Dalyan bunu fırsat bildi ve hemen işe koyuldu. "İtiraf et heyecanlanıyorsun kollarında taşıdığın şeyleri unutacak kadar, aklın gidecek kadar heyecan yapıyorsun kabul et artık...ve inkar etme? Sana dokunduğumda titriyorsun sende hissediyorsun o arzuyu"
"Hiçbir şey hissettiğim yok" diye yalan söyleyip yere eğilirken çenemi tutup kendisine baktırdı.
"Yalan söyleme bana sevimli, gözlerin hiç öyle demiyor" dediğinde elini itip yere eğildim ve evrakları alıp tekrar yerimde doğruldum yanaklarım kızarmaya başlayarak bakışlarımı kaçırdım.
"Gidebilir miyim? Gerçekten işim var"
"Öyle olsun bakalım...illa ki o inadını kıracağım ve ördüğün duvarlara sızacağım ve sonsuza kadar benim olacaksın bunu sakın unutma" deyip kenara çekildi ben kaçar adımla kapıyı açıp hızla uzaklaştığımda oda başını iki yana sallıyordu.
🌸
"Imm hayır buda olmadı çok bol göründü" diyen Ecem'e omuzlarım düşük bön bön bakıyordum yemeğe çıkan ben miydim kendisi mi belli değildi? Benden heyecanlıydı. Oflayarak elime siyah diz kapağına gelen kısa bir elbiseyi elime alıp süzdüm kalın tek askısı vardı daracıktı elimde onu sallayıp bıkkınlıkla gösterdim.
"Bunu giyeceğim ve artık uğraşmayacağım" deyip üzerimdeki ten rengi elbiseyi çıkardım ve onu giydim boynumda yine gül kolyem vardı ona uygun renkte kırmızı ayakkabı geçirip aşık suratla baktım. "Nasıl?"
"Çok güzel oldu" deyip ellerini çırpıp ayağı kalktı ve gülümseyerek kollarını sıkıca bana doladı. "Ben sana demiştim karşılıklı bir kalp var diye, bak falında çıktı"
"Of Ecem işimiz senin saçma falına kaldıysa ohooo" deyip dalga geçerek yanından geçtim beraber mutfağa girdiğimizde alayla gülümsedi.
"Ama dediğim çıktı, bunu sakın inkar etme can kuşum tamam mı?" dediğinde bezginlikle elimi boğazıma götürüp iç çektim, oda iç çekince gülümseyerek omzunu sıvazladım.
"Çınar ve senden ne haber? Bugün bir şey oldu mu?"
"Valla adama deli gibi aşığım oda aşık mı bilmiyorum? Ama sürekli bana bakıyor, kıskanıyor, jestler yapıyor aaay çok tatlı yeşil gözlüm" dediğinde ikimiz de aynı anda güldük o sırada kapı çalınca stres içine girmeye başlayarak nefesimi düzene sokup kapıya ilerledim Ecem arkamdan alay edince ofladım. "Heyecan etmiyorum, umursamıyorum diyene bak?"
"Kes valla ağzına sıçrarım"
"Ağzıma sıçramana gerek yok sen o ilkini zaten Dalyan beye teslim etmişsin"
"Ecem var ya..." güldüğünde kapı tekrar çalınca iç çekip açtım, karşımda yine siyah smokinini giymiş heybetli bir şekilde duruyordu bir anda kalbim yerinde coşmaya başladı nefesim tıkandı ellerim ayaklarım titremeye başlayınca gizlemeye çalıştım onun da gözleri koyulaşmış beni baştan aşağı süzerken dişlerini sıktı Ecem öksürerek içeriye koşar adımla gidince tedirgin bir şekilde başımı kaşıdım. "Şey...hoş geldin"
"Pek hoş bulmadım" dediğinde gözlerim büyümüş yanaklarım kızarmaya başlayarak gözlerine bakmıştım.
"Ne yoksa kötü mü olmuşum? Aslında bu elbiseye içim sinerek alıp giydim gerçi gideceğimiz yeri sen söylemeyince bende nasıl giyinirim diye düşündüm ama suç senin? Bana söylemedin nereye gideceğimizi kesin hafif kadınlar gibi görüneceğim senin..." gülmeye başlayınca susup kaşlarımı çattım, eliyle ağzını kapatıp kıkırdağında ağzımı şaşkınlıkla açıp ellerimi belime koydum. "Sen neden bana gülüp duruyorsun?" diye sorduğumda gülmeyi kesip bana yaklaştı bir nefeslik uzağımda dururken yanaklarım kızarmış geriye gitmek için adım atarken elini hemen sırtıma koyup gitmeme engel oldu, derin bir iç çekip tekrar o buz renkleri öfke kıvılcımı saçınca irkildim.
"Aksine güzelim çileden çıkaracak kadar güzel olmuşsun, deli ettirecek kadar güzel olmuşsun...ve şuan ateşle oynuyorsun" dediğinde gözleri koyu maviye dönünce tedirgin bir şekilde bakışlarımı kaçırdım.
"O zaman neden güldün?"
"Sen makinalı tüfek gibi anlatmaya başlayınca dinlemek istedim"
"Makinalı tüfek ha?"
"Senin gibi hırçın işte"
"Neyse...gidelim mi artık?" diye sorunca kaşlarını çatıp tekrar üzerimi süzdü ve dişlerini sıktı.
"Bu halinle mi? Heryerin görünüyor!"
"Nerem görünüyor Allah aşkına? Ayrıca sen bana karışamazsın ne sıfatla bana karışma hakkını kendinde buluyorsun?"
"Sevdiğim kadın olarak, sevdalım olarak, aşkım olarak bu sıfatı kendimde buluyorum canım üstelik sonsuza kadar benim olacağını söyledim!" deyip oflayarak elimi tuttu, kapıyı arkamdan çekecekken Çınar'ı görmemle ikinci şoka girdim spor giyinmiş bir şekilde bize bakıyordu onun bu ciddi görünüşünün altında eşofman üzerinde kalın kazak ve mont ve kasket takmış halini görmem bir kere daha şoka uğramama neden olmuştu çünkü onu sürekli ciddi ve takım elbiseli görmekle böyle görmek arasında fark yaratıyordu.
"Hoş geldin Çınar"
"Hoş buldum Ela, şey soracaktım Ecem içeri de mi?" diye sorunca kaşlarımı kaldırıp dudaklarımı yaladım gülümsememi engelleyip başımla onayladım.
"Evet içeride"
"İyi, biraz vakit geçirmek için dışarı çıkacaktım onun da gelmesini istedim" deyip hemen yanımızdan uzaklaşınca kıkırdayarak Daylan'ın yanına gittim Dalyan da onun gözlerindeki Ecem'e olan bakışlarını görünce oda benim gibi kıkırdayıp yanıma gelmişti.
"Hiç evlenemem diyen adama bak, resmen Ecem'i gözleriyle yiyip bitirecek"
"Bende fark ettim ona olan bakışlarından, korumacılığından...bence ikisi de birbirine aşık ama söylemeye çekiniyorlar yada doğru bir zaman da söylemeyi bekliyorlar? Birbirlerine çok yakışıyorlar"
"Bizde öyle" deyip elini yanağıma koyunca iç çekip titrekçe verdim. "Gel artık inat etme ne hissettiğini söyle"
"Gerçekten bu konuyu kapatalım mı? Yoksa seni ekmeye kalkacağım"
"Söz verdin bir kere, dönmek istesen de ben durdururum seni ya güzellikle, ya zorla"
"Zorba!" diye cırlayıp arabanın kapısını açıp bindiğimde gülümsediğini gördüm.
🌸
Dalyan Kayaoğlu.
Her ne kadar onu evime götürüp kollarımın arasına alıp yatıp uyumak istesem de, o güzel sıcaklığının içimi ve vücudumu yakmasını istesem de karşı çıkacağını biliyordum. Yemeğin ardından beraber Bebek sahilinde dolaştık, kenarında kestane satanı gördüğümüzde banka oturup çayımızla beraber manzaraya karşı yiyip içip kalktık, ne zaman yanımızdan erkekler geçse de onu kendime çekerek ölümcül bakışlar atıyordum tabi o bunları görmüyordu. Onu evinin kapısına kadar eşlik ettiğimde gülümseyerek ikimizde arabadan indik, gözlerini benden kaçırıp o yüzünü tatlı gösteren gözlüklerini iteledi. "Bıraktığın için teşekkür ederim"
"Teşekkürünü kabul etmiyorum" dedim eğlenmeye başlayarak, kaşlarını havaya kaldırıp tatlı bir şaşkınlıkla yüzüme bakınca onu o an arabanın içine sokup evime götürme isteğimi zorla dizginledim.
"Neden kabul etmiyorsun?"
"İtirazım var"
"Neye?"
"Herşeye"
"Ne gibi herşeye örnek verir misin?"
"Mesela beni sevmemene, bana karşı çıkmana, beni itmene itirazım var" dediğimde yanakları pembe pembe oldu ve dudaklarını yalayıp gülümsemeye çalıştı.
"Güzel bir geceydi"
"Gece böyle sonlanacak yani?"
"Nasıl bitmesini istiyorsun ki?"
"İnsan bir çay kahve ikram eder?" deyip sahte öfkemle yüzüne baktığımda başını kaşıdı ve omuzunu silkti.
"Peki, bir kahve içeriz" dediğinde zaferle içimde coşku patlarken dışarıya sadece normal halimle karışılık verdim.
🌸
Ela Elmas.
Kahveyi yapıp karşılıklı oturduğumuzda sessizlik hakimdi o bana bakıyor bense utanarak bakışlarımı kahveme sabitliyordum aramızdaki bu çekişmeye bende şaşırıyordum onu ilk gördüğümde olan öfkem şimdi nedense heyecana, utangaca, hızlı hızlı kalp çarpmasıyla engel oluyordu bakışlarını kahveye çevirince çaktırmadan ona baktım, kirli sakalları biçimli kavisli kaşları erkeksi yan profili o gür dalgalı saçları ve parlak buz rengi gözleriyle efsane bir kıza aşk acısı çektirecek kadar yakışıklıydı istesem de kendimi ondan bakmaktan alamıyordum bakışlarını tekrar bana çevirince hemen başımı eğip kafamı kaşıdım kalbim son hızla atmaya devam ederken ellerim titremeye başladı fincanımı alıp bir yudum aldığımda bakışları keskinleşti en sonunda bu sinir bozucu sessizliği o bozmuştu. "Böyle susup oturmaktansa bir müzik açalım? Keyfimiz yerine gelsin"
"Bana uyar" dedim gülümseyerek, telefonunu çıkarıp bir müzik açtı, Erol Evgin & Sıla - Ateşle Oynama şarkısı çalarken birbirimizin gözlerinin içine baktık yüzünde bir an hüzün bir an umut kıvılcımlarını görünce kalbime sızı girdi kaşlarımı çattığımda derin nefes alıp verdi.
"Gerçekten Ela...bana karşı hiç mi birşey hissetmedin? İlk günden bu yana hiçbir değişiklik görmedin mi?" diye sorunca iç çektim, başımı iki yana salladığımda alayla gülümsedi. "Bana yalan söyleme"
"Sanırım bir şişe şarap içsek çok güzel olacak" deyip ayağı kalktım buzdolabına gidip iki kadeh çıkardım, şarap bardaklarını tokuşturup içmeye başladığımızda gözlerinde şeytani bir bakış belirdi.
"Bir oyun oynasak sana uyar mı?"
"Nasıl bir oyun?" diye sordum ve şarabımdan üç yudum aldım.
"Şişe çevirmece"
"Çocuk musun? Bana çocuklaşma diyene bak kendisi çocuk gibi davranıyor"
"Oynamak için illa çocuk olmamız gerekmiyor güzelim, hadi var mısın?"
"Varım ulan" dediğimde kaşlarını hayretle havaya kaldırdı ardından kahkaha patlattı.
"Ulan mı? Hiç sana yaşıyor mu? Böyle güzel hanımefendiye..." cıkladı. "Olmadı bu bak" deyip gülmeye başlayınca bende kendimi tutamadım ve güldüm.
"Nedenmiş sadece erkekler mi söyleyecek?" deyip boş bir su şişe bulmak için ayağı kalktım çekmecelere bakarken bir tane küçük pet şişe bulup tekrar masaya geçtim ve çevirdim, gülümseyerek ve zaferle gözlerimin karardığını hissedebiliyordum. "Doğruluk mu cesaret mi?" diye sorduğumda gülümseyerek şarabından bir yudum aldı ve dudaklarını büzdü.
"Şimdilik kendimi riske atmayacağım o yüzden doğruluk diyorum"
"Hımm...ne sorsam acaba? Hayatında unutamadığın bir anı var mı? Varsa söyle" dediğimde tek kaşını kaldırdı ve ellerini masanın üzerine koyup birbirine kenetledi.
"Var, bir kızı tavlayıp onu yatağa atmak istedim kız naz yapıp süründürmek isteyince bende...ulu ortada eteğini kaldıracağımı söylemiştim efsane utanmıştı" dediğinde dişlerimi sıktım nedense kıskançlık yüreğimi deşip tırnaklarımı onun o güzel yüzüne saplamamak için zor tutuyordum tek kaşımı kaldırıp alayla gülümsedim.
"İstediğini aldın mı bari?"
"Aldım" deyip geriye yaslanınca sinirden yanaklarım kızarmıştı, koyulaşmış gözleriyle yüzümü incelediğinde bakışlarımı kaçırıp şişeyi ona ittim ve sinirle şarabımı elime alıp beş yudum aldığımda tek kaşını kaldırıp dudaklarını büzdü. "Güzelim yavaş iç"
"Sana ne? İster ağırdan alırım ister yavaştan"
"Kedi yine tırnaklarını çıkarmış"
"Oyunu adam gibi oynar mısın? Yoksa seni buradan postalarım!"
"Tamam soruyorum..." deyip gülümsedi ve şişeyi çevirdi, gözlerinde arsız bir bakış belirdi dudakları yukarı doğru kıvrılıp bana esrarlı bir bakış atınca nefesim kesildi. "Doğruluk mu cesaret mi?"
"Doğruluk"
"Şuan da bana karşı ne hissediyorsun?"
"İstediğini sor çünkü istediğini alamayacaksın? Ve hiçbir şey hissetmiyorum" dediğimde dişlerini sıkıp masadan hızla kalktı ben tedirginlikle ayağı kalkınca üzerime gelip kollarını belime sardı.
"O yüzden mi senin yakınına girdiğimde böyle heyecanlanıyorsun, utanıyorsun, hatta beni kıskanıyorsun"
"Kıskanmak mı?" güldüm. "Seni kıskanmıyorum"
"Kıskanıyorsun, az önceki açıklamamda bana nasıl baktığını gördüm...Ela artık vazgeç karşında çocuk yok, kandıramazsın" dediğinde uzaklaşmak için ittim ama başarısız oldum.
"Lütfen gider misin? Hala neyi anlamıyorsun seni istemiyorum seni o gözle görmüyorum bu kadar..." bir anda dudaklarımla kendi dudaklarını kıstırıp öpmeye başlayınca şaşkınlıkla kalakaldım, elini başıma koyup sertçe açlıkla şehvetle öpmeye başlayınca inleyerek geri itsem de yapamıyordum onun tecrübeli öpüşünden etkilenmemek için dirensem de dudaklarımı zorla aralayıp dili dilimi keşfederken gözlerimi istemsizce kapattım, kalbim boğazımın tam ortasında hızla çarparken karşılık verdiğimde inleyerek beni daha çok kendisine çekip öpüşünü derinleştirdi, en sonunda ikimizde hırıltılar içinde geri çekilip nefes nefese kalmış bir şekilde gözlerimizin içine baktık hayatımda ilk defa onun böyle mutlu bakan gözlerini parıldarken görmüştüm kalbim hızla çarparken yavaştan sarhoş olma etkisiyle başımı göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım.
"Ela'm...sana deliler gibi aşığım lütfen artık inat etme...birşey mi yaşadın ki bana güvenmiyorsun?"
"Şey...ben ne olduğunu..." çenemi tutup başımı kaldırdı ve dudaklarıma tekrar kapanıp ıslak ama yavaş bir şekilde öpüp geri çekilince dudaklarım sızım sızım sızlamıştı gözlerim kararırken ellerimi göğsüne koyduğumda gözlerini kapatıp kaşlarını çattı ve alnını alnıma dayadı.
"Ne hissediyorsun Ela, lütfen artık..."
"Kıskanıyorum seni, seni ne zaman görsem heyecandan elim ayağım tutuluyor, panikliyorum, utanıyorum, başka kızlarla seni yan yana düşünmek bile beni deli ediyor, oldu mu tamam mı? Evet sana bunları hissetmeye başladım!" diye bağırdım en sonunda doğruları söyleyerek, zaferle gülümseyip yanağımı ısırarak öptü ve derin bir iç çekti.
"Biliyordum, sende beni sevmeye başladın"
"Sevmek mi bilmiyorum ama sürekli aklımdasın gözümü kapasam hayalin karşımda gözlerimi açsam yine karşımdasın? Unutamıyorum seni, çıkaramıyorum aklımdan, seni...seni başka biriyken hayal etmek nefesimi tıkıyor kıskançlığım yüreğimi kaplıyor ben...bana neler oluyor bilmiyorum Dalyan, ben çok korkuyorum" dedim ve bir anda gözlerim dolmaya başlayınca geri çekilip üzüntüyle kaşlarını çattı ellerini yanaklarıma koyup alnımı öptü ve gözlerimin içine baktı.
"Ela sakın, sakın bu hissettiklerinden korkma güzelim? Utanmada! Bu hissettiklerin normal birşey, bende sana aynını hissetmiştim"
"Bu hislerimin anlamı ne Dalyan bilmiyorum ben çok ko-korkuyorum ilk defa böyle birşey yaşıyorum ve kimse olmadı hayatımda bana bunları hissettiren tek kişi sensin yalvarırım neyim var bilmiyorum aklımı kaçıracak gibi oluyorum?" diye bağırıp haykırarak gözyaşlarımı silmeye başladığımda kaşlarını çatıp alnını alnıma yasladı ve ardından yanağımı öptü gözlerimin içine baktı.
"Bu hissettiklerin aşk güzelim"
"Eğer aşksa...ben, be-ben çok fena aşık oldum galiba" deyip ağlayarak gözlerine baktığımda o zorba herifin içinden duygusallık fışkırmıştı, kaşlarını tekrar çatıp burnumu öptü iki eli yanaklarımı sıkarken ellerimi ellerinin üzerine koyup sıktım. "Ben çok kötüyüm ben iyi değilim, elim ayağım titriyor kalbim hızla çarpıyor...sen o gece bana evlenmekten bahsettin ben...be-ben inanmadım"
"İnan sevgilim...yemin ederim ki duygularım yalan değil, öyle olsaydı bunca zamana kadar peşinden koşar mıydım? Ki benden bahsediyoruz...kimseye yüz vermeyen, zorba bir adamdan bahsediyoruz? Sence duygularım yalan olmasa, o herifi döver miydim? Senin için ihaleyi bile kaybetmeye göze aldım bana ne? Sikimde değil ihale! Sadece benim için önemli olan sensin, ve senin sevgin...artık bana inan"
"Dalyan sana dürüst olacağım...ben sana zaten inanıyorum sevginden dolayı, ben sadece korktum çünkü duygularım karmakarışıktı ilk defa bunları yaşadığım için bir an afalladım ama sana hep inandım sadece kendimi kandıran tek kişi bendim"
"Bu saatten sonra benimsin, ömrümün sonuna kadar benim olacaksın...evlendiğimizde" dediğinde kalbim kanat çırpıp sertçe içimde hızlandı ve gülümsedim, ellerini yanaklarıma koyup alnımı öptü ve derin bir iç çekti. "Benimle uyu seni henüz bırakıp gitmek istemiyorum, benim evime gidelim" dediğinde mırın kırın edip yüzümü astım.
"İş var sabah duşa gireceğim..."
"Benim evimde yıkanırsın"
"Ben evimde kalmak istiyorum"
"Evlendiğimiz zaman bu ev olmayacak Ela biliyorsun değil mi? Benim evimde yaşayacağımızı biliyorsun"
"O zamana kadar evimde kalsam?" deyip gözlerine baktığımda tekrar derin bir iç çekip etrafına bakındı.
"Bu ev güvenli değil"
"Ben burada kalmak istiyorum"
"O zaman seninle burada kalacağım, seninle uyumak istiyorum" dediğinde başımı salladım, o odamda tur atardan bende hemen odamda üzerimi değiştirip pijamalarımı giydim saçlarımı salık bırakıp salona girdiğimde Dalyan ceketini çıkarmış ellerini cebine koymuş pencereden dışarıya bakıyordu uykum gelmeye başladığı için esneyerek gerildim ve iç çektim oda bana doğru dönüp yüzüme baktı ve yaklaşıp kollarıyla beni sıkıca sarınca başımı göğsüne yaslayıp bende ona kollarımı sardım ve gözlerimi kapattım.
"Çok uykum var"
"O zaman gidip yatalım" dediğinde başımı salladım hızla beni kucağına alınca ufak bir çığlık atıp kollarımı boynuna sardım ve gülümseyerek yüzüne baktım odama geldiğimizde beni yere indirip yorganı açtı ve kendisi hemen sırt üstü yatağa kuruldu bende tedirgin bir şekilde ve aynı zaman da çekinerek ona baktım eliyle yatağı gösterdiğinde yanına gidip uzandım, elimi tutup kendisine çekti ardında belimi yakalayıp üzerine yatırınca itiraz etmedim kollarımı beline sarıp gözlerimi kapattığımda bir çıt sesi duyduk, Dalyan hemen beni dikkatle yatağa yatırıp komidinin üzerine koyduğu silahını alınca bende korkuyla yüzüne baktım.
"Neydi o?" nefeslerim hızlanınca elini yanağıma koyup okşadı ve kapıya ilerledi delikten baktı ama görünürde sessizdi, şüpheyle etrafına bakınıp iç çekerek tekrar yanıma geldiğinde silahını yerine koydu ve yatağa oturdu.
"İnat etme, güvenli değil"
"Bunca zamana kadar burada hayatımı sürdürdüm ve birşey olmadı" dediğimde derin bir iç çekip başını istemeyerek salladı ve yanıma uzandı, kollarını tekrar belime dolayıp kendisine çekince gözleri bana aldığı çiçeklere gitmişti, gülümsedim.
"Onlara gözüm gibi bakıyorum...canlı olanlar soldular ama olsun kuruttum onları, kutunun içinde" dediğimde başımı öpüp yüzümü incelemeye başlayınca tekrar esneyip gözlerimi kapattım, kim derdi ki o kalın sert elleri sırtımı narin narin okşadığını? Kim derdi ki böyle soğuk bir adamın gülümseyip hatta güldüğünü? Derin bir iç çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌸 Bir Zorba Bir Sevimli 🌸
RomanceZorba bir adamla sevimli kızın ilişkisi nasıl olabilirdi? Ortaya karmaşık, ama bir o kadar da tatlı bir görünüm oluyor aslında. Diğer taraf uzlaşmayı seçerken diğer taraf burnunun dikine giderken nasıl bir aşk doğabilirdi? Biri soğuk, dışarıdan acım...