🌸 26. Bölüm 🌸

967 37 0
                                    

Dalyan Kayaoğlu.
Gözlerimi kırpmadan yarım yamalak uykulu ve uyanık bir halde onu izlemiştim o uykuya dalana kadar onu izlemiş sonra yanına uzanıp sızıp kalmıştım uyandığımda elimi tutmuş bana sokulmuş bir halde görünce alnını öpüp yataktan kalkmıştım. Serkan'ı aradım durumu anlattım pek yapılacak bir şey yoktu babası karşı çıkarsa çıksın reşit bir kız olduğu için ne onu istemeden evlendirebilirlerdi nede özgürlüğü elinden alınabilirdi? Ben varken o biraz sıkardı. Serkan her ihtimale karşı önlemler ve kanıtlar sunmak için hastaneye gidip darp raporu çıkarmamı istedi aynı şey benim içinde geçerliydi darp raporunu kendime de yazdırdığımda bizi mahkemeye vermek için gittiğinde kanıtları hakime sunacaktık ama buna gerek kalmıyordu tanıdığım emniyet müdürüne her şeyi anlattığımda sorun olmayacağını söylemişti, geriye sadece tek bir işlem kalıyordu onun kimliğini alıp en kısa sürede nikahım altına almak ve korumak...muhtemelen kimliği evdeydi ama almak benim için çocuk oyuncağıydı? Poyraz'ı aradım nikah dairesine gidip en kısa sürede nikah kıymak için hangi gün gelmemiz gerektiğini öğrenmek için ona bu görevi verdim oda hemen yerine getirmek için adım atmıştı. Haber geldiğinde en erken bir hafta sonra evlenmek için nikah işlemlerini başlatıp başlatmayacağını bana sorduğunda başlat demiştim, en geç bir hafta...o bir hafta içinde ne yapacağımızı bilmiyordum ama tekrar orman evine gidip herkesten uzak izimizi bulmamaları için emniyet müdürüyle konuşmuştum geriye nikah işlemini başlatmak için kimlik kalıyordu o basitti tabi. Poyraz'a adamlardan bir kaçını otele getirttirmesi için tembihleyip ayrıldım, evin önüne geldiğimde otomatik kapının önünde durdum ve zile bastım kapı açılınca içeri girdim ve merdivenlerden çıkmaya başladım, kapıya geldiğimde babası dikiliyordu beni görünce öfke nöbeti geçirdi. "Seni orospu çocuğu kızım nerede söyle onu sen kaçırdın değil mi? Evlenmesine engel olamayacaksın!" omzunu tutup sertçe ittiğimde afallayıp sendeleyerek geriye gitti Ela'nın annesi ise burnundan kan gelirken görünce dişlerimi sıktım ve hemen arkamı döndüm odasına girdim cüzdanına bakındım ama kimliği yoktu tabi ya bu adam evlendirmek için benden önce kimliğine erişmişti belimdeki silahı çıkarıp salona girdim adam öfkeyle bir oraya bir buraya yürürken onun elinde malzeme olmamak için silahımı tekrar belime yerleştirdim.
"Bana onun kimliğini ver"
"Verecek kadar aptal değilim!"
"Bence vermeyecek kadar aptalsın"
"Vermezsem ne yapacaksın?"
"Beni buna zorlama, kimliği ver hemen!"
"Necmi ne diyorsa yap ver kimliği..." diye eşi girince araya adam öfkeyle ona doğru yürüyünce elini kaldırınca hemen kolunu yakaladım sıkarak arkaya büktüğümde inleyerek bana kafa atmaya çalışırken diğer elimi ensesine koyup masaya başını vurarak geri çekildim kadının kolundan tutup ayağı kaldırdım.
"Arabam aşağıda siz gidin"
"Kızım seninle mi?" diye ağlayarak sessizce sordu kocası duymasın diye bende başımla onaylayınca gülümsedi ve ağlayarak hızla çıktı salondan, adamın çenesini yakalayıp sıktım ve tek dizimin üzerinde durup tehlike dolu bir bakış attım.
"Kızına asla ulaşamayacaksın, benimle oyun oynamak ateşle oynamak gibidir hafife alırsan bir kıvılcımımla yanar kül olursun anlıyor musun beni? Kimliği ver yoksa burayı mezarın yaparım!" dediğimde cebinden kimlik ve onun telefonunu çıkarınca ellerimi çekip elindekileri alarak ayağı kalktım ve salondan çıktım, arabaya bindiğimde kadın hala burnunu peçeteyle siliyor diğer yandan gülümseyerek ağlıyordu kapıyı kapatıp arabayı çalıştırdığımda ona baktım. "Sizi hastaneye götürmemi ister misiniz? Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"
"Valla oğlum burnumun acısı geçti yüreğimin acısı senin sayende hepten geçti, kızım yalvarıp duruyordu bir şeyler yapmam için ama elimden bir şey gelmiyordu..." hıçkırınca bir evlat gibi omzunu sıvazladım başını bana çevirip kahve rengi gözleriyle yüzümü inceledi. "Allah'tan sen varsın geldin hem beni dayaktan kurtardın hemde kızımın hayatını...ne kadar teşekkür etsem azdır sana"
"Olur mu öyle şey, ben kızınızı seviyorum hemde çok seviyorum inanın her şey onun için onun mutluluğu ve huzuru için"
"Birbirinizi çok seviyorsunuz değil mi?" dediğinde gülümsedim ve otele gitmek için hareketlendim.
Ela Elmas.
    Uyandığımda burnum hafifçe sızlasa da artık dünkü kadar zorluk çekmiyordum ama beynimi kemiren şu düşünce beni rahat bırakmıyordu, bana evlenme teklifi etmişti ama içimde tereddütler vardı. Sıkıntıyla yatakta yan dönüp düşünüp durdum, hiç tanımadığım bir adamla evlenmek elbette isteyeceğim son şey bile değildi, kapı açılınca başımı arkaya çevirdim hızla ve yerimde doğruldum o anda annemle ve Dalyan'ı görünce endişeli ve korku dolu bakan gözlerim şimdi mutlulukla ve özlemle parlamıştı Dalyan hızla içeri girip yanıma geldi ve gözlerime baktı. "İyi misin?"
    "İyiyim sadece bir an korktum"
    "Korkutmak istemedim"
    "Annemi getirmişsin?" diyerek ona baktığımda başını salladı ve ayağı kalktı.
    "Siz güzel hanımları, yalnız bırakayım konuşacaklarınız vardır" deyip odadan çıkınca annem hızla yanıma koşup bana sıkıca sarıldı yüzündeki yaraları görünce dişlerimi sıksam da öfkemi tutamasam da sabrettim ve bende ona sıkıca sarıldım.
    "Anne"
    "Yavrum benim kuzum, nasılsın iyi misin?" diye sorup hemen geri çekildi ve yüzümü ellerinin arasına alıp sıkıca alnımı öptü.
    "İyiyim anne"
    "Eh başında böyle - adı gibi maşallah dalyan gibi - bir koca adayı varken iyi olmamak aptallık olurdu benim ciğer parem"
    "Bana dün evlenme teklifi etti"
    "Her şeyden haberim var...evet diyecek misin yoksa..."
    "Bilmiyorum anne...inan ne yapacağımı hiç bilmiyorum" deyip tekrar yatağa yattığımda saçlarımı okşamaya başladı.
    "Ela kızım...bence ona evet demelisin? Sana nasıl baktığını, seninle nasıl ilgilendiğini, hepsini görebiliyorum ve inan bana seni gerçekten seviyor ve değer veriyor...bu fırsatı sakın kaçırma derim sende onu seviyorsun biliyorum ayrıca nasıl tanıştınız nasıl bu iş o raddeye geldi bana anlatmalısın"
"Evet...aşığım sanırım, sonra anlatırım anne" dedim uyumak istiyordum bu yüzden gözlerimi kapattığımda annem ben uyuyana kadar başımı okşayacağını bildiğim için gülümsedim.
Dalyan Kayaoğlu.
    İçeri girdiğimde annesi saçlarını okşamayı bırakıp sessizce ayağı kalktı dışarı çıkması için yer açtım ve bende peşinden çıkıp kapıyı araladım. "Uyudu mu?"
    "Evet uyudu...hayvan herif kızımı ne hale getirdi"
    "Hala kızınızın evinde mi duruyor?"
    "Evet...ne yapacağız bilmiyorum"
    "Bizim evde kalırsınız ne sizi nede kızınızı o eve asla bırakmam hele de kocanız oradayken"
    "Ben gideyim bir şekilde idare ederim..."
    "Ama..."
    "Merak etme bir şey olursa seni ararım, sen yeter ki kızıma sahip çık onu koru"
    "Daima, şüpheniz olmasın onu kendimden bile korurum" dediğimde gülümsedi ve bir annenin şefkati gibi beni kucakladı.
    "Kızımla ne zaman evleneceksiniz?"
    "Bir hafta sonraya ayarlayabildim"
    "Buralarda fazla takılmayın, Necmi sizi anında bulur şizofrenin tekidir o! Peşinize adam tutar, dikkatli olun"
    "Merak etmeyin" dediğimde yanımdan ayrılınca iç çekerek içeri girdim, tavuk kadar götüyle hiçbir şey yapamazdı arkama güvenmiyordum tabi ki, benim gölgem bile yeterdi! Yanına uzandığımda sessizce sırtı bana dönük uyuyordu gülümseyerek burnumu saçlarına dayadım ve kokladım mis gibi şampuan kokuyordu, evlilik konusunda kararı neydi bilmiyordum ama onu bırakamazdım seviyordum, hemde çok. Eve geldiğimde onu yatağıma yatırıp üstümü değiştirmek için giyinme odama yöneldim aklımda bir sürü düşünce vardı o kadıncağız şu ne yapıyordu? Kocası ona bir zarar veriyor muydu? Keşke benimle gelseydi daha güvende olurdu ama kendi gitmek istedi bunun için yapabileceğim bir şey maalesef yoktu Ela benim yanımda olduğu için daha çok mutluydum evleneceğim için, dünya şeyler vardı, işimi bitirince masama yaklaşıp koltuğa oturdum bacaklarımı masaya uzatıp kollarımı göğsümde bağladım ve onu seyretmeye başladım yüzümde bir gülümseme oluştu yerinde kıpırdanıp bacağını yatağın dışına çıkarınca gülümsedim başımı iki yana sallayıp kıkırdadım ve ayağı kalkıp yanına gittim bacağını nazikçe tutup yatağın içine koydum ve üzerini örttüğümde elimi tutup sıktı diğer eliyle yanağını kaşıdı ardından iki eliyle beraber elimi göğsüne bastırıp iç çekti, bende öylece eğilmiş hareketlerini izlemiş ve belim ağrımıştı tabi, ama tatlı bir ağrıydı bu...iç çekip oturdum. "Anlaşılan sen elimi bana geri vermeyeceksin, eh madem yanına kıvrılayım" deyip yatağın için girdim arkadan ona sarılıp gözlerimi kapattım.

🌸 Bir Zorba Bir Sevimli 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin