🌸 35. Bölüm 🌸

765 30 0
                                    

İki Hafta Sonra.
Ela Elmas.
   Koca iki hafta geçmişti ağzıma atamadığım lokmalar bile artık midemi bulandırmıştı ve kusuyordum serumlarla sakinleşip vitaminlerle iki hafta geçirmiştim, Poyraz ve Çınar ekibi artık umutsuz bir şekilde duruyordu ama yine de arıyorlardı. Yatakta öylece yatıp umudumu yitirmeden gelmesini bekliyordum, ve bekleyecektim de. İçeriye biri girince hiç dönüp bile bakmadım, topuklu ayakkabı sesi duydum...Handan hanım yanıma gelip yatağın kenarına oturdu ve ellerimi tutup sıktı yine midem kaynamaya ve boş boş öğürtülerle başımı aşağı sarkıttım sırtımı sıvazlayıp teskin etmeye çalışırken içeriye birileri daha girmişti, kusmayı bırakıp yatağa uzandığımda Handan hanımın gözleri bir anda ışıldamaya başlamıştı kaşlarımı çatıp gözlerimi kapattığımda konuştu. "Ela kendini nasıl hissediyorsun?"
   "Yorgun, bitkin, midem bulanıyor...berbat"
   "Belki midenin bulantısı ağır geçirdiğin aşk yüzünden değildir" dediğinde gözlerimi açıp halsiz bir şekilde bana umutla bakan Handan hanıma baktım, Ecem ve Hale de yanıma kurulup meraklı gözlerle bir ona bir bana bakıyorlardı.
    "Ne demek bu?"
    "Sen en son ne zaman hasta oldun?"
    "Hatırlamıyorum"
    "Peki ne zamandır hasta olmuyorsun?" dudaklarımı büzüp yüzümü ekşiterek yan döndüm ve omzumu silktim.
    "Bilmiyorum...bir süredir" dediğimde heyecanla yerinde kıpırdanıp elini karnıma koyunca kaşlarımı daha derin çatıp sırtımı tekrar yatağa bıraktım ve bana meraklı ve heyecanla bakan üç göze anlamsız ve ruhsuz gözlerle baktım. "Neden ne oldu ki?"
   "Kuzum sen kesin, hamilesin"
Dalyan Kayaoğlu.
   Koskoca iki hafta bana iki milyon asır gibi gelmişti, kafamı toplamak için herkesten ve her şeyden uzaklaşmak için eve gitmemiştim kimse beni bulamasın diye evden çıkmıyor, telefonumu tamamen kapatmış bir şekilde yaptığım çaydan bir yudum alıyordum, sevdiğim kadını özlemiştim merak ediyordum nasıldır iyi midir ne haldedir diye? Arasam konuşsam Çınar ve diğerleri beni bulurdu bunu istemiyordum çünkü daha yeni yeni olanları idrak edip duruma alışmaya çalışırken onlara nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum daha kendim kabullenip kabul edemezken onların karşılarına şap diye çıkıp esas ailemi gördüm demek kolay değildi...ama şimdi kafamı topladım duruma alıştım ve nasıl söyleyeceğimi düşünmüştüm herkesi özlemiştim ama bil hassa gözümde, burnumda, tenimde sızım sızım yerlere sahip olan kadını daha çok özlemiştim, evin içine girip bir kaç gün daha kalmaya karar verdim bu yüzden elime baltayı alıp odun kırmak için evden çıktım yazın ortasıydı bunlar elbette şömine için değildi sadece içimde kalan dinmek bilmeyen öfkeyi atmak için kullanacağım bir yöntemdi, ve her ne kadar işe yarasa da düşündükçe duygusal anlamda çöküntü oluyordu ama ne mi yapabilirim? Kaldırabilirim.
Ela Elmas.
   Handan hanımın söyledikleri bir umudum olmuştu...bir bebek? Eğer söyledikleri doğruysa hamileydim, ki umarım hamileyimdir çünkü onun yokluğunda tek  orada filizlenen bir bebeğe sığınmak olacaktı. Hep birlikte kahvaltı etmek için herkesin zoruyla mecbur aşağı inmiştim, Ecem şimdiden havalara uçup benim ağzıma bir kaç şey tıkmaya çalışırken Hale ve annesi kız erkek yarışmasına girmişti bu olay beni biraz olsun toparlamış ve yüzümde bir gülümseme oluşturmuştu, sakince kahvaltımızı etmeye devam ederken elim istemsizce karnıma gidip yüzümde gülücük oluşturduğu sırada kapı gürültüyle çalmaya başlamıştı panikle etrafıma baktığımda Çınar ayaklandı. "Siz burada kalın" deyip belindeki silahı çıkarınca hepimiz huzursuz ve tedirgin bir şekilde mutfak penceresinde sıraya girmiştik, o sırada Poyraz'ın yan profilini az çok seçtiğimde bir umutlu haber vardır diye hemen salona koşmuştum Çınar nedense heyecanla ve kocaman gülümsemesiyle bana bakınca bende onlara meraklı gözlerle bakmıştım.
    "Ne oluyor?"
    "Müjdeni isterim yenge" dedi Poyraz kocaman gülümseyerek, başımı ona çevirip elimi kalbime koydum heyecanla atan kalbim artık başımı döndürmüş titrekçe nefes alıp vermiştim o iki hafta boyunca beklediğim haberi söylemişti. "Onu bulduk"
                                    🌸
Onlara gelmemesini söylemiştim sadece kendim gidip onunla baş başa kalıp hasret gidermek istiyordum ve bu isteğime karşı herkes anlayış göstermişti, orman evine vardığımda heyecanla kalbim hızlı hızlı atarken titrek elimde kapıyı açtım içeriye kocaman gülümseyerek girdiğimde etrafın boş olduğunu görünce yüzümdeki gülümseme şaşkınlıkla silinmişti kalbim hüsranla sızlarken arkamı döndüğümde koskoca bedeni sarsılmaz bir şekilde tek omuzunun üzerinde odunlarla bana doğru geldiğini gördüğümde heyecanla ellerim ayaklarım titredi elimi kapıya dayayıp derin bir nefes aldığımda başını kaldırıp bana bakmıştı durdu ve odunları yere bırakıp bana doğru hızla yürümeye başlayınca bende ona doğru hızla koştum ve kollarımı beline sarıp boynunu göğsünü ellerini her yerini deli gibi öperken oda aynı şekilde saçlarımı tutup kokluyordu kollarıyla bedenimi sımsıkı sarıp yüzünü boynuma gömdüğünde mutlulukla ağlamaya başmıştım. "Seni, seni çok özledim zorba" dediğimde geri çekilip üzüntüyle ve hasretle kaşlarını çatıp dudaklarıma sarıldı birbirimizi deli gibi iştahla öperken nefessiz kaldığımızda geri çekildik, ellerini yanaklarıma koyup gözlerimin içine bakınca bende ellerimi onun yanaklarına koyup hasretle yüzüne baktım.
"Bende seni çok özledim sevimli"
"Neredeydin? Neden gelmedin? İki hafta boyunca neden bir mesaj bile atmadın?" diye kızgınlıkla sorup ellerimi çektiğimde üzüntüyle dişlerini sıkıp ellerini saçlarına gömdü ve ensesinde birleştirip gözlerimin içine baktı.
"Zamana ihtiyacım vardı"
"Neye peki?"
"Bilmediğin şeyler var sevimli"
"Söyle de bilelim o zaman zorba" deyip ellerimi belime koyduğumda gülümsedi ve elimi tutup sertçe çekti, bana sımsıkı sarılıp dans eder gibi hareketler yaparak etrafımızda dönmeye başladık.
"Herşeyi anlatacağım"
"Sana söylemek istediğim bir şey var" dedim heyecanla, geri çekilip ellerini yanaklarıma koydu ve gözlerimin içine bakıp bana öpücük attığında şimdiden yanaklarım kızarmaya başlamıştı alt dudağımı ısırıp nasıl söylesem diye düşünürken elini boynuma götürüp okşamaya başladı.
"Ne söyleyeceksin?"
"Şey, nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum"
"Körü bir şey mi?" diye sordu bir anda endişe edip korkuyla yüzüme bakarak, başımı iki yana sallayıp kocaman gülümsedim ve güldüm.
"Hayır bir tanem"
"O zaman nedir? Söyle, merak ettirme" dediğinde heyecanla elini tutup sıktım ne tepki vereceğini bilmiyordum belki istemeyecekti? Bu düşünce beni titretse de yine de ne olursa olsun söylemek istiyordum eğer hamile değilsem diye düşündüm...ama bilmiyorum hamile olma olasılığım da yüksekti bir diğer açıdan? Derin bir nefes alıp elini karnıma götürdüğümde kaşlarını çatıp anlamsız bir şekilde yüzüme baktı, tek kaşını kaldırıp gözlerini karnıma dikti. "Ne yoksa hasta mısın? İyi misin?" diye endişeyle sorup elini çekmeye yeltenirken gülmeye başlayarak elini çekmesine izin vermedim, karnımın üzerinde daire çizdirmeye başladığımda bir çırpıda söylemeye karar verdim.
"Sanırım ben hamileyim, baba olacaksın"

🌸 Bir Zorba Bir Sevimli 🌸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin