🌸 30. Bölüm 🌸

1K 33 0
                                    

    Gözlerimi açtığımda Dalyan benim üzerimde yatıyor ve kollarıyla beni sıkıca sarmıştı, gülümseyerek saçlarını okşadığımda derin bir iç çekip başını kaldırdı ve gözlerini açıp yüzüme baktı kaşlarını çatıp ellerini yatağa dayadı ve ağırlığını hafifçe yukarı kaldırıp çenemi tuttu kaşları hala çatılıydı sonra hafifçe gülümseyip dudaklarıma bir öpücük kondurunca gülümsedim. "Günaydın Esmer Tanrıça" deyip alnını alnıma dayadı ve ağırlığını üzerime verince yüzümü buruşturup inledim bacaklarımı araladığımda içine yerleşip hafifçe inledi ve homurdandı. "Yemin ediyorum benim sonum olacaksın, şu evlenme işi hızlanamaz mı daha ne kadar kendimi tutacağım arkadaş?" sinirle homurdanınca gülümseyerek başımı başına dayadım.
   "Neyden bahsediyorsun?"
   "Kıvrandığımdan belli olmuyor mu?"
   "Ne için?" diye sorup kaşlarımı çattığımda geri çekilip kaşlarını çattı oda, derin derin solumaya başladı titrediğini gördüğümde endişeyle yüzüne bakıp elimi yanağına koydum. "Dalyan, Dalyan iyi misin? Beni korkutuyorsun" deyip yerimde doğrulmaya çalıştığımda gülümsedi ve omzumu tutup ittirmesiyle kendisini de üzerime yatırdı ellerini yanaklarıma koydu.
   "İyiyim güzelim korkma...sadece..." susunca kaşlarımı çattım, dişlerini sıkmıştı.
   "Sadece ne..." dememle dudaklarını dudaklarımla birleştirdi, ufak bir şok yaşadığım için karşılık vermediğimde alt dudağımı ısırıp kaşlarını çatınca inledim.
   "Karşılık ver!"
   "Beklemiyordum"
   "Bekleyeceksin!"
   "Zorba!" dediğimde dudaklarını çekip göz kırptı.
   "Zorbayım...senin zorbanım!" deyip sertçe beni öpmeye başlayınca karşılık verdim, kalçamı tutup sertçe kendisine bastırdığında ateş gibi sıcak ama demir gibi sertliğini hissedince irkilsem de kendimi ona bastırmaktan geri kalmadım bu kendim miydim bilmiyordum bu adamda ne vardı böyle? Ben hiç böyle şeyler yapan biri değildim, hayalini de hiç kurmadım ama bu adam ne zaman dokunsa ne zaman öpse beni harekete geçiriyordu, hafifçe inleyip elini tişörtümün içine soktu ve sütyenimi aşağı çekip elini göğsüme koydu sıktı yerimde titreyip inlediğimde daha sert öpmeye başladı, elini şortuma geçirip hızla çekmesiyle geri çekildim.
   "Dalyan..."
   "Şşt" deyip tekrar dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı eşofmanını çıkardığını anladığımda ürkerek onu itmeye çalışsam da ellerimi tutup yatak başlığına uzattı tek eliyle bileklerimi tutsak ederken bir elini tekrar kalçama koyup sertliğine daha çok bastırınca şimdi daha net hissetmiştim inleyerek ellerimi çektiğimde serbest bırakınca tırnaklarımı sırtına geçirdiğimde oda inledi, elini kilodumun içine koyunca hemen geri çekilip gözlerine baktım oda kaşlarını çatmış yüzüme bakıyordu.
   "Ne yapıyorsun?"
   "Esas sen ne yapıyorsun, sana birşey yapmayacağım merak etme düğünü bekliyorum ama sen...bana güvenmedin" dediğinde hızla geri çekilince kaşlarımı çatıp yerimde doğruldum.
   "Hayır sana güveniyorum..."
   "Sen bana güvenmedin!" diye sesini yükseltince bir şok yaşayıp gözlerimi büyüttüm bu herif dengesiz miydi? Ani ruh değişimi benim dengemi de bozmuştu!
   "Ben sana güveniyorum sence güvenmesem ilk öpücüğümü, ilk teslim olma aşamasını sana verir miydim sanıyorsun?"
   "Biliyorum ama bir şey yapmacağımı biliyorsun yine de güvenmedin, yoksa benden sakladığın bir şey mi var?" deyip bacaklarımı tutup hızla çekince ufak bir çığlık attım, kaşlarını çatıp bacaklarımı daha çok ayırdı kalçamı bacaklarına dayayınca tedirgin bir şekilde nefesimi titrekçe verip korkuyla yüzüne baktım elini orama koyup yavaş yavaş okşamaya başladığında alt dudağımı ısırıp ellerimi ellerinin üzerine koydum. "Taö burada...benim bilmediğim bir şey mi var ki sen bana güvenmiyorsun? Bakire değil misin yoksa, bana doğruyu söyle!" diye sesini yükseltince çığlık atıp elini durdurmaya çalıştım baş parmağını kalçamdan orama doğru yavaşça sürtmeye devam edince elini sıkıca tutup yerimde doğruldum kucağına yerleştiğimde saçlarını tutup çektim ve başını geriye attım gözlerim dolmuş bir şekilde yüzüne bakarken gülümsüyordu.
   "Sen ne saçmaladığının farkında mısın? Ben sadece ürküyorum korkuyorum anladın mı? Kötü bir deneyimim var ben hiç böyle şeyler yaşamadım ama sen gelmişsin bakire değil misin diye soruyorsun? Anlamayacak kadar zorbasın ve düşüncesizsin, ben sadece...çok ama...çok korkuyorum!" diye itirafta bulununca gülümsemesi yüzüne iyice yayıldı ve elini enseme götürüp okşadı ellerini belime koyup kilodumun içine soktu ve işaret parmağını kalçamın ortasına götürüp sürtmeyle başlayınca alt dudağımı ısırıp alnımı alnına dayadım dudakları burnuma değiyordu gözlerini kapatmıştı bende istem dışı gözlerimi kapatıp ellerimi beline koydum.
   "Sakin ol hemen de asi oluyorsun...seni kıvama sokmaya çalışıyorum? Biliyorum herhalde aptal değilim...daha öncelerinde kanıtladın zaten? Ama neden gergin olduğunu bilmek istedim sorduğum zaman utanıp cevap vermiyorsun bazen"
   "Yine olayı dramatik yapıp ödümü patlattın!" kahkaha atıp bana sıkıca sarıldı.
   "Özür dilerim" dediğinde gülünce omzuna yumruk attım oda sertçe sertliğine bastırınca yüksek seste inlemek zorunda kaldım. "Canın yanacak diye mi korkuyorsun? Utanma. Sadece söyle yüzüne bakmıyorum rahat olabilirsin" diye fısıltıyla sorunca burnumu çekip başımı salladım, şimdiden yanaklarım kızarmıştı ama yüzüme bakıp sormaması beni daha çok rahatlatmıştı, başımı boyun girintisine gömüp öptüğümde oda boynumu öpüp kalçamı sıktı. "Korkma, canın yanmaz buna izin vermem...sana zarar verecek ne olursa olsun, izin vermem...bu kişi ben olsam bile" deyip geri çekildi ve alnımı öpüp mutfağı gösterdi. "Hadi bir kahvaltı yapalım sonra anneni görmeye gidelim, oradan şirkete uğrar tekrar buraya geliriz düğünümüze çok az kaldı" dediğinde yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu ve başımı salladım.
   "Seni seviyorum"
   "Ben seni daha çok seviyorum"
                                   🌸
    Annemi görmek için şehir dışına çıkmıştık tabi o meşhur özel uçakla daha çabuk varmıştık, o kadar çok özlemiştim annemi her aklıma onunla geçirdiğim güzel günler geldiğinde burnumun direği sızlıyordu yüreğimdeki hasret öyle bir diş bilemişti ki ciğerlerime, sanki kanser olmuştum derin bir nefes alıp onun elini sıktığımda oda gözlerini kapatıp destek verircesine karşılık vermişti. Geldiğimizde eve resmen uçarak girmiştim anneme sıkıca sarılmıştım sanki kırk yıldır görmemiş gibiydim kokusunu deli gibi içime hapis edip boğulana kadar yüzümü boynuna gömmüştüm özlem giderdiğimizde salya sümük ağlamaya başladığımızda Ecem de peşimizden ağlayarak gelmişti Çınar da yanımızdaydı dördümüz evde oturmuş gelecek hakkında konuşmuştuk düğüne iki gün kalmıştı Ecem hızla gelinlik, ayakkabı, takı için şimdiden söylenmişti Dalyan kına gecesini yapıp yapmak istemediğimi sorguladığında ben olumsuz cevap vermiştim buna gerek duymamıştım sade bir kıymak istemiştim kına için bir sürü masraf olacaktı buna gerek yoktu, Ecem ısrar edip beni gelinlik bakmaya zorlamaya devam edince Dalyan izin vermemişti hala dışarıda babamın aradığını hatırlatıp oturmamızı söylemişti ama peşlerinden onların da gelmesini ısrar ettiğimizde ve tabi bir saatlik gelin, kalın kavgası yapmıştık en sonunda gelmeyi kabul etmişlerdi. Gelinlik olarak prenses gelinliklerden almıştık göğüs kısmı ve şekilde geliyordu ve alt kısmı yaprak ve çiçek desenleriyle dikilmiş hafif kabarık bir elbiseydi Çınar zaten düğünün yapılacağı yeri ayarlamış anlaşmışlardı, herşey tamamdı sadece tatlı alışverişler kalmıştı, gelinlik ve ayakkabıyı almıştık Dalyan ısrarla giymemi söyleyip görmek istediğini söyleyince inatla giymemiştim uğursuzluk getirsin istemiyordum oda iki günü sırf bu yüzden zorbalık yapıp somurtkan olacağıyla ilgili beni tehdit edince yine umursamamıştım meraktan çatlasın istiyordum, kuyumcudan gelinliğe uygun gerdanlık takımı alıp işimizi tamamlamıştık şimdi sırada erkekler vardı, kendilerine smokin almak ilk önce bizi eve bırakmalarını yorulduğumuzu söylediklerinde kabul etmiştik, eve geldiğimizde Ecem ve ben helecanlı heyecanlı elimizdeki poşetlerle içeri girdik Ecem de kendisine beyaz ve taşlı bir abiye almış Çınar'ın yüz tepkisini şimdiden merak ediyordu, annemin yanına vardığımda sevinçle bakmıştı. "Aldınız mı ay kızlar ben meraktan çatlarım, kızım giy gel bir göreyim seni şöyle beyazlar içinde" dediğinde başımı sallayıp yukarı çıktım, gelinliği giydiğimde kendime aynadan baktığımda harika görünüyordum gelinliğin adı gibi prenses gibi olmuştum mutlulukla odadan çıkıp merdivenlerden seke seke indim Ecem ve annem yan yana oturuyordu evin hizmetçileri de heyecanla beni beklerken salona geldiğimde annem gözlerini büyütüp kocaman gülümseyerek ellerini ağzına götürdü Ecem de bana mutlulukla ve parlayan gözlerle bakmıştı etrafımda dönüp kollarımı iki yana açtım.
   "Nasıl olmuşum?"
   "Çok güzelsin benim prensesim" dedi annem ve dolu dolu olmuş gözlerini daha fazla tutamayıp ağlamaya başlayınca üzüntüyle kaşlarımı çatıp kollarımı iki yanıma düşürdüm.
   "Anne ağlama bak beni de ağlatacaksın"
   "Ne yapayım kızım bir yavrum sensin, seni böyle görmek beni öyle mutlu etti ki anlatamam kırk yıl gençleştim sanki senin mutluluğundan dolayı"
   "Anne sen zaten on sekizlik manitasın valla o düğünde açık saçık giyme kaçırırlar seni" dediğimde hizmetçiler de gülmeye başlayınca bende kahkaha attım televizyonda erik dalı açıp oynamaya başladığımızda hizmetçiler bizi alkışlıyordu onları davet ettiğimde hepimiz oynayıp gülerek kurtlarımızı dökmüş ve hayatımda böyle güzel eğlendiğim için mutlu olduğum için çok şanslıydım. Akşam olduğunda hizmetçiler yemek servisi yapmak için masayı hazırlarken aşçımız Sudan Sultan döktürmüştü öyle güzel yaprak sarması sarmıştı ki ince inceydi ve hafif mayhoştu gidip gelip gidip gelip bir tane çala çala yemiştim oda bu halime gülüp hep birlikte yememiz için sabretmemi söylemişti, yemek hazır olana kadar Ecem elbisesini giymiş kaç kere prova yapmıştı iki genç kız bu tatlı mutluluğa birbirimize sarılıp ağlayarak destek olmuş mutluluğumuzu paylaşmıştık. Dalyan'ın ailesi bizim nerede olduğumuzu bildiği için ve düğüne az kaldığı için annemi görmek istediler bir kaç gün önce Dalyan annesine haber etmişti annemde tanışmak istemişti ve heyecanla akşam yemeğini beklemiştik. Ailesi geldiklerinde annemle tanışmışlardı kadın kadına sohbet ettiklerinde Feridun bey de salonda spor kanalı izliyordu bizde üç genç kız yemek hazır olana kadar koyu sohbete dalmıştık,  Dalyan ve Çınar en sonunda geldiklerinde ellerindeki koca poşetleri kapının kenarına bırakıp salona geçmişlerdi, yemek sırasında herkes şen şakrattı herkes birbiriyle sohbet edip gülüşüp eğleniyorduk yemekten sonra çaylar dağıtılmıştı, Dalyan uzakta oturmuş gözlerini bana sabitleyince gözlerimi büyütüp ona dik dik baktım oda ısrarla gözlerini biraz daha büyütüp bakınca ağzım açık kalmıştı en sonunda telefonunu çıkarıp bana mesaj atınca gülümsemeden edemedim.
O gelinliği benim için giy, çatlayacağım hayal etmekten artık!
Üzgünüm :) Biraz daha sabret düğünde göreceksin zaten? Hem uğursuzluk getirir ;)
   Diye cevap verip yüz tipine baktığımda dişlerini sıkıp cevap verdi, sonra bana bakıp Al ulan o zaman der gibi bakınca kaşlarımı çatıp yazdığına baktım.
İyi! Benden günah gitti, eve gittiğimizde onu zorla kendim sana giydireceğim hadi bakalım!
   Dediğinde gözlerim yuvalarından çıkmış yanaklarım kıpkırmızı olmuştu, Ecem koluyla beni dürtünce hızla başımı kaldırıp baktım etrafa, herkes dırdırına şamatasına bakıyordu Ecem'e döndüğümde alttan alttan arsızca gülünce gözlerim büyüdü ve mesajlarımımı okudun bakışı attığımda oda omzunu silkip bana ne der gibi bakınca kolunu çimdikledim dilini ısırıp başını eğdi ve güldü bende Dalyan'a bakıp cevap verdim.
Kusura bakma ama mümkün değil, bekle yapacak bir şey yok.
   Dediğimde öfkeyle bana bakmıştı.
   Herkes çayını kahvesini içtikten sonra evlere dağılmaya başlamıştık Dalyan'ın ailesiyle samimi bir şekilde veda edip anneme sıkıca sarılmıştım Ecem ve Çınar arabada bizi bekliyordu. "Hadi anne görüşürüz birşey olursa söyle ara hemen"
   "Merak etme kızım adamlar zaten nöbet tutuyor, Susan da sağ olsun bana arkadaşlık ediyor sen keyfine bak beni sıkıntı etme" dediğinde ona sıkıca sarılıp veda ettim Dalyan da ona sarılıp elini öpünce gülümsemeden edememiştim. Orman evine geldiğimizde arabadan indik Çınar ve Ecem evlerine gitmek için korna çalıp yollarını ayırmışlardı bizde biraz tur yapıp eve dönmek istemiştik, bay kasıntı mafya kılıklı herif evden çıktığımızdan beri somurtup duruyordu iç çekerek eve girdiğimizde bir su içmek için mutfağa girdim oda peşimden gelip lap diye arkadan bana sarılıp kollarıyla belimi sıkıca sarınca gülümsedim ve suyumu içip ona döndüm kaşlarını hala çatılı tutuyordu? Ellerimle yanaklarını çekip gülümsemeye benzer bir şekil ortaya çıkınca gülümsemem yüzüme yayıldı. "Gül azıcık zorba bey" dediğimde yine bana aynı suratla bakınca, çocuk sesleri çıkarıp çenesini sıktım.
   "Aman da aman bana darılmış mı? Aman aman benimle konuşmayacak mı? Ama neden şen böyle yapıyoşun yapma şana gülmek çok yakışıyoooor" diye uzattığımda dudaklarını büzüp gülmemek için kendisini tuttuğunu gördüğümde yanaklarını sıkıp başını sağ sola çevirdim burnunu sıktım o sırada zorlukla konuştu.
   "Gülemem" deyip ellerimi tuttu. "Neden giymek istemiyorsun benim önümde?" eski ciddi halime dönüp iç çektim.
   "Dedim sana, uğursuzluk getirir"
   "Bunların hepsi saçma batıl inanç"
   "Dalyan lütfen" dediğimde iç çekip kaşlarını düzeltti ve kollarını tekrar belime sardı.
   "Bir şartla gülümserim"
   "Neymiş zorba bey?" diye sordum kaşlarımı Buzlar Kraliçesi Elsa gibi çatarak.
   "Beni öpersen" dediğinde yanaklarım ısındı ve başımı eğip gülümsedim, çenemi tutup kaldırdı ve tek kaşını kaldırmış arsızca yüzüme bakıyordu. "Zor değil, dene" dediğinde iç çekip gömlek yakalarını tutup parmak uçlarımda yükseldim, dudaklarımı dudaklarına değdirip öptüğümde kıkırdamaya başladı bende geri çekilip güldüm. "Bak dedim sana zor değil, utanma artık sevgilim...iki gün sonra kocan olacağım sende benim karım" dediğinde başımı salladım ve gözlerimi kapatıp alnımı alnına dayayıp gözlerimi kapattım.
   "Sabırsızlanıyorum" dediğimde kollarını sıkıca belime sarıp bir müddet öylece kaldık.

🌸 Bir Zorba Bir Sevimli 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin