Dokuz Ay Sonra.
Karnımı tutup ayağı kalkmaya çalıştığımda nefesim kesilip tekrar yatağa gömüldüm üçüzlere hamile kalmak yemin ederim çok zor bir şeydi, iki erkek bir kızdı o kadar tatlılardı ki ultrasondaki halleri, bir an önce kucağıma almak istiyordum annem doğumuma yakın günlerde gelmişti Feridun bey ve eşi de evlerindeydi herkes merakla bebeklerin doğmasını bekliyorlardı. Yerimde tekrar doğrulmaya çalışıp karnımı tuttuğumda içeriye Dalyan girdi cebeleştiğimi görünce kıkırdayarak yanıma gelip beni kucağına almıştı gülümseyerek kollarımı boynuna dolayıp yüzüne baktım. "Teşekkür ederim minnak zorbam"
"Kollarım ağrıdı bir an önce aşağı inmek istiyorum" dediğinde omzuna bir tane vurduğumda gür bir kahkaha atıp ilerlemeye başlamıştı.
"Aman aman ne kadar komik" dediğimde dikkatle aşağı inmeye başladı.
"Bu üçüzler ne zaman doğacak? Hani doktor dokuz ay sonra başlar demişti?"
"Dokuzuncu aydayız, hemen dokuz ay olunca fırtlatılacak diye bir şey yok ki" dediğimde mutfağa girdik beni yavaşça yere indirip buz dolabından kahvaltılıkları çıkarırken bende çayı koymuştum belimi tutarak Dalyan'ın yanına giderken bir sancı girmesiyle yüzümü buruşturup inledim, Dalyan elindeki kahvaltılıkları bırakıp kaşlarını çatıp yüzüme endişeyle baktı.
"Ela..."
"Çok kötüyüm bir sancı girdi" dememle daha sert bir tekme yememle acıyla bağırıp dizlerimin üzerine çökmemle adımı bağırıp kollarımı tuttu acıyla karnımı tutarken hemen eline telefonu alıp Çınar'ı aradı.
"Hemen bizimkilere haber Ela doğuruyor, hastaneye gidiyoruz sizde oraya geçin!" deyip hemen beni kucağına almasıyla daha sert bir tekme daha yediğimde bağırıp tişörtünü sıktım.
"Çabuk gidelim!" diye bağırmamla dış kapıyı korumalardan biri açtı hemen arabayı hazırladıklarında içeriye girdik, şöför koltuğa kurulup hızla hastaneye doğru sürmeye başlarken Dalyan eliyle alnımdaki terleri silip elini karnıma koydu diğer yandan gülümsüyordu.
"Anne - baba olmaya hazır mısın?"
"Sancılar bitsin, seninle her şeye varım" dediğimde bir tekme daha yememle bir çığlık daha savurdum.
Dalyan Kayaoğlu.
Hemen doğumhaneye aldıklarında ben sabırsız bir şekilde dışarıda bekliyordum içimde fena halde bir sevinç ve mutluluk vardı o kadar güzel bir duyguydu ki kelimelere dökmek çok az kaldırdı tarif etmek zordu, Çınar bu halime kıkırdayıp durunca alayla konuştum. "Yarın ebür gün evleneceksin gülme kardeşim"
"Sabırsız, bekle azıcık"
"Senin eşinde hamile kalıp hastaneye getirdiğinde bende seni göreceğim?" dediğimde güldü ve Ecem'in yanağını öptü annem ve babam da tatlı telaşımı gülümseyerek izliyordu Ela'nın annesi de heyecanla bekliyordu. İki saatin ardından o kapıdan sevdiğim kadın çıkmıştı, halsiz ama mutlu bir şekilde odaya aldıklarında doktor da peşimizden gelmişti.
"Doğum çok başarılıydı maşallah allah hepsinin kaderini güzel eylesin" dediğinde herkes amin derken bende heyecanla içeriye bakmaya çalıştım.
"Çocuklarım nerede?"
"Hazırlıyorlar şimdi, eşinizin yanına gidin hemşireler de bebekleri getirecekler merak etmeyin, Allah bağışlasın geçmiş olsun" dediklerinde ben hemen sevdiğim kadının odasına girmiştim, elinde serumla halsiz bir şekilde yüzüme bakınca gülümseyerek elini tutup öptüm.
"Bebeklerimiz nerede?"
"Hazırlıyorlar şimdi, getirecekler? Çok merak ediyorum"
"Çok tatlılardı"
"Senin gibi yani" dediğimde kocaman gülümseyip gözlerini kapattı. Yarım saatin ardından bebekler geldiğinde ilk olarak kucağıma kızımı aldım minik yanakları minicik elleri minicik suratıyla oyuncak bebek gibi duruyordu, kocaman gülümseyip kokusunu içime çektim ve alnını öpüp sevdiğim kızın kollarına bıraktım oda doya doya koklayıp öptüğünde annem onu kucağına alıp küvezine koyarken erkek bebeklerimize baktım onların ikisi de kaşlarını çatmış elleri havada uyuyorlardı Çınar sessizce kıkırdayarak konuştu.
"Bak aynı sana benziyorlar, çatık kaşlı? İki erkek bebek senden almış bu özelliğini" dediğinde kocaman gülümseyip gururlanmış bir şekilde yüreğim kabarmıştı.
"Tabi oğlum, erkek adam olacaklar onlar daha? Ne karı kız ayarlayacağım..." dememle ağzımı kapattım hemen ve yan gözle Ela'ya baktım bana sertçe bakıyordu gülümseyerek öpücük attım.
"Oğullarımı sakın yoldan çıkarayım deme, valla o buzdolabı kafanı ikiye ayırırım" dememle herkes sessizce gülmeye başlamıştı.
Hastaneden çıktığımızda hemen eve gitmiştik annem ve kayın validem mutfakta yemek yaparken biz erkelerde içerde oturup televizyon izliyorduk Ecem ve Hale de Ela'ya duş aldırıyordu kolay değildi üç minik yavrucak normal doğumla dünyaya gelmişti o sırada bebek telsizinden inga sesleri gelince Çınar gülmeye başladı.
"Şimdiden sana iyi şanslar, merhaba uykusuz geceler kardeşim? Ölüm saati saat 21. 30 sebebi uykusuzluk" deyince herkes gülmeye başlayınca kıkırdadım ve ayağı kalkıp yatak odasına çıkmaya başladım, odaya girmemle üçü birden ağlayınca yemin ederim kendimi şimdiden bir kaosun içinde buldum içerisi iğrenç bir kokuyla donaltılınca burnumu tutup üfledim.
"Bu ne ya, ne kokuyor?" deyip yanlarına gittiğimde üçü de ellerini sallayıp ağlıyordu annem yanıma geldi sağ olsun bebeklerin bezlerini değiştirmeye başlayınca burnumu yelpaze yapıp üfledim. "Anne gaz maskesi yok mu? Öleceğim" dediğimde güldü ve ilk olarak minik poposunu temizlediği kızımı kucağıma verdi.
"Alış evladım bunlara, daha seni neler bekliyor" dediğinde alt dudağımı ısırıp minik kızımın parmağımı sıkışını izledim, gülümseyerek alnını öpüp hafifçe salladığımda Hale ve Ecem tuvaletten çıkmıştı kaşlarımı çatarak ikisine baktım.
"Ela nerede?"
"Çıkıyor şimdi" dedi Hale bitkin bir sesle, kızımı ona verip tuvalete gittiğimde Ela karnını tutup inleyerek saçlarını geriye atmaya çalışıyordu elini tutup öptüm ve ben yardım ettim, kolunu ve belini tutarak odaya götürüp yatağa uzanmasına yardım ettiğimde annem kızımı kucağına alıp sallarken iki erkek bebeğimizi Hale ve Ecem kollarına bırakmıştı.
"Acıktılar kızım ilk onları doyur" dediğinde başını sallayıp ikisini her iki yanına yatırmaya yardım ettiler, bende kızımı annemin kucağından alıp sallamaya başladığımda annem odadan çıktı içeriye kayın validem girdi Ecem ve Hale dışarı çıkıp anneme yardım etmek için aşağı indiklerinde bende sevdiğim kadının yanına oturup minnakların höpür höpür süt içişlerini izledim, beslenme zamanları dolduğunda sıra kızımıza geldiğinde annesi dışarı çıktı ikisi uyurken Ela bitkin bir halde kızımızı doyururken bende onun saçlarını okşuyordum.
"Nasılsın güzelim?"
"İyiyim sadece yorgunum"
"Geçer yarına kadar düzelirsin" deyip alnını öptüm ve kızımızın başını okşadım.
🌸
Ela Elmas.
"Hayır bebek bezini yanlış koyuyorsun, diğer türlü yapacaksın" dememle Dalyan isyanla bebek bezini doğru şekilde yapıp bezlemeye başlamıştı onun bu haline kahkahalarla eşlik etmiştim ıslak mendili burnuna dayatıp iki kulağının arasına uçlarını birleştirmiş bebeklerin kaka kokusunu gidermeye çalışıp diğer yandan bezlemeye çalışması feci komikti, erkek bebecikleri doyurmaya başlarken Dalyan isyanla bana seslendi.
"Ela, Su yerinde durmuyor"
"Sen Cem ve Cenk'i kucağına al ben yapayım" dediğimde kabul edip ayağı kalktı ve ikisini kucağına alıp uzaklaşınca bende kızımın altını düzgünce başlayıp üstünü giydirdim ve kucağıma alıp sallamaya başladım. "Aman da aman, nazlı kızım benim? Anne senin popişini mi temizledi? Cici mi oldu benim kızım?" deyip başını öptüm ve bebek arabasına güzelce yerleştirip Dalyan'ı bekledim ağzında bir tane çörekle iki çocukla evden çıkıp ayağıyla kapıyı kapatınca güldüm ve elimle kendisini işaret ettim. "Nedir bu halin Allah aşkına?"
"Ne yapayım kızım, kahvaltıya gidene kadar bu yumurcaklar benim karnımı acıktırdı? Meme sende içiyorlar bezlerine de sıçıyorlar oh hayat onlara güzel?" dediğinde bir kahkaha atıp Cenk'i kucağıma aldım ve kızımın yanına yatırdım oda diğerini yatırıp püsetlerin başlarını indirdik ve ikimiz de bir olup bebek arabasını sürmeye başladık, iki adımlık yerde kafe tarzı bir yer vardı bebekler doğduktan on gün sonra anca çıkabilmiştik anca kendimize vakit ayırabilmiştik çünkü bebekler doğduktan sonra üç gün sonra Ecem ve Çınar evlenmişlerdi onlara koşturmuştuk diğer yandan uzak akrabalar ziyarete gelmişlerdi hediyeleriydi takılarıydı bitmemişti hiç, şimdi ise kendimize vakit bulmuşken değerlendirmek istemiştik, Dalyan gülümseyerek yüzüme uzanınca geri çekildim kaşlarını çatıp tekrar gülümseyerek uzandı bende gülerek geri çekildiğimde derin bir iç çekti. "Beni kızdırmayı bırak"
"Ama çok tatlı oluyorsun"
"Öpecek misin öpmeyecek misin?" dediğinde alt dudağımı ısırıp göz kırptığımda elini enseme koyup hızla çekti ve dudağımı öpüp göz kırptı. Kafeye geldiğimizde bebekleri yanıma alıp garsona da sipariş verdik Dalyan üçüne de hayranlıkla bakıyordu elini tutup gülümseyerek bende bebeklerimize baktığımda konuştu. "Çok ama çok güzeller, o kadar sevimliler ki sevmeye kıyamıyorum, kırk yıl düşüncem böyle güzel bir aile kuracağım aklıma gelmezdi"
"Mutlusun değil mi?"
"Deli misin? Hemde nasıl, mutluluk kelimesi bile hafif kalır sevdiceğim"
"Seni seviyorum"
"Bende seni çok seviyorum hayatımın anlamı, aşkın en güzeli seni sevmek"
"Seni de öyle" dediğimde uzanıp dudağımdan öpmüştü.
Bizim hikaye öyle başlamış, ve böyle bitmişti kimin hayatı nefretten aşka dönüştü yada tesadüfen tanışılıp mutluluğu buldu bilemem ama bizim hikaye öyle yazıldı, ve böyle bitmişti...hayat gerçekten çok garipti aynı havayı solumak istemediğin bir insanla, öyle bir an geliyor onunla aynı havayı ciğerlerine nüfus ettiğine şükür ediyorsun? Ama iyi ki bu karizmatik zorbayı tanımıştım, çünkü gerçekten o beni sevmişti ve bende onu...o benim hep iyikimdi. Ne yaşı durdurmuş sevgimizi, ne babam mani olabilmiş bir olmamızı nede başka birileri, bir insan gerçekten birini seviyorsa onun için yapamayacağı şey yoktur, sevgi böyle birşeydi. Güçlüydü. Ve iyiki onu tanımışım Gerçek aşkın en güzeli onu sevmekti. Zorba bir adamın söylediği buydu çünkü ben onun için fazla sevecen ve gülümsemeyi seven biriydim oda bu halimle nasıl anlaşacak diye düşünmüştü ama aşık olduğunda böyle bir şey artık kalmamıştı şimdi oda gülümsüyor, gülüyordu.
Ona, bu dünyayı sevdirmeye başladıkça sevmeyi ve sevilmeyi öğretmeye çalıştığımda o ve ben zıt olsak da, farkında olmadan sevmiştim ve oda. :)
Şimdi sevimli mi sevimli, bebeklerimiz vardı Dalyan daha iyi kucağına alıyor ve artık kaka kokusuna alıştığı için rahat bir şekilde bezliyordu, ve bunu her yaptığında yüzümde bir gülümseme oluşuyordu çünkü böyle bir zorbanın ileri de bu hale gelmesi beni gerçekten mutlu ediyordu.
— Son —
🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌸 Bir Zorba Bir Sevimli 🌸
RomanceZorba bir adamla sevimli kızın ilişkisi nasıl olabilirdi? Ortaya karmaşık, ama bir o kadar da tatlı bir görünüm oluyor aslında. Diğer taraf uzlaşmayı seçerken diğer taraf burnunun dikine giderken nasıl bir aşk doğabilirdi? Biri soğuk, dışarıdan acım...